Önceki yazmayı söktü, sonra da okumayı…
Sağlık’ın en yaşlısı olma unvanını elinde bulunduran 92 yaşındaki Mustafa Bulut, tam bir azim örneği. Çocukken okula gidememesi nedeniyle okuma yazma hayalini askerde gerçekleştiren yaşlı adam, tutkuyla bağlı olduğu iki sevdasını da aynı hastalık nedeniyle toprağa verdi
TORBALI'DA yaşayan ve ömrünün büyük bir bölümünü tarım ve hayvancılığa adayan 92 yaşındaki Mustafa Bulut, iş yoğunluğu nedeniyle hiç okula gitmedi. Aynı zamanda Sağlık Mahallesi'nin hayatta kalan en yaşlısı olma unvanını da elinde bulunduran Mustafa amca, ilerleyen yaşına rağmen oldukça dinç duruyor. 1944 yılında askerliğini Kars'ta yapan yaşlı adam, vatani görevini sürdürdüğü sırada komutanlarının ve arkadaşlarının yardımıyla önce yazmayı öğrendi. Askerliğinin ardından sürekli pratik yapan yaşlı adam daha sonra da okumayı çözdü. Tam bir azim örneği sergileyen Mustafa amca, okuma ve yazmayı tamamen söktüğü bir dönemde hayatını İzmir'in Menderes İlçesi'nden Keziban Bulut ile birleştirdi.
AYNI HASTALIKTAN KAYBETTİ
Evliliğinin 29'ıncı yılında siroz hastalığı nedeniyle eşini toprağa veren yaşlı adam, bir süre kendini eve kapattı. Hiç kimseyle konuşmayan ve yasını yaşayan yaşlı adam, yakınlarının desteğiyle yeniden toparlandı. 1976 yılında İzmir'in Tire İlçesi'nden Nazire Bulut ile görücü usulü tanışan yaşlı adam, 'Evlenmeliyim' dediği bu yaşlı kadınla da yuva kurma kararı aldı. Hayatının ikinci baharını dolu dolu geçiren ve hayatını birleştirdiği kadına aşık olan Mustafa amca, evliliğinin 12'inci yılında hastalık nedeniyle bu sevdasını da toprağa verdi. O günden bugüne hayatına kimseyi almama kararı alan Mustafa amca, ömrünü tamamen çocuklarına ve torunlarına adadı.
KÖYÜN EN YAŞLISI
60 hanenin bulunduğu 135 nüfuslu Sağlık'ta yaşamını idame ettiren 92 yaşındaki Mustafa Bulut, 'Benim yaşlarımda olanlar genelde okuma yazma bilmiyor. Benim de kendime göre bir hikayem var. Yazmayı askerde komutanlarımın ve arkadaşlarımın desteğiyle öğrendim. Askerlik bittikten sonra da okumayı söktüm. Şimdi bir gazeteyi hiç takılmadan okuyabiliyorum. Bu dünyada eşten yana da yüzüm güldüm ancak yüce rabbim her ikisini de benden erken aldı. İkisi de hastalığa yenik düştü. Canı veren de alan da Allah. Sonuçta fani dünyada yaşıyoruz. Bir gün hepimiz göçüp gideceğiz. Şimdi çocuğumun yanında kalıyorum. Sağ olsun sahip çıkıyor ve ihtiyaçlarımı karşılıyor. Halimden son derece memnunum. Ömrümün son günlerini huzur içerisinde geçirmeye çalışıyorum. Allah herkese hayırlı bir ömür nasip eylesin.' diye konuştu. Murat CAN