Parşömen tarihi hala yaşıyor
Tarihsel kaynaklara göre Bergama’da milattan önce 2. yüzyılda papirüse alternatif olarak oğlak derisinin işlenmesiyle üretilen yazı gereci parşömen, ilçede yaşayan Demirel çiftinin çabalarıyla geleceğe taşınıyor Turizm sektöründe faaliyet gösteren Meltem Demirel, Bergama’nın önemli kültürel değeri parşömenin yaşatılması için çalışma yapan Macit Gönlügür’ün iş ilanına başvurarak 2014 yılında bu zanaatla tanıştı. Parşömenin tüm yapım aşamalarında ustalaşmak [&hellip]
Tarihsel kaynaklara göre Bergama’da milattan önce 2. yüzyılda papirüse alternatif olarak oğlak derisinin işlenmesiyle üretilen yazı gereci parşömen, ilçede yaşayan Demirel çiftinin çabalarıyla geleceğe taşınıyor
Turizm sektöründe faaliyet gösteren Meltem Demirel, Bergama’nın önemli kültürel değeri parşömenin yaşatılması için çalışma yapan Macit Gönlügür’ün iş ilanına başvurarak 2014 yılında bu zanaatla tanıştı. Parşömenin tüm yapım aşamalarında ustalaşmak isteyen Demirel, son karatabak ustası olarak bilinen ve bir süre önce Cumhurbaşkanlığı tarafından “Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödülü”ne de layık görülen İsmail Araç’ın çıraklığını yaptı. Meltem Demirel ve 2018 yılında “çıraklığa kabul ettiği” eşi Sinan Demirel, evlerinin çatı katına parşömen atölyesi kurdu. Oğlak derisini, orijinaline sadık kaldıkları yöntemlerle bir yazı ve resim aracına dönüştüren çift, hediyelik eşya olarak ürettikleri parşömenleri Bergama’daki turistik merkezlerin yanı sıra internet üzerinden pazarlamaya başladı. Siparişe göre antik yazı ve resimlerin yanı sıra dijital baskı yöntemiyle farklı görsellerin işlenebildiği parşömen, dış pazarda büyüklüğüne göre 20 ile 50 avro arasında değişen fiyatlarda alıcı buluyor.
COĞRAFİ İŞARET SONRASI İLGİ ARTTI
Meltem Demirel, deriyi tabaklama ve parşömen haline getirmenin uzun, kirli ve kötü kokulu bir işlem olduğunu, çevresindekilerin bir kadın olarak bu işte ustalaşmasını yadırgadığını ancak onlara aldırış etmediğini söyledi. Tabakhaneden aldıkları oğlak derilerini 10 gün kireçli suda beklettiklerini, kavaleta bıçağıyla üzerindeki tüyleri sıyırdıklarını anlatan Demirel, çerçeveye gerdikleri deriyi inceltme bıçağıyla kazıyarak parşömen haline getirdiklerini anlattı. Parşömenlerin ressam ve hattatlar tarafından tuval olarak kullanılabildiğini, üzerine dijital baskıyla farklı görsellerin işlenebildiğini aktaran Demirel, geçen yıl coğrafi işaret tescil belgesi alındıktan sonra parşömene ilginin arttığına dikkati çekti. Demirel, parşömene yurt dışından da taleplerin arttığını belirterek, “Başta ABD ve İspanya olmak üzere çeşitli ülkelerden teklif almaya başladık. Geleneksel yöntemlerle parşömen yaptığımız için ayda 50 adet yapabiliyoruz. Bunu ilerleyen süreçte ayda 200 adede kadar çıkarmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı. Sinan Demirel ise işin zorluğunu eşiyle çalışmaya başlayınca gördüğünü söyledi. Hazırladıkları her bir ürünün kendisi için ayrı güzelliği olduğunu dile getiren Demirel, bu zanaatın yaygınlaşması ve usta sayısının artması için ellerinden geleni yaptıklarını kaydetti.
PARŞÖMENİN TARİHİ
Milattan önce 2. yüzyılda Bergama Kütüphanesinin eser zenginliğiyle İskenderiye Kütüphanesi ile yarışır duruma gelmesi nedeniyle Mısır’ın papirüs ihracatını yasaklaması üzerine Bergama Kralı II. Eumenes, alternatif bir yazı maddesi bulunmasını emretti. Dönemin kütüphane müdürü Krates ile İrodikos’un oğlak derisini gerip kurutarak hazırladığı yazı materyali, Bergama Kağıdı (Pergaminae Chartae) adıyla hızla yaygınlaştı ve sonraki yıllarda “pergament” olarak anıldı. İki tarafına da yazı yazılabilmesi ve dayanıklılığı sayesinde tercih gören parşömen, kültürel eserlerin yanı sıra kutsal kitapların geniş kitlelere ulaştırılmasında etkin bir aracılık işlevi üstlendi.