Kürtçe kitaba resim çizdi
Bugüne kadar birçok kitap projesine imza atan Hakan Gökmen Akıncı son olarak yayınlanan bir Kürtçe kitaba çizimleriyle destek oldu. Akıncı hiç Kürtçe bilmiyor. TORBALI'DA yaşayan 56 yaşındaki Emekli Muhasebe Memuru Hakan Gökmen Akıncı 45 yıldır sanatla iç içe. Resim, el sanatları, tiyatro gibi sanat dallarıyla ilgilenip bunlarda büyük başarılar sağlayan Akıncı kendi yazdığı da dahil [&hellip]
Bugüne kadar birçok kitap projesine imza atan Hakan Gökmen Akıncı son olarak yayınlanan bir Kürtçe kitaba çizimleriyle destek oldu. Akıncı hiç Kürtçe bilmiyor.
TORBALI'DA yaşayan 56 yaşındaki Emekli Muhasebe Memuru Hakan Gökmen Akıncı 45 yıldır sanatla iç içe. Resim, el sanatları, tiyatro gibi sanat dallarıyla ilgilenip bunlarda büyük başarılar sağlayan Akıncı kendi yazdığı da dahil olmak üzere 7 ayrı kitapta da imza sahibi. Aydın'lı olan ve uzun yıllardır Torbalı'da yaşayan Akıncı'nın projesinde bulunduğu son kitabı iki hafta önce yayınlandı. Akıncı Yasemin Elban'ın yazdığı Ebas û Heblê isimli Kürtçe hikaye kitabının sayfalarına resim çizdi.
BİR EFSANE
Daha önce yine bazı kitaplara çizimleriyle destek olan Akıncı bu kez Kürtçe bir kitaba resim çizdi Kürtçe bilmeyen Akıncı'ya yayınevi yetkilileri hikayenin Türkçesini göndermiş, Akıncı da bu şekilde destek olmuştu. Akıncı, ara sayfalar ve kapak resimleri dahil kitabı 3 saatte tamamladı. Çizimleri çok beğenilen Akıncı önümüzdeki günlerde 6 Kürtçe kitap projesinde daha yer alacağı öğrenildi. Ebas ve Heblê isimli karı kocanın hikayesini anlatan kitap Doğu ve Güneydoğu KÜRTÇE OLMASI BENİ SEVİNDİRDİ
Bugüne kadar 20 kişisel resim sergisi açan Hakan Gökmen Akıncı Kürtçe bir kitap projesinde yer almaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi. Teklif gelir gelmez kabul ettim diyen Akıncı, 'Kitabın Kürtçe olması bir an bile beni tereddüde sürüklemedi. Aksine çok daha memnun oldu. Şimdi 6 yeni Kürtçe kitaba daha resim çizeceğim.' dedi.
İŞTE HİKAYE
Ebas û Heblê isimli kitapta Heblê isimli kadın sürekli saflığıyla ön plana çıkıyor. Heblê evli olan kızının yanına giderken elindeki kumaşı da hediye olarak götürüyor. Yol boyu giderken ağaçların rüzgardan eğildiğini görür. Heblê bunu ağaçların üşümesine yorup elindeki hediyelik çarşaflarla ağaçların dalını örter. Yoluna devam ederken karşısında gördüklerine evinde kimse olmadığını sakın altınlarını çalmamasını söyler. Kızının evinde o gece uyumaya çalışan Heblê bir odada kurutulmak için bekletilen üzüm görür. Heblê bunu hayvan pisliğiyle karıştırınca kızına yardım olsun diye bu üzümleri ahıra atar. Saflığı nedeniyle kimsenin kızmadığı Heblê köyüne döndüğünde altınlarının ve evde yiyeceğin olmadığını anlar. Bu sırada karnı acıkan Heblê padişahın kaçan değerli devesini keser. Daha sonra tellal padişahın devesini bulup getirenin ödüllendireceğini belirtir. Bir çerçi deve etinin kokusunu alır. Heblê, canı çekmiştir diye çerçiye bu etten verir. Çerçi deveyi bulduğunu hemen padişaha iletir. Padişah vakit geçirmeden Heblê'yi zindan atar. Bunun üzerine kocası Ebas padişaha yalvarıp karısının saf olduğunu belirtir. Padişah da karısını cezalandırılması şartıyla serbest bırakır. Eve döndüklerinde Ebas karısını tandıra atıp 'Sakın buradan çıkma. Çıkarsan cinler sana saldırır' der. Bir efsane olarak anlatılan hikaye bu şekilde sona erer. İbrahim DANIŞ