Birbirlerine sarilarak isinacaklar

8 çocugu ile yasam mücadelesi veren Cemal ile Sultan Uç çiftinin drami yürek burkuyor. Naylon çadirda yasayan ailenin reisi, ayakkabi boyacisi baba Cemal Uç, prefabrik de olsa bir ev istiyor. PAMUKYAZI'DA derme çatma bir çadirda  8 çocugu ile yasam mücadelesi veren Cemal ile Sultan Uç çiftinin drami yürek burkuyor. Özellikle kis ayinin gelmesi ile birlikte [&hellip]

Birbirlerine sarilarak isinacaklar

8 çocugu ile yasam mücadelesi veren Cemal ile Sultan Uç çiftinin drami yürek burkuyor. Naylon çadirda yasayan ailenin reisi, ayakkabi boyacisi baba Cemal Uç, prefabrik de olsa bir ev istiyor.

PAMUKYAZI’DA derme çatma bir çadirda  8 çocugu ile yasam mücadelesi veren Cemal ile Sultan Uç çiftinin drami yürek burkuyor. Özellikle kis ayinin gelmesi ile birlikte zor günler geçiren aile, yagmurlu havalarda damlayan çadir altinda birbirlerine sarilarak isinmaya çalisiyor. Hiçbir çocugunu parasizliktan okula göndermedigini dile getiren ayakkabi boyacisi baba Cemal Uç, devletin evlatlarina yardim elini uzatmasini bekliyor.

DEVLETBABA BIZE GULER MI?

ASIRI yagmur yagdiginda, ki-sin kar siddetli bastirdiginda, halk arasinda sürekli olarak kullanilan bir söz vardir: ‘Allah evi barki olmayana yardim etsin’ diye. Torbali’nin birçok kenar mahallesinde gerçekten de yokluk içinde derme çatma çadirlarda yasayan insanlarimiz var. Dün sikintilarini dinlemek için gittigimiz Pamukyazi’da yasayan 10 nüfuslu Uç ailesinin drami halk arasindaki ata sözünü dogrular nitelikte. Naylonu yirtik olan çadirda, yagmur sularinin damlalari altinda birbirlerine sarilarak isinmaya çalisan aile, devletin kendilerine el uzatmasini istiyor. Ayakkabi boyaciligi yaparak Duygu, Nazli, Pembe, Nuri, Emrah, Selim, Basak, Funda isimli 8 çocugunun karnini doyurmaya çalistigini dile getiren ev reisi Cemal Uç, çogu zaman aç uyuduklarini dile getirdi. Hiçbir geliri olmayan aile, devletin yoksul insanlara dagittigi yardimlarin hiçbirinden de yararlanamamis. Baslarini sokabilecekleri küçücük bir prefabrik eve bile razi olduklarini dile getiren baba Uç, “Bizde adettir. Çocuk yasta evlendiri-yorlar. Simdiki aklim olsa o yaslarda evlenir miydim? 16 yasimda evlendim. 8 çocugum var. Boyacilik yaparak yillardir çocuklarimi büyütmeye çalisiyorum. Ama olmadi mi olmuyor. Yaz kis sikinti bitmiyor. Çadirimiz damliyor. Çocuklarimla birbirimize sarilarak isiniyoruz. En azindan devlet baba bize ufacik bir prefabrik ev yaptirsa basimizi sokacak evimiz olur. Devlet baba bize güler mi abi” derken gözlerinde nem, sözcüklerin bogazina dizilmesine neden oldu.

SUÇLU BIZ MIYIZ ABI?

UÇ ailesinin fertleri her biri hayata tutunmak isteyen bir dal misali, yanlarina yakla-sanlarin gözlerine isil isil yanan gözlerle bakiyorlar. Çocuklarin üstlerinde elbi-seleri, ayaklarinda ayakka-bilari bile yok. Birçok kisi kisin kalin pardösülerin i-çinde bile üsürken onlar so-guk aylarda yalin ayak dola-siyor. “Ne yokluk, ne açlik canimi bu denli yakmaz” di-yen baba Cemal Uç, “Evlat-larimi okutamadim. Bu beni kahrediyor. Ben yandim onlar” yanmasin diyor. Devletin çocuklarini okut-masini isteyen Uç: “Ne olur devlet çocuklarima el uzat-sin. Okusunlar, adam olsun-lar. Benim yanimda sefalet içinde büyüyeceklerine en azindan devletin okullarinda okuyup adam olurlar” diyor. En küçügü 6 yasinda en bü-yügü 22 yasinda olan çocuk-lar ise hiç bir seyden haber-siz gözlerindeki parilti ile bakiyorlar insana. “Suçlu biz miyiz abi” dercesine. Pamukyazi 8 çocuk uzatilacak sicak bir yardim elini bekliyor.