Hayvancılıktaki açık suni tohumlamayla aşılır

Veteriner Hekim Tahir Yavuz, et ithalatını durdurmak için izlenmesi gereken yolları İbrahim Irmak'a anlattı

Hayvancılıktaki açık suni tohumlamayla aşılır

 

TARIM ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, geçtiğimiz hafta TRT’de yaptığı açıklamada " Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi"nin başlatıldığını duyurdu. Proje kapsamında, üreticilere uygun maliyetle gebe büyükbaş hayvan desteği sağlanacak. Kadın ve genç çiftçilere öncelik tanınarak kırsal kalkınmanın desteklenmesi hedefleniyor. Bu kapsamda, üreticilere 5 ila 15 arasında gebe hayvan verilecek. Ancak, veteriner hekimler ile ziraat veya gıda mühendisleri için bu sayı 30’a kadar çıkabilecek.

KİMLER ÖNCELİKLİ?

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, projenin değerlendirme süreçlerine ilişkin şu kriterlere göre öncelik tanınacağını açıkladı:

20 baş altı üretim yapan aile işletmeleri,

40 yaş altı gençler ve kadın üreticiler,

Deprem bölgesindeki üreticiler,

Besi bölgesi olarak belirlenen 19 ildeki üreticiler,

Birinci derece tarımsal örgüt üyeleri.

ÜRETİCİLERİN İLK TEPKİSİ: ANGUS ENDİŞESİ

Gazetemizde 8 Şubat 2025 Cumartesi günü manşetten verdiğimiz Kırsal Kalkınma Projesi haberinin ardından üreticilerden çok sayıda telefon aldık. Proje için Tarım ve Orman Bakanlığı’na teşekkür eden üreticiler, maliyet açısından cazip bir destek sunulduğunu belirtti. Ancak, bazı hayvan yetiştiricileri verilecek hayvan türüne dair çekincelerini dile getirdi. Hayvan besiciliği ve süt inekçiliği yapan bazı işletme sahipleri, şu eleştirilerde bulundu: “Proje güzel ama verilecek hayvanlar Angus. Bu ırk vahşi, damda aslan beslemek gibi. Bu yüzden özel sağlam çitleri olan hayvan damları yapılmalı. Çünkü buzağıladığında yanına kimseyi yaklaştırmaz. Elini, kolunu kıranlar bile oluyor. Şarole, Limuzin ve Belçika Mavisi gibi uysal ve et için uygun ırklar verilse, yetiştiriciler bunları düşünmeden alır.”
VETERİNER HEKİM TAHİR S. YAVUZ: ANGUS, UYSAL BİR IRK DEĞİL

Üreticilerden gelen şikayet ve talepleri, hayvancılık konusunda yıllardır kamuoyuna öneriler sunan Veteriner Hekim Tahir S. Yavuz ile konuştuk.

İbrahim Irmak: Sayın Yavuz, "Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi" hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tahir S. Yavuz: Destek programlarını her zaman olumlu bulurum. Üreticilerin "Şarole, Limousin ve Belçika Mavisi olsa hiç düşünmeden alırız" dediğini aktardınız. Ama şunu söyleyeyim, Angus ırkı uysal (dosil) değildir. Yani kolay yönetilen ırklardan biri değil. Ancak Limousin uysal bir ırktır. Duyduğum kadarıyla proje kapsamında Angus ve Limousin verilecekmiş. Eğer verilecek hayvanlar Amerikan Angus ise daha sakin olabilirler, çünkü Amerikan Angus’lar yıllar içinde bu yönde ıslah edilmiştir. Proje düşünce olarak gayet iyi. Ama uygulamada nasıl olacağını zaman gösterecek. En azından yıllar sonra olsa bile etçi ırklar üzerine bir proje gündeme geldi, bu önemli bir gelişme.
TÜRKİYE ET İHTİYACINI İTHALAT İLE Mİ KARŞILAYACAK?

-Besicilik, gıda sektörümüz için çok önemli bir alan. Türkiye et ihtiyacını hep ithal yoluyla mı karşılamak zorunda kalacak?

Tahir S. Yavuz: Maalesef, önümüzdeki yıllarda da ithalatçı olmaya devam edeceğiz. Hatta bu proje başarılı bile olsa, önümüzdeki beş yıl daha ithalata mecbur kalırız.

-Türkiye’nin kendi hayvan ırklarıyla et ihtiyacını karşılaması mümkün değil mi? Eskiden doğuda büyük sürüler halinde hayvan yetiştirilirdi ve et açığı bu kadar büyük olmazdı. Yanılıyor muyum?

Tahir S. Yavuz: Haklısınız. Etçi ırklarda amaç kırmızı et üretmektir ve bu ırkların kemik oranı diğer ırklara göre ortalama yüzde 8 daha düşüktür. Eğer Türkiye ilk ithalata mecbur kaldığında etçi ırklarla suni tohumlama yapıp üreticileri bu yönde teşvik etseydi, şu an çok daha fazla kırmızı etimiz olurdu ve ithalata bağımlı olmazdık.
KENDİ KENDİMİZE YETEBİLİR MİYİZ?

-Türkiye’nin döviz rezervleri sınırlı. Dış borç giderek artıyor. Ama biz hâlâ ithalatla sorunu çözmeye çalışıyoruz. Bu durumdan çıkış için ne önerirsiniz?

Tahir S. Yavuz: Önerim net: Suni tohumlama ile etçi ırklardan melezler elde etmeliyiz.

Bahsettiğiniz Şarole, Belçika Mavisi, Limousin gibi ırkların yanı sıra, Piedmontese, Kianina, Blonde d’Aquitaine ve Hereford gibi birçok etçi ırkın spermaları Türkiye’ye ithal ediliyor.

Ancak, bu melezleme projelerine çok geç kalındı. Yine de bir yerden başlamamız gerekiyor.
BUZAĞI KAYIPLARINI ÖNLEMENİN YOLU VAR MI?

-Türkiye’de buzağı kayıpları çok yüksek. Bunu önlemenin yolları yok mu? Örneğin, “Robot Anne” diye bir sistemden bahsediliyordu. Bu teknoloji bizde uygulanabilir mi?

Tahir S. Yavuz: Evet, buzağı kayıpları hala çok yüksek ve bu tamamen bilgisizlikten kaynaklanıyor. Halbuki bütün aşılar, antiserumlar ve koruyucu önlemler elimizde var. Ama ne yazık ki bilgi eksikliği yüzünden hala yüksek kayıplar veriyoruz. Oysa, etçi ırklarla çalışan yetiştiricilerin bir tane bile buzağı kaybetmemesi gerekir. Çünkü bu hayvanların başka bir gelir kaynağı yoktur. Bu yüzden yetiştiricilere detaylı eğitim verilmesi şart. Yoksa birçok üretici, hayal ettiği kazancı bulamayacak ve başarısız olacak.
TÜRKİYE GIDA KRİZİNDEN NASIL ÇIKABİLİR?

- Türkiye, gıda krizine girdiği bu darboğazdan nasıl kurtulabilir?

Tahir S. Yavuz: Tek çözüm üretimdir. Başka bir çıkış yolu yok. Yetiştiriciler bilinçlendirilmezse, et ve süt üretimi teşvik edilmezse, ithalata mahkum kalmaya devam ederiz. Ama doğru planlama ile kendi kendine yeten bir ülke haline gelebiliriz.

SÜRDÜRÜLEBİLİR POLİTİKALARA İHTİYAÇ VAR

Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi, Türkiye’de etçi ırklara yönelik ilk kapsamlı projelerden biri. Ancak, hayvan türü seçimi, üretici eğitimi ve altyapı eksiklikleri gibi konular hala tartışmalı.

Angus ırkı hakkındaki çekinceler, suni tohumlama ve uzun vadeli planlama ihtiyacı göz önünde bulundurulmazsa, bu projenin istenen etkiyi yaratması zor görünüyor. Türkiye’nin gıda krizinden çıkış yolu, ithalata dayalı politikalar değil, bilinçli ve sürdürülebilir üretim politikalarından geçiyor.