Özenle yetistirip muhabbetle satiyorlar

Mahser yerini andiran kapali pazaryerini asmak isterken siginmak istedigimiz bir liman misali giriyoruz köylü pazari sokagina. Satis yarisini gözlemlemek isterken, rekabetin yasandigi pazar anlayisindan ziyade komsuluk havasiyla karsilasiyoruz.  ONLAR kapali pazar yerinin arka bahçe sakinleri. Soguk havaya, yagmura, çamura ragmen tezgahlari hiçbir zaman sasmayan, evlatlari gibi özenle yetistirdikleri ürünleri kasalara yerlestirip gün boyu sergilemekten bir [&hellip]

Özenle yetistirip muhabbetle satiyorlar

Mahser yerini andiran kapali pazaryerini asmak isterken siginmak istedigimiz bir liman misali giriyoruz köylü pazari sokagina. Satis yarisini gözlemlemek isterken, rekabetin yasandigi pazar anlayisindan ziyade komsuluk havasiyla karsilasiyoruz. 

ONLAR kapali pazar yerinin arka bahçe sakinleri. Soguk havaya, yagmura, çamura ragmen tezgahlari hiçbir zaman sasmayan, evlatlari gibi özenle yetistirdikleri ürünleri kasalara yerlestirip gün boyu sergilemekten bir an bile usanmayanlar. Elleriyle topladigi yesilligi saniye bekletmeden tezgaha ulastirmak isteyen Tavasli Cennet Teyze… Asker ogluna kekik suyu satarak para gönderen Sunay Abla… Selçuk’tan ansizin çikip gelen domates profesörü Bülent Amca… Aslinda pazarcilardan ‘köylü’ sifatindan baska bir farkliliklari yok. Urünse ürün, tazelikse tazelik, kaliteyse kalite. Taze ürünlerin kaynagi, sicak sohbetin efendileri, nami diger köylü pazarcilar…

DOMATESIN PROFESÖRU

PAZAR yerine ilk girdigimiz anda elinde koca bir termosla bize bakan Bülent Amca’nin “Çay vereyim” ikramiyla karsilaniyoruz. Kahveci degil, pazarci! Selçuk’tan kopmus gelmis ve domates profesörü diye tanimliyor kendini. Bir yandan bize domateslerini tanitirken, bir yandan araya hayat öyküsünü iki üç satir sikistiriveriyor. 7 yil önce geldigi Torbali’da 25 yillik pazarcilik deneyimi sergiliyor. Hayatini mi yoksa domateslerini mi kaleme alacagimizi sasirdigimiz anda Bülent Kökkaya, “Ilk mahsulü ilçeye hep ben getiririm. Tarla domatesi benden sorulur. Domates yetistirilmesinde hayvan gübresi ve kirmizi toprak olmazsa olmazdir. Domates, organik olacak! Hormon kesinlikle olmayacak! Insan da iyi mahsulü bilecek!” diyor. Bu yüzden vazgeçilmez oldugunu, bu yüzden isini sevdigini söylüyor, Bülent Amca.

TEZGAHLARIN CENNET’I

ÇAYLARDAN sonra Bülent Amca’nin komsusu Cennet Torzum’a ugruyoruz. Tavasli Cennet Teyze, çocukken gelin gelmis Çaybasi’ya… 35 senedir yesillik satiyormus. Dereotu, tere, roka ondan sorulurmus. Kendi bahçesinde yetistirir, topragi kendi beller, ürünü kendi toplar, çuvala kendi doldurur, aldigi gibi getirirmis tezgaha. 4 tanesi 1 lira derken yesilligin kokusu bizi farkli bir boyuta götürüyor. Taptaze, güzel ve yemyesil ürünleriyle elleri öpülesi Cennet Teyze… Müsterisi oldukça fazla oldugu için bizimle fazla ilgilenemiyor. Biz de kendisini müsterileriyle basbasa birakarak gezintimize devam ediyoruz.

KEKIK SUYUNA MINNET

KÖYLU pazarina veda edecekken, “Beni de çekin” diyen Sunay Abla’nin yaninda aliyoruz solugu. “Pekmezlerimi, kekik suyumu, cevizlerimi çekin” diyor. 1989 yilindan bu yana pazarcilik yaptigini söyleyen Sunay Duman, soru sormamiza mahal vermeden anlatiyor, tezgahindaki ürünleri. Cevizin faydasindan askerdeki ogluna kadar… Kekik suyunu haddinden fazla övüyor. Ama isin asli, faydasindan çok ondan kazandigi parayla oglunu askere göndermesiymis. Kekik suyuna minnet borcu var. Dagteke Köyü’nde yagmur çamur demeden kekik suyunu, balini, cevizlerini ve çitlembiklerini satmaya gelen Sunay Abla’ya da hayirli isler dileklerimizi sunup yanindan ayriliyoruz.