Birbirimize doyamadık ama vatan sağolsun
GEÇTİĞİMİZ ay Hakkari Çukurca’da hain terör örgütüyle çıkan çatışmada 25 yaşındaki Harun Jandarma Uzman Çavuş Harun Şenözüar şehit olmuştu.
Karaotlu uzman çavuşun şehadeti başta ailesi olmak üzere Torbalı'yı ve tüm Türkiye'yi yasa boğarken, en büyük ateş 9 aylık eşi Melek'in yüreğine düştü. Karnında 1 ay sonra doğmayı bekleyen bebeği ile canından çok sevdiği eşinin vefat haberini alan gözü yaşlı Melek, şimdi hem gururlu hem buruk. Baba ocağında ise hem gurur hem de göz yaşı hakim. Şehidin, ismini taşıdığı aslan parçası bir oğlu oldu. Melek, hastaneden çıkar çıkmaz kucağında bebeği ile ilk olarak şehidinin mezarını ziyaret edip gözyaşı döktü. En uç duyguları bir arada yaşayan eşi Melek Şenözüar muhabirimiz Hamza Bodur'un sorularını yanıtladı; Harun Şenözüvar ile tanışmalarını, son konuşmalarını ve şu anki duygularını anlattı.
Harun Şenözüvar ile nasıl ve ne zaman tanıştınız?
Arkadaşımızın vasıtasıyla 2 yıl önce tanışmıştık. İlk görüşte birbirimize aşık olmuştuk.1 sene içinde de evlenmeye kara verdik.9 aylık evliydik.
Nasıl biriydi, bize O'nu anlatır mısınız?
Çok güçlü ve metanetli biriydi. Dışarıya karşı çok sert biriydi ama evde bize karşı uysal bir çocuk gibiydi. İnançlı bir insandı ve karar verdiği şeylerden vazgeçmezdi. Önceden de çatışmaya girmişti. Kaç kere, 'yapma, etme' demiştim ama 'bu yoldan dönmek yok önce vatan' derdi hep. Etrafı tarafından çok sevilir ve saygı duyulurdu.
Bir hayali var mıydı?
Çok güzel hayalleri vardı bizimle ilgili. Telefondan bazen saatlerce anlatırdı, hiç sıkılmadan dinlerdim. Ev alıp kendi istediğimiz gibi yapacaktık. Çocuğumuzla geçireceğimiz vakitlerin hayalini kurardık hep ama kucağına almak nasip olmadı. Çocuğumuz için babası gibi devletine aşık biri olsun, devletin emrinde olsun isterdi; dediği gibi oldu. Artık o da devlet babası gibi oldu.
Peki, sizin için zaman nasıl geçiyor?
Ben eşimi ölü olarak görmüyorum. O hep bizimle yaşayacak. Eşim herhangi bir kazada hayatını kaybetmedi. Vatanı için canını siper etti. Bu gurur zaten bize bir ömür yeter. Görevi dolayısıyla hep uzaktaydı zaten. Ben de onu hep bir gün gelecek gibi bekleyeceğim. Yüreğimde ateş var tabiki ama çocuğum için dayanmak zorundayım. Eminim şu anda karşımda olsa o da bana başımı dik tutmamı söylerdi. Her gün mezarına gidip dualar ediyorum onunla sohbet ediyorum. Onun maneviyatı ve ruhu hep bizimle olacak.
Eşinizle en son ne zaman konuştunuz?
Eşimle en son vefatından 2 gün önce 5.30'da konuşmuştuk. Halimi hatırımı sordu. Hamileydim zaten daha bir ilgi gösteriyordu sağlığıma. Bir yere gidiyor gibiydi telaşlı bir hali vardı. Bir operasyona gittiğini ve çok tehlikeli olduğunu söyledi. 'Belki gelemeyebilirim tabutum gelir' dedi. İçine doğmuştu bu sefer sanki. Daha önce konuştuklarımızda böyle bir hali olmamıştı hiç. Bir de vasiyet etmişti, 'bana bir şey olursa çocuğumuzun adını Harun koy' diye. Benim de içimde sıkıntı vardı ama hep hayıra yormak istedim. Zaten şehit olmayı çok istiyordu bunu hep dile getiriyordu. Bir keresinde çatışmaya girip yaralı geldiğinde, 'şehitlik bize nasip olmadı!' diye hüzünlenmişti. Böylesine duygularını yoğun yaşıyordu.
Şahadet haberini nasıl aldınız?
O gün seçim vardı mesaj attım eşime ama mesaj gönderilemedi. Aklıma kötü bir şey getirmek istemedim teli çekmiyordur diye düşündüm. Bazen üs bölgesinde çekmiyordu çünkü. Daha sonra uyuyakalmışım. Uyanır uyanmaz yine aradım ama yine ulaşamadım. Sonra hemen internete girip baktım. Zaten haber alamadığımda hemen Hakkari Çukurca son dakika haberleri diye internette araştırıyordum bir şey var mı diye. İnternete girdiğimde çatışma olduğunu ve 2 uzman çavuşun yaralı olduğunu ve birisinin ağır olduğunu gördüm. Bana söyledikleri aklıma geldi hep. İçimde tarif edemeyeceğim bir şekilde sıkıntı vardı. Saatlerce düşündüm defalarca kez aradım ama ulaşamadım. Kalbime bir şey getirmemeye çalıştım ama daha sonra aradılar ve eşimin şehadet haberini aldım.
O an ne hissettiniz peki?
Açıkçası ne hissedeceğimi bile bilmiyordum. Bir boşluğa düştüm sanki. İçimin parçalandı ve yüreğime ateş oturdu. Sadece donup kaldım. Sessiz çığlık gibiydi sanki. Konuşmak istiyordum ama konuşamadım bir türlü. Hayatımda böyle bir şey olmamıştı, dünyam karardı sanki. Sonrası zaten acı ve gözyaşı. Çok istiyordu şehit olmayı. İlk andaki acı hala devam ediyor ve hep edecek. Çünkü biz birbirimize doymadan ayrı kaldık. O şu an cennette bizi izliyor eminim. Belki öbür dünyada kavuşuruz. Onun emaneti şu an kollarımda. Aslanlar gibi o da vatanı için hizmet edecek. Belki acım dinmez ama en azından oğlum bana yaşamam için güç verecek.
Sizin gibi bir çok aileye şehit ateşi düştü. Onlara bir mesajınız var mı?
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Önceden sadece görüp izliyorduk üzülüyorduk. Ama neler çektiklerini anlayamıyorduk. Şimdi ben de şerefli bir şehit eşiyim. Sağolsun bazı aileler bana ulaşıp baş sağlığı dileyip yanındayız her zaman dedi eksik olmasınlar. Rabbim kimseye kaldıramayacağı acıları vermesin. Ben de bana yakışan şekilde dimdik duracağım. Bizler aynı acıları taşıyan bir aileyiz artık. Herkese sabır diliyorum.