DELEGE TEMİN ENSTİTÜSÜ

Yorgan gitti ama kavga bitmedi…   Torbalı için pek çok milat var ama şu ‘Kent Konseyi Başkanlık’ seçimi kadar baba bir miladımız olmadı. Renkli geçti geçmesine de…   Sonrasında, sıcağı sıcağına siyasi analiz yapma gücü çok yüksek iki gazetecinin bilimsel verileri duygusal potalarında eriterek servis ettiği o iki muhteşem makale olayın rengini alıp bambaşka noktalara [&hellip]

DELEGE TEMİN ENSTİTÜSÜ

Yorgan gitti ama kavga bitmedi…

 

Torbalı için pek çok milat var ama şu ‘Kent Konseyi Başkanlık’ seçimi kadar baba bir miladımız olmadı. Renkli geçti geçmesine de…

 

Sonrasında, sıcağı sıcağına; siyasi analiz yapma gücü çok yüksek iki gazetecinin bilimsel verileri duygusal potalarında eriterek servis ettiği o iki muhteşem makale olayın rengini alıp bambaşka noktalara taşıdı…

 

*

 

Yeni başkan Niyazi Soytürk’ ü tebrik ediyor ve çalışmalarının Torbalı için hayırlı olmasını diliyorum. Tartışma götürmeyen bir genel kurul başarısı elde etti…

 

Ben bugün burada başarılı olanı değil de başarısızlığı yaşayanları konuşmak istiyorum. Salondan el sıkışıp çıkıldıktan sonra Bu seçimin bir “Mithat Tekin” ve “Övünç Demir” düellosu olduğunu, kazananın aslında değerli belediye başkanımız, kaybedenin de o başkanın mensubu olduğu CHP Torbalı ilçe başkanı olduğunu öğrendiğimde…

 

“Vay be” demekten kendimi alamadım…

 

Eski hamam eski tas…

 

*

 

Kaybedenler kulübünden ‘Mustafa Yetkil’ her ne kadar uzun uzun bu yarışın ‘Övünç Demir’le‘ yakından uzaktan ilgisi olmadığını, kendisinin bir STK’ nın delegesi ve bir çok STK tarafından önerilen bir aday olduğunu basın açıklamasıyla anlatsa da…

 

Nafile…

 

Çünkü iki büyük analist gazetecinin ifadelerinden  Belediye Partisinin acil bir Övünç Demir yenilgisine ihtiyaç duyduğu açıkça anlaşılıyor. Bütün kurgu bunun üzerinden yürütüldü…

 

 

Oysa hem ‘Fikret Akyüz’ ün,  hem de ‘Mustafa Yetkil’in Torbalı üzerine söyleyecek sözleri vardı. Torbalı’nın, bari kalanını nasıl kurtarabiliriz endişeleri vardı, ikisinin de derdi bu küçük hesaplar değildi…

 

Keşke o hesaplaşma başka platformlarda yapılsaydı da, ‘Kent Konseyi’ gibi butik ve halk kitlelerinin hassasiyetlerine ancak ulak olabilecek o demokratik yapı masaya sürülmeseydi…

 

 

Kaybedenler gibi ben de yanıldım…

 

*

 

Bu ne ilk yanılgı ve ne de son olacak gibi duruyor…

 

Kent Konseyi başkanlık yarışının demokratik kurallarda ve eşit koşullarda olacağı söylendi. Öyle de oldu. Şekli demokrasi harfiyen uygulandı…

 

Ancak demokrasinin özü yine o ekibin heybesinde kaldı…

 

Bir belediye başkanının; “benim adayım falancadır” anonsunun sıcaklığı Bozdağ’ın tepesindeki karı eritmez ama muhtarı eritir…

 

Hadi gel de şekli mükemmel hazırlanmış yarışta ipi göğüsle…

 

Demokrat olmak farklı bir şey. Ya demokratsınız ya da değilsiniz…

 

“Mış” gibi yaparak demokrat olunmuyor. Torbalı, Türkiye de ki mış’lı demokrat siyasetçilerin en verimli alanı…

 

O verimin stok büyüklüğüne uygun bir siyasetçi çöplüğü de var…

 

Ha bir eksik, ha bir fazla…