Büyük Torbalı

Kral çiplak

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Kral çiplak
Armağan KARS( a.kars@buyuktorbali.com )
734 Görüntüleme
04 Mart 2010 - 23:17
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Eh, nihayet bunu da gördük degerli okurlar. Sayin Basbakan’in,  önceki gün partisinin grup toplantisinda yaptigi konusmadaki verip veristirmesinden gazete patronlari ve köse yazarlari da nasibini aldi. Bu ilk defa mi oluyor, diyorsaniz haklisiniz. Daha önce de Sayin Basbakan bir toplantida dinleyicilere bazi gazeteleri kastederek, -ki bunlar, kendisine göre yalan yanlis yazan gazetelerdir- onlari satin almamalarini ve okumamalarini tavsiye etmisti. Evet, halkina bazi gazeteleri okumamayi tavsiye eden bir Basbakanimiz vardi. Simdi de bazi gazete patronlarinin kendi köse yazarlarindan rahatsiz olduklari bilgisinden hareketle, bu yazarlari kapiya koyma aklini veren bir Basbakanimiz var. Sayin Basbakan bazi basin organlarini kisisel olarak boykot etmekte, okumamakta, izlememekte elbette haklidir. Fakat, bir devlet adaminin vatandasi bu boykota davet etmesi demokrasilerde sikça görülen bir durum degildir. Bu arada Sayin Basbakan, “Ben kalkip da sunu at, benimkini al demiyorum ki” diyerek de yüreklere su serpmistir. Basbakan’in bu sözlerini ortak bir bildiriyle, “demokratik Türkiye” idealine aykiri bularak protesto eden köse yazarlari arasinda iktidara yakin görüste olanlarin da bulunmasi demokrasi adina sevindirici olmakla beraber, yasanan bu son olayin ciddiyetine ve tehlikesine de isaret etmektedir. Keske “tek sesli ve tek renkli basin” arzulamayi  “basin özgürlügü açilimi(!)” olarak degerlendirmek mümkün olsaydi ama imkânsiz. Her ne kadar bir kisim halki “kani bozuk” ilân eden iradeye “Millî Irade”  diyemesek de, “basin”in, milletin ortak sesi oldugunu görmezden gelemeyiz. Eger her sey iktidarlarin hosuna gidecek sekilde yazilip çizilecek olsaydi, demokrasilerde gerektiginde “kral çiplak” deme rolünü üstlenen “muhalefet” diye bir kurum lüzumsuz olurdu. O düzenin adi da “demokrasi” olmazdi.

Yasadiklarimiza ve tarih önünde tanik olduklarimiza bakarak geldigimiz noktayi tek kelime ile “berbat” olarak özetleyebiliyorum. Çok isterdim her seyin yolunda gittigini söyleyip birilerinin gözüne girmeyi ama yalan da söyleyemem ki. Kral çiplaksa, ‘elbiseniz çok sik’ diyemem ki. Henüz arsivi bile olmayan üç günlük bir gazetenin bir muhabirinin tasidigi bavul dolusu (!) belgenin isiginda yürüyerek geldigimiz durumun, içinden çikilmaz bir hâl aldigini görmezden gelemem ki. Kaç zamandir içi bos açilimlarla yatip, olmamis darbelerle kalkiyoruz. Sanal âlemde kiyametler kopuyor. Hukuku dolanmayi marifet sanan bürokratlar, cephanelik bulduran arkeolojik kazilar, sise suyuyla yutulmaya çalisilan krokiler, suikast iddialari, cinayet iddialari, intiharlar, “karakolda dogru söyler, mahkemede sasar” türünden, biri baba, biri ogul, biri kardes  “gizli taniklar”, kan tahlilci milletvekilleri, cezalandirma anlamina gelebilecek uzunlukta gözalti süreleri, kisiler üzerinden ülkenin gözbebegi kurumlarini yipratanlar, evi gözlenenler, telefonu dinlenenler ve daha neler neler. Saymakla bitmiyor bu hiç de iç açici olmayan seyler. Bu arada kisa sürede unutulanlar da var elbette. Örnegin; ifadesinin Ergenekon sorusturmasini baslattigi bilinen  ve önce Müslüman sonra Hristiyan olan, bazi çevrelerce CIA ajani oldugu da iddia edilen, ekranda sergiledigi sovlarla bazi zihinlerde “kullanilmis” izlenimi birakan, escinsel oldugu da söylenen Tuncay Güney nerede? Bülent Arinç’a suikast girisiminde bulunduklari haberi bizzat Bülent Arinç tarafindan duyurulan  askerler “kozmik “ çukurda mi buharlastilar? Televizyonu her açtigimizda, gazeteye her baktigimizda bu haberleri görmekten bikkinlik gelmedi mi artik? Sanirsiniz bu ülkede hiç egitim sorunu yok. Saglik alanindaki sorunlar sadece eczanelerle mi sinirli? Tekel isçisinin basina gelenler Taris’te tekrarlanmiyor mu? Egitimde içsel ve evrensel kalite olusturmak yerine, üniversiteye giristeki katsayi uygulamasina takilip kalmak politik malzeme degilse nedir? Görülen o ki, üretici ve üretim tükenirken artan issizlik, giderek tirmanan ve tirmandikça birilerini fena halde tirmalayan enflasyon ve issiz rakamlari yönetimde hirçinliklara ve söyledigini bilmezlige neden olabiliyor. Ne çare ki sorunlari çözme yolu bu degil. Keske köse yazarlari yazmayinca bu sorunlar yok olabilseydi.

Saygilarimla.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web