Kadın cinayetlerine kırmızı kart
Dün İzmir'de Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasına yoğun bir katılım oldu. CHP Torbalı İlçe Kadın Kolları da basın açıklamasına geniş katılım sağladı. 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde kadın cinayetlerine karşı gerçekleştirilen basın açıklaması CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka tarafından okunurken CHP Kadın Kolları MYK Üyeleri, [&hellip]
Dün İzmir'de Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasına yoğun bir katılım oldu. CHP Torbalı İlçe Kadın Kolları da basın açıklamasına geniş katılım sağladı. 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde kadın cinayetlerine karşı gerçekleştirilen basın açıklaması CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka tarafından okunurken CHP Kadın Kolları MYK Üyeleri, İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Milletvekilleri, İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar, Manisa ve Aydın İl Kadın Kolları Başkanları 30 ilçeden parti yöneticileri, kadın kolları ve örgütleri katıldı. Ayrıca basın açıklamasına çok sayıda STK'da destek verdi.
Etkinliğe geniş katılım sağlayan Cumhuriyet Halk Partisi Torbalı Kadın Kolları üyeleri, taşıdıkları pankartlar ve gür sloganları ile büyük emek sarf etti. Gazetemize açıklama yapan CHP Torbalı Kadın Kolları Başkanı Ülkü Ece Bozbay 'Kadın Kolları Genel Başkanımız Aylin Nazlıaka ve İzmir İl kadın Kolları Başkanımız Nurdan Şenkal Uçar liderliğinde kadın cinayetlerine dur demek için toplandık. Sayın genel başkanımız açıklamasında kadına karşı şiddetin geldiği boyutları ve siyasal iktidarın bu konudaki tavrının ne yazık ki kadına karşı şiddet eğilimindeki kişileri cesaretlendirdiğini ifade etti. Bizde bu duruma karşı çıkabilmek ve şiddet gören tüm kadınların sesi olabilmek için elimizden geleni yaptık. Bu konuda emeği geçen tüm Torbalılı cumhuriyet kadınlarına teşekkür ederim' dedi.
Yoğun katılımın olduğu açıklamada yer alan kadınlar, 'Olmaz de dur de şiddeti engelle', 'Korkmuyoruz, susmuyoruz, İstanbul Sözleşmesi'ni savunuyoruz' yazılı pankartlar taşıdı. Basın açıklamasında katledilen kadınların aileleri de konuşma yaptı, acılı aileler 'kadın cinayetleri durdurulsun' diyerek hükümete çağrı yaptı.
'ŞİDDET VE SÖMÜRÜYE KARŞIYIZ'
'Bugün Dünya Barış Günü ama kutlayamıyoruz. Barışın zıt anlamlısı sadece savaş değildir, şiddet ve sömürü de barış ortamını bozar' ifadeleriyle sözlerine başlayan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, 'Biz CHP olarak diyoruz ki; biz her türlü şiddet ve sömürüye karşıyız. Bizler barışı sağlamak istiyoruz, bizler adaletin sağlandığı bir Türkiye istiyoruz. Ne yazık ki 20 yıllık AKP iktidarı döneminde kadınlar en temel hakları olan yaşam haklarının gasp edilmesine, sömürüye ve şiddete maruz kalıyor. Ne çok katliam ne çok ölüm yaşadık. İzmir'de yaşamını kaybeden Ezgi Özaslan'ın annesinin çığlıkları hala kulağımızda, '112'yi aradım bana müzik dinlettiler. O kurşunun kızımın kafasına girmesi 24 saniye aldı. Madem koruma kararı var, neden kızımı korumuyorsunuz?' dedi. Katillerin aramızda elini kolunu sağlayarak dolaşmasına izin verenlere, koruma kararlarına rağmen kız kardeşlerimizi korumayanlara gelin kırmızı kartlarımızı gösterelim' diyerek elindeki kırmızı kartı havaya kaldırdı. Bunun üzerine meydandaki yurttaşlar da ellerindeki kırmızı kartları havaya kaldırarak Nazlıaka'ya eşlik etti.
'KIRMIZI KART GÖSTERİYORUZ'
Konuşmasına katledilen kadınları anarak devam eden CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Nazlıaka, şöyle konuştu: '13 yaşındaki kız kardeşimiz Beyza Doğan, bir sapkın tarafından tacize uğruyor. Tam üç yılda 35 kere şikayette bulunuyor. Beyza üç yıl sonra bu sapkın tarafından öldürülüyor. Beyza'nın katili, onu koruyamayan bu ülkeyi yönetenlerdir. Beyza'nın katili çocuk istismarı davalarında 'Bir defadan bir şey çıkmaz!' diyenlerdir. Beyza'nın katili istismara uğrayan çocuklar için 'Rızası vardı' cümlesini kullananlardır. Buradan onlara da kırmızı kart gösteriyoruz. Anaları evlatsız, evlatları anasız olanlara da kırmızı kart gösteriyoruz. Sinem Karadoğan, Vasfiye Emektar, Emine Sapmaz, Nurel Türkmen, Cansu Aydoğdu, Filiz Biçer, Duru Sıla Altay ve daha niceleri… Daha ismini sayamayacağımız birçok kız kardeşimiz. Çoğu da en yakınlarındaki erkekler tarafından katledildi. Belki onları tanımıyorsunuz ama aynı banklarda oturmuş olabilirsiniz, aynı yerlerde bir çay içmiş olabilirsiniz. Belki onları tanımıyorsunuz ama o katledilen kadınlar sizin de evladınız, kadınlarınız olabilir. Özellikle son dönemlerde İzmir'de yaşanan kadına şiddet ve cinayet olaylarında artış oldu. Bu kız kardeşlerimizin bugün burada aramızda olmalarını elimizden alanlara da kırmızı kart gösteriyoruz.'
'MÜDAHALE EDİLSEYDİ…'
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun tuttuğu çeteleye göre tam 497 kadın katledildiğini belirten Nazlıaka, 'Şuradan hemen hatırlatalım: Şüpheli bir ölüm diye bir şey yoktur, üzeri kapatılan bir dosya ve kollanan bir fail vardır. Her birinin arkasında da o saklanan katiller vardır. Geçen yıl katledilen her sekiz kadından biri öldürülmeden önce ya savcılığa başvurmuştu ya da bizzat koruma altına alınmıştı. Geri kalanları da sadece kadın olmak için öldürüldüler. Biz buradan bir kez daha bu cins kırımına da kırmızı kart gösteriyoruz. İstanbul Sözleşmesi'ni feshedenlere, kadınların can simidi olan ve kendi alanında 'altın standart' olarak bilinen bu sözleşmeyi yok sayanlara da kırmızı kart gösteriyoruz. Mehmet Ali Uyanık, evli olduğu Sibel Uyanık'ı öldürdükten sonra sosyal medyadan paylaşım yapıp 'İntikam benim işim' diyor. İşte, hepimiz bu zihniyete de kırmızı kart gösteriyoruz. Bir başka arkadaşımız evli olduğu kişi tarafından öldürülüyor, o gün polisi dört kere arıyor. O gün müdahale edilseydi Fulya bugün aramızda olacaktı' ifadelerini kullandı.
'SANDIĞA GÖMÜLECEKLER'
Kadın cinayetleriyle ilgili AKP iktidarını eleştirilen CHP'li Nazlıaka, 'Ülkeyi öyle bir hale getirdiler ki laiklik düşmanı zihniyet palazlandı. Bir gün pedofiliği destekliyor, bir gün kadınlara hakaret edilip 'sürtük' deniliyor. Kadınların giyimi kuşamı herkesin dilinde. Bir kadın sanatçı aylarca önce söylediği bir söz yüzünden önce tutuklanıyor sonra ev hapsine mahkum ediliyor. En son İçişleri Bakanlığı bir kıyafet değişikliği yaptı, kadınların kıyafeti, giyimi, tırnak uzatmaları yasaklandı. AK Parti yasaklarda sınır tanımaz hale geldi. Ama hiç merak etmeyin, onlar da biliyor gidecekler. Kadınların giydiğine, içtiğine, kaç çocuk doğuracağına, sürdüğü rujun rengine ya da başı bağlı mı diye ayrımcılık yapanlara bir kez daha kırmızı kartımızı hep birlikte gösteriyoruz. Aslında kadın yönelik şiddeti de, çocuğa yönelik istismarı da durdurmanın tek bir yolu var: Sandık. O sandık gelecek ve kadına yönelik şiddet artık tolere edilmeyecek. Kadın cinayetlerinden sayı diye bahsedenler, ayrıştırmaya çalışanlar ilk seçimlerde bizlerin iradesiyle birlikte o sandığa gömülecek. Biz kadınlar, yediğimize, içtiğimize yaşam tercihlerimize karışılmasını reddediyoruz. Taliban zihniyetiyle örtüştüğümüzü söyleyenler kabul etmiyoruz. Bizler adaletin olduğu bir düzen istiyoruz. O adaleti bizler hep birlikte kuracağız, az kaldı. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun kadınlara verdiği bir söz var: İlk seçimlerde göreve geldiğimiz ilk 24 saatte İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe koyacağız. 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh dünyada sulh' sözüne gönül veren İzmirliler, az kaldı. Hepimiz eşit, hepimiz güvende oluncaya kadar da mücadeleden yılmayacağız. Geliyor, gelmekte olan!' diye konuştu.