'Aleviyim' deseydim Müdür olamazdim

Türkiye, Dersim katliami ile birlikte tarihiyle yüzlesirken Alevi kökenli eski PTT Müdürü Muzaffer Yilmaz aci bir gerçegi anlatti: Alevi kimligimizi çocuklarimizdan bile saklamak zorunda birakildik. TURKIYE, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Zaman gazetesine verdigi röportajda, 'Dersim katliaminin sorumlusu devlet ve CHP'dir” demesi ile yeniden Dersim’i konusmaya basladi. CHP yönetiminin Aygün’den savunma istemesi ile baslayan süreç, [&hellip]

'Aleviyim' deseydim Müdür olamazdim

Türkiye, Dersim katliami ile birlikte tarihiyle yüzlesirken Alevi kökenli eski PTT Müdürü Muzaffer Yilmaz aci bir gerçegi anlatti: Alevi kimligimizi çocuklarimizdan bile saklamak zorunda birakildik.

TURKIYE, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Zaman gazetesine verdigi röportajda, “Dersim katliaminin sorumlusu devlet ve CHP’dir” demesi ile yeniden Dersim’i konusmaya basladi. CHP yönetiminin Aygün’den savunma istemesi ile baslayan süreç, CHP ve AK Parti arasinda polemik olusmasi ile gelisti ve son olarak da geçtigimiz hafta Basbakan Recep Tayyip Erdogan tarihi bir adim atarak devlet adina Dersimlilerden özür diledi. Türkiye bu çerçevede, “CHP de özür dileyecek mi?”, “Tunceli’nin adi degisecek mi?”, “Seyit Riza kahraman mi, terörist mi?” sorulari etrafinda derin bir tartismanin içerisinde. Yaklasik 15 bin Alevi vatandasin yasadigi Torbali’da da bu tartismalar ilgi ile takip ediliyor. Torbali’da 14 yil PTT Müdürlügü yapan, solcu kimligi nedeniyle 1 yilda 6 defa tayini çikarilan Muzaffer Yilmaz ile Dersim’i ve Aleviligi konustuk.  “Ben sizin yalan ve hilelerinizle bas edemedim, bu bana dert oldu. Yilmaz, “Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun” diyen Seyit Riza’yi, “Alevilerin ekmegi yenmez” önyargisini, çocuklarindan bile gizlemek zorunda kaldigi Alevi kimligini anlatti.
ALEVILER, 1960’TAN SONRA SEHRE INEBILDI

ALEVILERIN tarih boyunca çok sikinti çektigini, sikintili sürecin Dersim katliami ile tavan yaptigini söyleyen Yilmaz, çekilen sikintilara kendi yasamindan da örnekler verdi. Yilmaz, “Bir dönem firin islettim “Alevilerin ekmegi yenmez” dediler.  Benim köyümde cem edilirken köyün girisine çikisina bekçi konulurdu. 30 yil devlet memurlugu yaptim, açik açik Aleviyim diyemedim. Aleviyim deseydim beni Erzurum’da müdür yapmazlardi. Cumhuriyet bize kimlik kazandirdigi için CHP’liyiz ve Atatürk’e hayraniz. Alevilerin sikintilari hiçbir zaman sifira inmedi tabi. Çogu Alevi gibi yeri geldiginde çocuklarimizdan bile Alevi oldugumuzu saklamak zorunda birakildik. Tarihe bakarsaniz ya da Anadolu’ya bakarsaniz tüm Alevi köyleri daglik ve ormanlik yerlerdedir. Kendilerini muhafaza edebilmek için buna mecbur kalmistir. Aleviler 1960’tan sonra sehre inebildi. Geldiler fakat sadece sehre gelmek zorunda kalmadilar. Kisiliklerini saklamak zorunda kaldilar. Alevi dedin mi öcü gibi bakiyorlar” dedi.

Süngünün ucuna takilan bebeler de mi isyankârdi?

DEVLETE en sadik illerden birisi iken 193638 olaylarindan sonra adi isyan ve muhaliflikle anilan Dersim’de uzun yillar kapali kapilar ardinda konusulan destanlasan ve anma günleri ile tazelenen “derin bir yara” artik açik açik konusuluyor. Her ne kadar “zulüm” niteligindeki tarihi bir gerçek “siyasi polemigin” etrafinda da sekillense de Türkiye’nin geçmisi ile yüzlesmesi bakimindan önemli bir süreç yasaniyor.

DERSIM’IN SORUMLUSU BAYAR, INÖNU VE ÇAKMAK’TIR

DERSIM olaylarini ve Alevilerin yasadigi sikintilari anlatan Torbalili Emekli PTT Müdürü Muzaffer Yilmaz, ayni partiden oldugu CHP’li Hüseyin Aygün gibi Dersim’in sorumlusunun Atatürk ve CHP oldugunu düsünmüyor. “Dersim’in sorumlusu devletti. Celal Bayar, Ismet Inönü ve Fevzi Çakmak”ti diyen Yilmaz, sunlari söyledi, “Dersim’i ne Atatürk yapti, ne CHP yapti; Dersim’i o günkü devlet yapti. Eger suçlu aranacaksa dönemin Basbakani Celal Bayar, Ismet Inönü ve Genelkurmay Baskani Fevzi Çakmak suçludur. Adnan Menderes o zaman gayet etkili ve yetkili bir konumdaydi. Isyanda 2 Alevi subaya bir de dede için idam emri veriyor. Bu olayi Atatürk’e bildiriyorlar. Subaylardan biri de Atanin sinif arkadasi. ‘Asmasinlar’ talimati veriyor. 2 subay sehpaya giderken ‘Önce bizi asin’ diyorlar. ‘Neden’ diye soranlara ‘Dedeyi en son asinki bize dua etsin’ diyorlar. Tam dedeye sira geldiginde Atatürk’ün talimati idam alanina ulasiyor ve dede idamdan kurtuluyor. Atatürk, Cumhurbaskaniydi, hükümet degildi. Simdi hükümetin icraatlarindan Cumhurbaskani Abdullah Gül’ü sorumlu tutabilir miyiz?” seklinde konustu.

ALEVILER, 1960’TAN SONRA SEHRE INEBILDI

ALEVILERIN tarih boyunca çok sikinti çektigini, sikintili sürecin Dersim katliami ile tavan yaptigini söyleyen Yilmaz, “Dersim’in baslangici siyasidir. O döneme baktiginizda feodal bir yapi var. Asiret sistemi var. Bunun altinda bir de inanç sistemi var. Alevileri, Kerbela’dan itibaren sunnî diye tabir edilen toplum aykiri görmüstür. Bakin, Tunceli’ye veya Dersim’de sadece Cumhuriyet zamaninda, 1938’lerde olay olmamistir. Padisah’in zamaninda da müdahale olmustur. Nasil olmus? Yavuz Sultan Selim ile Sah Ismail’in savasi… O yillarda Aleviler Tunceli’den daglara kaçmak zorunda kalmis. Tarihe bakarsaniz ya da Anadolu’ya bakarsaniz tüm Alevi köyleri daglik ve ormanlik yerlerdedir. Neden? Çünkü kendini muhafaza edebilmek için buna mecbur kalmistir. Aleviler 1960’tan sonra sehre inebildi. Geldiler fakat sadece sehre gelmek zorunda kalmadilar. Kisiliklerini saklamak zorunda kaldilar. Alevi dedin mi öcü gibi bakiyorlar” dedi.

ALEVILERIN EKMEGI YENMEZ!

ALEVILERIN çektigi sikintilara kendi yasamindan da bir örnek veren Yilmaz “Ben Kars’in Selim ilçesinde yasadim. O zamanlar nahiye idi. Sarikamis bizim kazamizdi. Ortaokulu bitirdigimde zengin dayima yardim etmemi istememi annem. Ben oraya gitmedim, evden kaçtim. Sarikamis’ta biri firinda çalistim ve meslek ögrendim. 1 yil orada kaldiktan sonra köye döndüm, usta olarak. Selim’de ilçe olma asamasinda. Ilk defa bir firin yapiliyor. Firina, usta ariyorlar. Beni duymuslar, haber gönderdiler, gittim, adamla anlastik. Askerlige kadar orada ustalik yaptim. Isletme sahibi Kafkas Türkü ve Sunni idi. 2 yil tatli tatli geçindik. Askerden sonra döndügümde isletmeci firini bana devretti. O gün bir baska firin daha açildi. Firini açan “Alevinin ekmegi yenmez” seklinde bir dedikodu çikardi. Ama tabi Kars, kültür seviyesi yüksek, aydin bir bölge oldugu kimse itibar etmedi. Biz bunlari yasadik. Çogu Alevi gibi yeri geldiginde çocuklarimizdan bile Alevi oldugumuzu saklamak zorunda birakildik”

ÖZUR DILENMESI IYI BIR BASLANGIÇ

BASBAKAN Recep Tayyip Erdogan’in devlet adina özür dilemesini ve Kiliçdaroglu’nun bu olaya yaklasimini da degerlendiren Muzaffer Yilmaz, “Kiliçdaroglu bu hususta bana göre çok etkin davranamamistir. Ama bence özür dilemesi de gerekmiyor. Inancina dayali politika yapmiyor ve zaten sosyal demokratlikta inanca dayali politika olmamali. Bu isin CHP ile ne ilgisi var? Basbakan’in diledigi özrün sekli de dogru degil. Il Baskanlarinin toplantisinda devlet adina özür dilenmez. Özür dilemesini, begendim ama devletin meclisinde ‘ben devletin devamiyim’ deyip özür dilemeliydi. Türkiye’de o kadar çok özür dilenecek olay var ki. Sivas’tan nasil özür dileyecekler? Insanlar canli canli yakilir mi? Kahramanmaras’ta Çorum’da neden oldu o olaylar?  Biri özür dileyecekse Kenan Evren dilesin. Devletin tavrini yine de iyi bir baslangiç olarak görüyorum. En azindan artik telaffuz ediliyor” dedi.