GÖÇSUZ GEÇEN 60 YIL
Torbali yörükleri göçebe kültürünü terk edip yerlesik hayata uyum sagladilar ama Yörüklerin ihtiyarlari maziyi özlemle aniyor. Öz annesini göç esnasinda kaybeden Mucuk kendisinden 25 yas küçük kizi Ayse Tekel’in Yörük çadirinda kaliyor 1950’li yillara kadar konargöçer bir hayat süren Torbali yörükleri göçebe kültürünü terk edip yerlesik hayata uyum sagladilar ama Yörüklerin ihtiyarlari maziyi özlemle aniyor. [&hellip]
Torbali yörükleri göçebe kültürünü terk edip yerlesik hayata uyum sagladilar ama Yörüklerin ihtiyarlari maziyi özlemle aniyor. Öz annesini göç esnasinda kaybeden Mucuk kendisinden 25 yas küçük kizi Ayse Tekel’in Yörük çadirinda kaliyor
1950’li yillara kadar konargöçer bir hayat süren Torbali yörükleri göçebe kültürünü terk edip yerlesik hayata uyum sagladilar ama Yörüklerin ihtiyarlari maziyi özlemle aniyor. Saglik Dagi’ndaki Kizilagaç Mevkiindeki Yörük çadirinda yasayan doksan yasindaki Nadire Mucuk Torbali’dan kalkip deve kervanlariyla Afyon Ovasi’na göç eden Yörük asiretlerinden bahsederken zaman zaman agliyor. Öz annesini bu göçlerden biri esnasinda kaybeden Mucuk kendisinden 25 yas küçük kizi Ayse Tekel’in Yörük çadirinda kaliyor. Torbali’dan baslayip Afyon Ovasi’nda sona eren Yörük göçleri Nadire Mucukun hayatinda derin izler birakmis.
SIVRISINEKLERDEN KAÇIS
TORBALI havalisinde yasayan Yörüklerin yaz gelmeden evvel Usak ve Afyon yaylalarina dogru göçe basladiklarini ifade eden Nadire Mucuk “O zamanlar Torbali ovasinda sivrisinek çoktu. Bizler için yaz mevsiminde buralarda durmanin imkâni yoktu. Bir de yazin bu taraflardaki otlaklar kururdu fakat Afyon taraflarinda otlaklar yesil kalirdi. Yörükler hayvancilik yaptiklari için yesil otlak bulmak su gibi ekmek gibi bir ihtiyaçti. Mayis ayi girdiginde develere, katirlara yüklerimizi sarar Afyon taraflarina dogru yola koyulurduk. Yolculuk tam bir buçuk ay sürerdi. Göç basladi mi Torbali’dan 5060 çadir birden göçe kalkardik.”dedi.
YORGAN YASTIK KARA DEVEYE ASTIK
YÖRUK göçleri esnasinda çadirlari ve malzemelerini develere yüklediklerini söyleyen Nadire Mucuk “O zamanlar Yörükler arasinda bir tekerleme vardi ‘yorgan yastik kara deveye astik’ derlerdi. Develer simdinin kamyonlari gibi bir seydi. Kocamis ihtiyarlari esege bindirir çocuklarimizi da develerin üzerine baglardik. O zamanlar böyle asfalt filan olmadigi için toprak yollardan saatte bir araba geçtigi olurdu. Biz arabaya tomofil diyorduk. Bir sene Ibrahim isminde bir Yörük Tire taraflarinda keçileri çevirmeye çalisirken yoldan geçen arabanin altinda kalip can verdi. Adi ‘gelemen Ibrahim’ kaldi. Göç esnasinda ölenleri daglardaki Yörük mezarlarina gömerdik. Eger yakinlarda bir köy varsa cenazeyi oraya götürürdük” dedi.
YÖRUK BEYLERI AT SIRTINDA BIZI KORURDU
YAPILAN uzun göç yolculuklari esnasinda Yörük beylerinin kendilerini atli ve silahli olarak koruduklarini dile getiren Nadire Mucuk, “Yörük beyi yanindaki silahli adamlarla birlikte kafilenin önü sira giderdi. Göçer katarinin emniyeti güvenligi onlardan sorulurdu. Kir bekçileriyle onlar konusur bir köyün civarinda konakladigimizda geceleri nöbet tutarlardi” dedi.
KOCATEPE YAYLASI’NDA PATLAMAMIS MERMILER, KAFATASLARI
YÖRUK asiretlerinin otlaklari yesil Afyon Kocatepe Yaylasi’nda konakladiklarini anlatan Ayse Mucuk “Orada Mustafa Kemal’in askerleriyle Yunan askeri arasinda büyük bir savas geçmis. Kocatepe Ovasi’ndan topraktan avuç avuç mermi çikardi. Kafataslari, kemik parçalari çikardi.
KIL VERIP BUGDAY ALIRDIK
YEMEKLI bugdaylarini Afyon’lu köylülerden temin ettiklerini ifade eden Nadire Mucuk “O zamanlar sabun filan olmadigi için kap kacak temizligi bile kil ile yapilirdi. Sakarya Irmagi’ndan develere yükledigimiz killeri Afyon köylülerine bugday karsiliginda verirdik. Böylece kislik bugdayimizi o taraftan temin ederdik. Gittigimiz yerlerin insani bizi hos karsilardi. Ileri gelenlere “ayak basti” parasi verirdik. Kis bastirmadan Kasim ayi gibi tekrardan Torbali taraflarina geri dönerdik.”