4 nesil bir arada!

Torbalı’da yaşayan sayılı ve Atatürk tarafından anavatanına getirilen son göçmenler arasında yer alan Fikriye nine, nüfus kayıtlarına göre 90 yaşında. Uzun yaşamasının sırrını “doğal yiyecek tüketmekle” açıklayan yaşlı kadın, gençlere de çağrı da bulundu

1912'de start alan ve 1922 yılına kadar etkisini devam ettiren on yıllık Balkan Savaşı döneminin ardından eksik ve sağlık sorunlarıyla iç içe bir nüfus devralan Türkiye'nin hem sosyal ve ekonomik alanlarda gelişme kaydedilebilmesi hem de dış kaynaklı tehdit ve emellere karşı ülkenin korunması için artma esasına dayalı uygulanan bir nüfus politikası çerçevesinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında Romanya'nın Dmboviţa kentinden 'Molla Memet' kafilesiyle ülkemize getirilen son göçmenlerden biri olan 90 yaşındaki Fikriye Aslaner, ilerleyen yaşına rağmen oldukça dinç duruyor. 8 çocuk, 65 torun sahibi olan Fikriye ninenin toplamda 13 tane de torununun çocuğu bulunuyor. Torununun torununu kucağına almak için sabırsızlanan ve gün sayan Fikriye nine, hayatının büyük bir bölümünü tarım ve hayvancılıkla geçirdi. Uzun yaşamasının sırrını anlatan Fikriye nine bu durumu, gençliğinde çok çalışıp, hareket etmesine, hepsi doğal olan yoğurt, bal, tereyağı, kaymak, kendi yetiştirdiği sebze ve meyvelerle beslenmesine borçlu olduğunu söyledi.

HOR GÖRDÜLER

Kulaklarının ağır işittiğini belirten yaşlı kadın, yürümekte güçlük çekmeye başlamasına rağmen yaşamayı sevdiğini dile getirdi. Atatürk'ün ölümünden 4 yıl önce Romanya'dan Türkiye'ye getirildiklerini vurgulayan 90 yaşındaki Fikriye nine, yaşam şartlarının zor olması nedeniyle hiç okula gitmediğini belirtti. Okuma yazma bilmemesi nedeniyle günlük yaşamda sık sık zorluklarla karşılaştığını kaydeden Fikriye nine, Atatürk'ü çok sevdiğini belirterek, 'Romanya, Bulgaristan ve Yugoslavya gibi ülkelerde yaşayan Türkleri çok hor gördüler. 1920'lerin ortalarında başlayan ve hemen hemen tüm Balkan ülkelerinde görülen ırkçı saldırılara maruz kalınınca Atatürk bizleri 'Molla Mehmet' kafilesiyle Elazığ'ın Erpinik Köyü'ne getirdi. Oradan da Torbalı'ya geldik. Çok okumak istedim ama ailem göndermedi. Mektup yazar yuvadan kaçar korkusuyla babam bilerek okutmadı bizi. Kendisine çok kızgınım.' diye konuştu.

O DÖNEMİ ANARKEN AĞLIYOR

Yıllarca tüm kendi ihtiyaçlarını kendisinin karşılayabildiğini ancak son bir yıldır hareket etmekte dahi güçlük çektiğini kaydeden 56 yaşındaki oğlu Mahmut Aslaner ise, 'Annem, uzun yıllar kırsal mahallede doğal ürünlerle beslendiği için oldukça sağlıklı bir yaşlılık dönemini geçiriyor. Sadece kulakları ağır işitiyor ve Alzheimer hastalığıyla mücadele veriyor. Nüfus cüzdanına göre 90 yaşında ama bizlere doğduktan yıllar sonra nüfusa kaydının yapıldığını söylüyor. Nüfusa 6-7 yıl geç kaydettirilmiş olabilir. Hamaratlığı ve dillere destan yöresel yemekleri nedeniyle 2 yıl önce rahmetli olan babam kendisine 'Ateş Böceği' derdi. Bir yıldır, yürüme güçlüğü çektiği için dışarıya pek çıkamıyor. Eşimle birlikte kendisine bakıyoruz. Balkan ülkelerinde atalarımıza şiddetli ırkçı saldırılar da bulunmuşlar. O dönemleri sürekli anlatıyor bize. Anlatırken de ağlıyor. Yaklaşık 2 yıldır kulakları ağır işitiyor. Annem formunu bizce de doğal yiyecekleri tüketerek koruyor. Çünkü sürekli ilaçlı yemekler yemeyin diye kızıyor.' ifadelerini kullandı.  Murat CAN

Bakmadan Geçme