Kış aylarında şifa kaynağı: Nar
Yüzyıllardan beri güç, kuvvet, üretkenlik ve yenilmezliğin sembolleri arasında yer alan nar, sağlık açısından çok büyük faydaları da beraberinde getiren mükemmel bir besin türüdür
Anadolu kültürleri de dahil olmak üzere pek çok kültürde nar; kadını, doğurganlığı ve bereketi simgeleyen bir sembol olarak da yer almıştır. Nar ağaçları kutsal olarak kabul edilmiş ve bu ağaçları kesenler cezalandırılmış, eski kültürlerde dini ritüeller içerisinde nara yer verilmiş, İslam dininde ise cennet meyvesi olarak adlandırılmıştır. Narın bu denli kutsal olarak değerlendirilmesindeki en önemli neden ise sağlık üzerinde onlarca olumlu etkiye sahip olması ve hastalıklardan korumasıdır. Nar, hem hastalıklardan korunmada hem de sağlığın geliştirilmesinde pek çok olumlu etkiye sahiptir. Bir meyve olarak günlük beslenme planları içerisinde sevilerek tüketilmesinin yanı sıra uzun yıllardır alternatif tıpta da kullanılmaktadır. Kış aylarında soğuk algınlıklarından korunmada oldukça etkilidir. Meyve olarak tüketiminin yanı sıra taze sıkılmış nar suyunda, yüksek yoğunlukta fitokimyasallar yer alır. Bu fitokimyasal bileşenler narın sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin büyük bir kısmından sorumludur. Narda bulunan fitokimyasallar kansere karşı koruma sağlamaları başta olmak üzere enfeksiyonların ve kronik hastalıkların önlenmesi gibi faydalara sahiptir. Düzenli olarak nar tüketmek, tüm bu yararlı ögelerden faydalanabilmenizi sağlar. İşte narın insan sağlığı üzerindeki en yaygın bilinen olumlu etkileri:
ANTİOKSİDAN İÇERİĞİ YÜKSEKTİR
Nar, antioksidan içeriği en yüksek olan meyve türleri arasında yer alır. Tek bir nardan elde edilen nar suyu, günlük C vitamini gereksiniminin %40’ından fazlasını karşılayabilecek düzeyde vitamin içeriğine sahiptir. Antioksidan özelliğe sahip olan C vitamini, vücutta her türlü enfeksiyona karşı savaşırken hücrelerde oksidatif hasarların oluşumunu engelleyerek tüm kanser türlerine karşı koruma sağlar. C vitamini, oldukça hassas bir vitamin olup pişirme, pastörize etme ve metalle temas gibi durumlarda tamamen yok olabilir. Bu nedenle narın metal bıçak, blender gibi aletlerle temas ettirilmeden taze olarak tüketilmesinde fayda vardır. Aynı zamanda nar, güçlü antioksidan özellikleriyle bilinen kırmızı şarap ve yeşil çay gibi diğer besinlere oranla 3 kat daha fazla antioksidan bileşen içerir. Nar tohumları, sahip oldukları canlı ve parlak kırmızı rengi içerdikleri polifenollerden alır. Narda bulunan bu polifenoller serbest radikallerin uzaklaştırılması, inflamasyonun azaltılması ve hücre hasarlarının önlenmesine yardımcı olarak her türlü kanseri ve inflamatuar hastalığı önleyici özelliğe sahiptir.
KALP VE DAMAR HASTALIKLARINA KARŞI KORUR
Doğal bir kalp ilacı olarak tanımlanan nar, kalp ve damar hastalıklarına karşı önemli bir koruma kalkanı sağlarken bu hastalıklara sahip olan bireylerde hastalığın yatıştırılmasına yardımcı olur. Kan dolaşımını hızlandıran nar, dokulara yeterli miktarda kan ve oksijenin ulaştırılmasını sağlar, kalp krizine karşı korur. Tansiyonu dengeleyici özelliği sayesinde yüksek kan basıncı değerlerine sahip olan bireylerde tansiyonun düşürülmesini, kansızlığa bağlı olarak düşük tansiyon şikayeti bulunan kişilerde ise tansiyonun olması gereken değer aralığına getirilmesini sağlar. Fakat bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, kullanılan ilaçlarla etkileşime girmemesine dikkat edilmesi gerektiğidir. Kalp hastalıkları, hipertansiyon veya herhangi farklı bir hastalığın tedavisi için sürekli olarak ilaç kullanan kişiler düzenli nar tüketimine başlamadan önce mutlaka hekimlerinden onay almalıdır.
ENFEKSİYONLARI ÖNLER, HAFIZAYI GÜÇLENDİRİR
Yapılan pek çok bilimsel araştırmada düzenli nar tüketiminin hafızayı ve bilişsel fonksiyonları güçlendirdiği sonucuna varılmıştır. Özellikle de beslenme kaynaklı nedenlere bağlı olarak gelişen unutkanlık, dikkat dağınıklığı ve odaklanma problemleri gibi durumlarda mevcut tedaviye ek olarak düzenli şekilde nar tüketilerek bilişsel fonksiyonlar güçlendirilebilir. Buna ek olarak Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklarda özellikle de erken evrelerde iken nar tüketimine özen göstermek, hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılması açısından oldukça faydalıdır.
SİNDİRİM SİSTEMİNİ DÜZENLER
İçeriğinde çok sayıda tohum yer alan farklı bir meyve türü olan nar, çok önemli bir posa içeriğine sahiptir. Sindirim sisteminin düzenli bir şekilde çalışması için yetişkinlerde günlük 20-25 gram posa alımına dikkat edilmesi gerekir. Bir kase nar, ortalama olarak 7 gram posa (diyet lifi) içerir. Bu miktar günlük gereksinimin yaklaşık olarak üçte birini karşılar. Bu sayede düzenli olarak nar tüketildiğinde kabızlık, şişkinlik gibi sindirim sorunlarının önüne geçilebilir. Buna ek olarak posa içeriği yüksek olan bir beslenme planına sahip olmak, tokluk hissinin uzatılmasına da yardımcı olur. Dolayısıyla zayıflama diyeti uygulayan veya formunu korumak isteyen kişiler de meyve tercihlerini nardan yana kullanabilirler. SEVAL KONURALP