'Artık Torbalı'ya küçük İstanbul diyoruz'
Torbalı Ticaret Odası (TTO) Yönetim Kurulu Başkanı Abdulvahap Olgun, bugün Sonsöz TV'de yayınlanan 'Günaydın Ege' programına konuk oldu. Başkan Olgun görevde olduğu 5 yıllık süreyi değerlendirirken birbirinden önemli açıklamalarda bulundu.
İş dünyası ve sektör bazında net ifadeler kullanan Olgun ayrıca İzmir’in kalkınması hakkında özel bir parantez açtı. Olgun, kent kalkınması için hiçbir sorumluluktan kaçılmaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca İzmir Ticaret Odası ve Torbalı Ticaret Odası’nın Nisan ayında gerçekleşecek seçimlerine ilişkin mesajlar veren Olgun, önemli tespitlerde bulundu.
VATANA İHANET VARSA O ALANDA OLMAMIZ GEREKİYORDU
2013 yılında başkan seçilmesinden bu yana geçen süreyi değerlendiren Olgun, “Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı olmamdan yana bir teveccüh oluştu. Zor bir seçimdi. Rekabet vardı. Torbalı Ticaret Odası’na bağlı yüzde 81 oy kullanıldı. Yüzde 70 oranında kazandı arkadaşlarımız. Dört yıllık ama 5 yıl oldu benimkisi. Fazladan yapıyoruz tekrar seçim dönemine girdiğimizde 5 yıl tamamlamış olacak. Ciddi bir emek var, tırnaklarımızla kazıyarak arkadaşlarımızla berber her gün yeniden başlayarak geldik. Önemli bir göreve geldiğimi düşünüyorum. Ekonomik olarak, siyasi olarak bu kapıların hepsini kazıyarak geldik. Hep yeniden başladık. Her gün kendi kendime düşündüm, ‘hayırlı olan insan insanlara faydalı olan insandır’. Torbalı için, orada yaşayanlar için memleketime milletime bir şeyler verme hazzını akşam çocuklarımla oturduğumda memleketime faydalı işler yaptığımı düşünüyorum. Biz anne babalarımızın dualarımızla ilerledik. Her gün bir şeyler üretmek zorundayız. 15 Temmuz gecesi hemen çalışmaya başladık. Ekonomik sekteye uğramaması için çalıştık. İnsanın hafızası çok çabuk unutuyoruz. O dönem her cumartesi bir bomba patlıyordu. Kayseri, İstanbul en son İzmir’de adliyede patlamalar vardı. O dönem bir karamsarlık havası vardı bende. Ama ben kanaat önderiyim. Karamsar yaşayamam, bir şey yapmalıydık. Torbalı pazarına kimse çıkmak istemiyordu. Terörün vermek istediği mesaj da buydu. Kimse dışarı çıkmasın, korku salma. O 15 Temmuz gecesi, çocuğumu eşimi meclis üyelerini yanıma aldım. Torbalı Perşembe Pazarı’na indik. Herkese hayırlı pazarlar diledik. İlk sivil toplum kuruluşu olarak yaptık bizden sonra güzel bir örnek çalışma oldu. 15 Temmuz gecesi daha hiçbir şey belli değilken meydana indik. Orada olmamız lazımdı. Vatanına ihanet etme ve vatana karşı bir kalkışma varsa bizim o alanda olmamız gerekiyor. Biz ticaret odasıyız. Çalışmalarımızın dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Ama biz vatanımızı sevenler olarak bir şeyler yapmalıyız” dedi.
YERLİ OTOMOBİL YATIRIMI İÇİN ADRESİ NET OLARAK GÖSTERDİ!
Yerli otomobil yatırımına ilişkin önemli açıklamalar yapan Olgun, “Yerli otomobil önemli bir mesele. TOBB bu konuda öncülük etti. Başkanımız dedi ki; ‘ben en büyük desteği ve takdiri yerli otomobilde aldım’… Milli hassasiyetleri olan bir milletiz. Bunu söylemde bırakmadan hayatın her alanına aksettirmeye çalışıyoruz. 5 babayiğit çıktığı zaman biz bunu niye Torbalı’ya almayalım dedik. Bir yatırım olduğunda her zaman Bursa, Sakarya, Kocaeli mi alacak? Bir yatırımın geleceği yer çok önemli. Bizim her türlü yollara bağlantımız var. Limana 45 kilometre, havalimanına 25 kilometre yakınlıktayız. Yer var mı? Var. Pancar OSB 800 hektarlık alanımız var. Pancar OSB genişleme sahası burası için biçilmiş kaftan. Biz OPEL’e ev sahipliği yaptık. Daha sonra yedek parça imalatı yaptık. Yerli otomobilin üretileceği en uygun yer Torbalı’dır. Bunu reklam için söylemiyorum. Gerçekten Torbalı” diye konuştu.
İZMİRLİ KADAR KENDİ VİLAYETİNİ KÖTÜLEYEN YOK!
“Biz İzmir’de biraz rahat kalıyoruz” diyen Olgun, “Günlük söylemler içinde sıkışıyoruz. Geleceğe adım atmalıyız. Kime mikrofon verilse İzmir’in olumsuzluklarını dile getiriyor. İzmirli kadar kendi vilayetinin eksilerini söyleyen başka kesim yoktur. Bizde mikrofon alan İzmir’de şöyledir, böyledir. Sonrasında biraz ileri giden açıklamalar. Burada herkes taşın altına elini sokacak. Torbalı’da her kim iş yapmak istiyorsa, iyi bir niyet peşinde, onun için bir adım atmak istiyor. Çıksın biz arkasındayız. Yeter ki Torbalı’nın kalkınması için bir iş olsun. Bunun faydası kime yazılır? Hiç önemli değil. Torbalı’ya kar getiriyorsa sıkıntı yoktur. Biz biraz fazla demokratız. Bunun rahatlığıyla çok çabuk polemiklerin oluştuğu, herkesin kendi kafasına buyruk hareket edebildiği bir imaj çiziyoruz” dedi.
İZMİR’İN AVRUPA KENTLERİYLE YARIŞMASI GEREKİYOR
İzmir’in gelişmesini değerlendiren Olgun, “Manisa bizi geçmeye başlıyor. Denizli bizi zorluyor. Kayseri, Konya, Gaziantep bunları iyi değerlendirelim. Çalışıyorlar. Bir birlik beraberlik havasındalar. Biz üçüncü sıradayız. Ankara’yı zorlamamız gerekirken arkadan gelenler bizi yakalıyor. Plansızlık ve ortaya bir vizyon konulurken ayrışmalar İzmir’i ileriye götürmez. Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı İzmir diyoruz. Bizim Avrupa kentleriyle yarışmamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.
İZMİR’DE LİDERLİK SORUNU VAR
Olgun, “İzmir’de bir liderlik sorunu olduğunu görüyorum. İzmir’de bir birlik havası görmüyorum. Merkezi hükümet var, yerel yönetimler var, STK’lar, odalar var. Bunların hepsinin bir araya gelmesi gerekiyor. Geleceğe yelken açarken kim ne yapıyor? Kimse kendi görevini bilmiyor ki! İstanbul’a göç bitti. İzmir’e nitelikli göç geliyor. Mesele vatansa gerisi teferruattır söz kullanılıyor ama söylemden öteye gidemiyor. İzmir hiçbir zaman İstanbul’dan sonra gelmeye oynamadı. Hep üçüncülüğü koruyor. Savunma yaptığımızı düşünüyorum. İzmir için her kim ne çalışma yapıyorsa ben hepsine saygı duyuyorum. Ama istemezükçü anlayış çok zararlı” dedi.
BİZ BU KARTELİ YIKACAĞIZ!
Olgun, geçmiş dönemde çimento fabrikalarının fahiş fiyat politika uygulamaları karşısında yürüttükleri mücadeleyi özetledi. Olgun inşaat sektörü hakkında önemli ifadeler kullanırken, “Çimento, demir, mıcır fiyatı bizim her zaman gündemimizde. İzmir’in tüm mıcır ihtiyacı Torbalı’dan karşılanıyor. 2017’de 6 bin 200 konut ürettik. Her yıl bir belde büyüklüğünde yeni yaşam alanları oluşuyor. Gelişimimizde en büyük sektörlerden biri inşaat. Ama her ne hikmetse malzemeyi yüksek fiyattan alıyoruz. Bundan 2 yıl önce çimento fabrikaları çok büyük ceza aldı. Bir araya gelip kartel oluşturuyorlar fiyat belirliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kartelcilik suçtur, yasaktır. Ben buradan yine sesleniyorum, böyle devam ettiğiniz sürece biz sizin tepenizde olacağız. Biz Torbalı’da beton döktürmedik. Toplantı yaptık. Sizleri uyarıyoruz dedik. Yapmayın diye söyledik. Ekonominin giden sürecine çomak sokmayın. Torbalı’yı güzelleştiren inşaat sektörüdür. Kesinlikle burada sizin karşınızda dururuz. 72 milyon ceza yediler. Bu çalışmalar olurken bizi dava ediyorlar. Bizi niye dava ediyorlar? Sen kartelcilik yaparsan ben sana müsaade etmem. Bunların yediği cezalar az geliyor. Kapatmak lazım. Tekelcilik yapan, rekabeti yok eden firmaları kapatmak lazım. Sen bu memleketin dağını oyuyorsun gelip taş yapıyorsun sonra böyle yapıyorsun. Maalesef alışkanlıklarından vazgeçmiyorlar. Aynı durum demircilik için de geçerli. Sektöre sahip çıkılmıyor. İnşaat sektörünün en az 200 kaleme faydası var. Bu kadar ön emli bir sektörü 3-5 kartelciye peşkeş çektirmemiz lazım. Kamu niteliğindeki odalardan tek ses çıkaran ben oldum. Bunların davalarına, tehditlerine hiçbir zaman aldırmayacağız ve bu karteli biz yıkacağız” açıklamasını yaptı.
BİZ ARTIK TORBALI’YA ‘KÜÇÜK İSTANBUL’ DİYORUZ!
Olgun, “Torbalı’nın taşı toprağı altın. Torbalı’ya biz ‘küçük İstanbul’ demeye başladık. Herkesin elindeki toprak değer kazanmaya başladı. Konut projesi ortaya çıktı. Ama biz Torbalı’nın ekonomiye katkısının sanayi ve endüstriyle olmasını istiyoruz. Torbalı’da 800 fabrika var. Tarıma dayalı sanayiyi geliştirmek istiyoruz. Ege’nin tükettiği kışlık sebzenin yüzde 75’i bizde üretiliyor. Toprağımızı korumamız lazım. Suyun kıymetini bilmiyoruz. Bunları korumamız gerekiyor” diye konuştu.
POSTMODERNİZM VURGUSU
Torbalı’nın geçmiş yıllarda çok sayıda ilden tarım göçü aldığını belirten Olgun, “Biz son dönemde İzmir’den göç almaya başladık. Her yıl 10 bin göç alıyoruz. Nüfusumuz İzmir’in bir ilçesi kadar büyüyor. Köylere geri dönmek zorundayız. Nüfusumuzun yüzde 80’inin üzeri büyük şehirlerde yaşıyor. Bunun büyük bölümü zaten İstanbul’da. Böyle planlama olmaz. Post-modern bir döneme gireceğiz. Girmek zorundayız. Hayat bizi buna mecbur bırakıyor” dedi.
GENÇ İŞSİZLİK VAR
İşsizlikten bahseden Olgun, “Geliyor gençler ‘başkanım işsiziz’ diyor. ‘Ne okudun evladım?’ diye soruyorum. İktisat, uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi… Ne yapacağız biz seni? Ben tahsile karşı değilim. Ama yeni yetişen ve çalışan genç bir nesil yok. Birilerinin çalışması gerekiyor. Usta geliyor, ‘başkanım eleman yok’ diyorlar. Genç işsizlik var. Planlama sıkıntımız var. Kaynakçı yok. İlerleyen yıllarda tıraş olamayacağız. Berber yok. Eleman da yok, işsiz de var. demek ki planlama sıkıntımız var. Herkes kamuda çalışamaz. Gel usta ol. Meslek lisesi memleket meselesi” diye konuştu.
TORBALI 10 YIL SONRA 250 BİN NÜFUSA ULAŞACAK
Olgun, “Torbalı nüfusu için açıklanan resmi rakam 172 bin. Bizim oda olarak yaptığımız araştırmalar sonucunda 10 yıl sonra 250 bin nüfusumuz olacak. Gelir düzeyi yüksek insanların da göç etmesini sağlamamız gerekiyor. İlerleyen süreçte çok daha güzel bir Torbalı ile karşılaşacağımızı düşünüyorum” dedi.