Dolar üzerinden aynı hain senaryo
2000 Kasım'ında Deutschebank, Commerzbank ve Citibank, Türkiye'den yüksek miktarda Türk tahvili çıkışıyla 2001 krizinin altyapısını hazırlamıştı. Bu küresel bankaların, son dönemde Türkiye'deki ekonomik saldırılarda yeniden ön plana çıktıkları anlaşıldı
2000 yılının Kasım ayında ortada hiç bir neden yokken Türkiye'den kasıtlı olarak yüksek miktarda Türk tahvili çıkışı yaparak 2001 Şubat krizinin en önemli hazırlayıcılarından biri olan Deutschebank, Commerzbank ve Citibank, Londra Bankalararası Para Piyasası'ndan (LİBOR) bankacılık kurallarına uymadıkları gerekçesiyle milyarlarca dolar ceza almıştı. Deutschebank, Ekim 2008 küresel krizinde Türkiye'nin 90 milyar dolara ihtiyaç duyabileceğinini açıklamış ve dövizin aşırı yükselmesine yol açmıştı. Ekonomiye yönelik saldırıların en yoğun yaşandığı dönemlerden biri de Gezi olaylarının zirve yaptığı 7 Haziran'dı.
KİRLİ TAKAS
Aynı gün Amerikalı aracı kurum Citibank ile Alman aracı kurum Deutschebank arasında 5.8 milyar TL değerindeki hissenin el değiştirmesiyle 187 milyon TL kar elde edildiği ortaya çıkmıştı.
Alman istihbaratı desteğiyle Gezi olaylarını fırsat bilerek 5.8 milyar liralık bu borsa spekülasyonu kirli takas olarak deşifre olmuştu. Ardından Deutsche Bank, borsanın en çok işlem gören 8 şirketinin hisselerini Citi Bank'tan almıştı.
Dün birden yükselen döviz sonrası yine Deutschebank'ın harekete geçtiği söylentileri dolaşmaya başladı.
UZMANLAR UYARDI
Yüksek döviz işlemleri üzerinden bazı bankaların kotasyon işlemlerini sürdürdüğünü belirten uzmanlar; BDDK, Merkez Bankası ve SPK'nın bankalardan bu döviz kurlarından kotasyon işlemlerinin sebebini sormasının gerektiğini belirttiler.
OYUNLARA DEVAM
Deutsche Bank, benzer bir manipülasyona 2001 ve 2008'de de başvurmuştu.
Ağustos 2001'de 'Türkiye'de 3 ay iç borçların ödenmesinde zorluklar yaşanacak ve hatta borçlar yeniden yapılandırılacak.
Bu morotoryum veya konsolidasyon anlamına geliyor' tespitinde bulunmuş ve ardından dövize hücum yaşanmıştı.
Kasım 2000'de de Türkiye'den yüklü miktarda tahvil çıkışı yaparak 2001 krizinin hazırlayıcısı olmuştu. Banka, Ekim 2008'de Türkiye'nin 90 milyar dolara ihtiyaç duyabileceğini açıklamış, ancak deşifre olmasıyla ekonomi çevreleri bunu dikkate almamıştı.
KURALLARI ÇİĞNEDİLER
Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin 'Türkiye'de 2000 yılında ortada hiçbir gerekçe yokken ellerinden büyük miktarda Türk tahvili çıkarmaya kalkan bu bankalar 21 Şubat krizinin fitilini de ateşlediler. Dünya ekonomisinde meydana gelen para operasyonlarının her zaman arkasında olan bu bankaların, Türkiye ekonomisinde dolar kotasyonu ile ilgili yine aynı oyunu oynamaları hiç şaşırtıcı değildir' dedi.
POLİSİYE TEDBİR ALINMALI
Alkin, 'Bu rakamlar Türk ekonomisinin gerçekleriyle örtüşmüyor. Kurdaki yükselme bankacılık sektöründe birkaç aktörün yurtiçi ve yurtdışında bu fiyatları teklif etmesinden oluşuyor. Aslında bütün bankaların bir tepki göstermesi ve 'biz bu kotasyonla işlem yapmıyoruz' demesi gerekir. Ancak bazıları buna aracılık ediyor' dedi.
Alkin 'Merkez Bankası, BDDK gibi kurumların bankalarla masaya oturması ve Türkiye'nin bu büyüme rakamlarına rağmen bu dolar kurundaki kotasyonların içlerine sinip sinmediğini onlara sorması gerekiyor. Bu gerekli bir polisiye tedbirdir' diye konuştu.