“Ne kadar?..”
Ne bileyim ciddi iste…
Okulsuz sanat, mekânsiz esnaf, çarikli erkân, gravatli hüsran…
Aldatma, atlatma sanati, is bitirme, ömür tü-ketme fasli, yagmurla beraber, “Yarabbi sü-kür” genisligi.
Bal tutarken parmagini yalayan, bala ka-namayip, parmagini da beraberinde götü-ren götürücü…
Dahi mi… Deha mi… Daha mi?..
Genetigi bozuk zanaatkarlar…
***
HADI bir de Torbali’nin gen haritasina azicik göz atalim…
Su ise bakin hele… Torbali’nin sol zahmetini çekenlerle oturup karsilikli bir bardak çay içmeyeceksiniz…
Fakat…
Milli Görüsün iftar sofralarini kaçirmaya-caksiniz…
Gören-soran olursa: “Herkesi kucakladim” diyeceksiniz.
Isin dogrusu:
Torbali mahvelinde AKP-CHP koalisyonu çok güzel götürülüyor. Ulke genelinde gö-rülmeyen bu hos görü ve dayanisma imrenile-cek ölçülerde. Yalniz, bu esine- benzerine rastlanilmayan birlikteligin bulusma azmi, öyle herkesin düsündügü gibi, ‘hizmet et-mek’ de degil, ‘hizmet etmemek’ noktasinda kesisiyor’
Her ikisinin de ortak noktasi “Torbali için bir sey yapmamak.”
Her iki parti Torbali da ‘hiçbir sey yapmamak’ için birliktelik yürütüyorlar. El-ele, göz-göze, diz-dize…
Tartisma yok, müzakere yok, istisare yok, arayis yok, öneri yok, önerge yok. …
Var olan sey:
Uyumlu beraberlik…
Oh ne ala memleket. “Sen bana dokunma, ben seni sikistirmayayim.” Böyle siyasi ikli-me can kurban…
Merkezi hükümetin, yani ‘AKP’ döneminin son senesinde, yerel yönetim ‘CHP’ döneminin ise, neredeyse ortasindayiz.
Torbali’ya çakilan bir çivi yok…
Haksizlik etmemek için, “Adalet ve Kalkin-ma Partisi’nin” bize, yani Torbali’ya hizmet olarak düsen kismi: Unvaninin ilk kelimesin-deki ‘Adalet’in yanina bir ‘saray’ kondurma-si.
Yigidi öldür, hakkini yeme…
Adalet sarayi yaptilar yapmasina da… Kal-kinmanin ‘ke’ sinden haber yok. O güzer-gâhtaki birçok ilin ve ilçenin gerisindeyiz.
Birakin yatirimlari ve istihdam artirici giri-simleri; sosyal hayatin vazgeçilemez ikilisi: ‘Derslik’ ve ‘Hastane’ konularinda bile ‘An-kara’ bizim yüzümüze hiç ama hiç bakmadi.
Acinacak haldeyiz…
Yanagimizi diger yöne, yani CHP’ye çevir-digimizde, suratimiza çöplük samari yakis-tirilmakta…
O tokadin suratimizda biraktigi kizariklik, sosyal demokrat veya solcu olmanin utan-cindan daha asagilayici, daha agir degil…
Bunu sineye ancak ve ancak, genetigiyle oynanmis siyasetçiler çeker…
Siz bosu bosuna sokaklara çikip, siyasetçinin ‘esnaf’ olanini, ya da ‘tüccarini’, ‘taseronunu’, ‘çakmasini’, ‘asker kaçagini’ falan aramayin…
Genetigi degistirilmis, parlak ceketli, kirmizi gravatli olanlariyla her an faça-façaya gelebilirsiniz…
Hem de üzerlerinde “GDO’ ludur” uyari levhasi olmadan…