Bu vatan herkese yeter kardes kavgasi bitsin!
Kürt sorunuyla ilgili konusan Insan Haklari Uyesi ve Çagdas Hukukçular Dernegi Torbali Temsilcisi Sabri Yurdakul, bundan sonraki acilari örtebilmek için iki tarafin da oturup konusmasi gerektigini, barissiz yasamanin ilkel bir anlayis oldugunu söyledi TURKIYE’NIN son yillarda en çok konustugu ve sikinti çektigi konularin basina gelen Kürt sorunun çözülmesi gerektigi artik her görüsten insan tarafindan [&hellip]
Kürt sorunuyla ilgili konusan Insan Haklari Uyesi ve Çagdas Hukukçular Dernegi Torbali Temsilcisi Sabri Yurdakul, bundan sonraki acilari örtebilmek için iki tarafin da oturup konusmasi gerektigini, barissiz yasamanin ilkel bir anlayis oldugunu söyledi
TURKIYE’NIN son yillarda en çok konustugu ve sikinti çektigi konularin basina gelen Kürt sorunun çözülmesi gerektigi artik her görüsten insan tarafindan dile getiriliyor. Derin acilara yol açan bu kavganin son bulmasi için birçok öneri ortaya atilirken, bir yandan da bu önerilerin dogru olup olmadigi tartisiliyor. Insan Haklari Uyesi ve Çagdas Hukukçular Dernegi Torbali Temsilcisi Sabri Yurdakul, Kürt sorunuyla ilgili gazetemize oldukça çarpici bir beyanat verdi. Kürt sorununa farkli bir örnek sunan Yurdakul, akan kanin durdurulmasi için devletin üzerine düsen görevi yerine getirmedigini, Kürt vatandaslarin yillardan bu yana süre gelen bir baskiya maruz kaldigini, acilari örtebilmek için Kürt meselesinin konusulmasi gerektigini söyledi.
ILGINÇ ÖRNEK
TURKIYE’DE siyasetçilerinden hukuk sistemine kadar birçok konuyu ele alarak büyük bir elestiri yapan Sabri Yurdakul, Kürt sorununa, dogu toplumlarinda agirlikli olan feodal aile yapisindan örnek vererek su sözlere yer verdi: “Doguda genis aile yasam tarzinda ailenin en büyügü olan dede, bütün ailenin basi konumundadir ve bütün herkes ona saygi göstermek zorundadir. Buna karsilik dede, ogullari, gelinleri ve torunlari karsisinda dengeli bir tutum gösterdiginde ailede fazla bir sorun olmazdi. Örnek vermek söylemek gerekirse, ogullar ve gelinler arasinda bir sorun çiktiginda dede, ogullarini anlasmaya vardirir, evde kalabalik ortamda yasayamadiklarini anlar ve hangi torun veya ogul rahatsizsa bu durumdan evin bahçenin içerisine baska ev yaptirir, sorunu çözerdi. Despot düsüncelere sahip dedelerin evlerinde ise anlasmaya varilmayan evlerde, kavgalar olur, kan akar veya kan akmamasi için göç olur. Ben Türkiye’yi büyük bir aile olarak görüyorum ama Türkiye’deki siyasi iktidarlar ve devlet konuya despot yaklasiyor. Bütün anlasmazliklara ragmen feodal yapiyi sürdürmeye çalisiyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni ailenin bahçesi olarak görürsek, örnek verdigimiz dede, bahçenin içerisinde nelerin yasandiginin farkinda degil” dedi.
HUKUMET SORUNLARI ÇÖZMEDE SOSYOLOGLARA BASVURMUYOR
AK Parti Hükümeti’nin Kürt meselesine
yaklasimini elestiren Avukat Sabri Yurdakul, tüm bunlara ragmen hükümetin iyi niyetli girisimleri oldugunu da sözlerine ekledi. Yurdakul, “Hükümet iyi niyetli adimlar atti ama bunun ne derece iyi niyetli oldugunu sorgulamak gerekir. Atilan adimlarin arkasi hep bos, gösteris mi yapiyor? Bu da belli degil. Girisimde bulundu geri çekildi, bu hep böyle tekrarlandi. Çagimizda bu konuda teknik, yetismis insanlar var. Toplum psikologlari, toplum sosyologlari var. Bunlar ne is yapiyor? Devlet bu insanlarin görüsüne neden basvurmuyor? Tek bir siyasi kisiligin despot anlayisiyla, bagnaz, tutucu, tek yanli inanç anlayisiyla söyledigi sey mi dogru olacak yoksa, çagimizin, sosyologlari, toplum inceleyicilerinin dedikleri mi dogru olacak. Bu insanlari ne zaman kullanacagiz?
Bu insanlarin hazirlayacagi raporlar dogrultusunda sorunlarin çözümü mümkündür. Kanin durmasi, sorunlarin çözülmesi için ya da bu sorunlarin olmadan önce önlemini almak için bu insanlari kullanmayacaksak, ne zaman kullanacagiz?” seklinde konustu.
AVUKAT OLARAK VICDANEN RAHATSIZIM
SON dönemlerde Güneydogu’da yasanan siddetli çatismalari da degerlendiren Sabri Yurdakul, Mustafa Kemal Atatürk’ün Bati Uygarligi anlayisinin yanlis anlasildigini söyledi. Atatürk’ün vurgulamak istediginin uygarlasma oldugunu belirten Sabri Yurdakul, “Geçmiste Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, devlet adina isledigi çok cinayetler var. Sadece Roboski degil, ondan önce çok katliam var ama kimse ses çikarmiyor. Vatandas da devlet ne derse boyun egiyor. Hukukta da ne yazik ki yargiçlar devlet memuru gibi davraniyor. Amir gibi davraniyor. Yukaridan bakarak asagidaki insanlari küçük görerek, arkadan aldigi güçle hareket eder. Adalet güvensiz. Ben bir avukat olarak yargi sisteminin içerisinde vicdani anlamda adaletin uygulandigini düsünmüyorum. Vicdanen bundan çok rahatsizim. Hukuk evrenselligini yitirmis durumda. Devletin bakis açisi belirleyici oluyor. Geçmiste yasananlari unutuyoruz. Örnegin 1 Mayis’in hesabini sormak, Sivas’in hesabini sormak için etkinlikler yapilir. Ancak sadece küçük gruplar tarafindan gündeme getiriliyor. Roboski unutturuldu. Basbakan basina baski uyguladi, yayinlanmamasi için. Türkiye’de fasizan bir etkiletisim vardir. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman Cumhur olamadi. Olsaydi hakkin, hukukun arayicisi olurdu”
VATAN UGRUNA ÖLMEK IÇIN DEGIL, YASAMAK IÇIN VARDIR
TURKIYE’DE olaylarin daha kötüye gidecegini söyleyen Sabri Yurdakul, her seyden önce bölgede görev yapan silahli kuvvetlerin bu sikintiyi dile getirmeleri gerektigini belirterek, “Devleti korumak için mücadele eden silahli inisiyatiflerin hayatlari nasil geçiyor diye düsünmek gerekir. Kolay degil. 24 saat ölümle karsi karsiyalar. Hayatlari risk altinda olan asker veya polislerin, bu uygulamayi devam ettiren, devlete veya bu anlayisa tepki göstermeleri gerekir. Bu meselenin çözümü için dogru alanda herkesin tepki göstermesi gerekir. Bir davada kardes kardesi öldürmeye tesebbüsten müebbet hapis cezasi yiyor. Bu ölümden kurtulan kardes, cezaevindeki kardesini ziyarete gidiyor. Pismanligini söylüyor. Bu kardes kavgasi ne zaman bitecek? Vatan ölmek için degil, yasamak içindir. Bu vatan herkese yeter, despot anlayislar, bu sorunlarin çözümüne yanasmiyorlar. Biz insanlar da o siyasilere uyum sagladigimiz, yeterli aydinlara sahip olamadigimiz için barisi saglayamiyoruz” dedi.