Kirmiziyi severler, kimseye benzemezler

Torbali'da sayilari oldukça fazla olan Roman vatandaslar arastirma konusu oldu. Çetin, romanlarin en sevdigi hayvandan, en sevdigi renge kadar birçok önemli bilgiye ulasti. TURKIYE genelinde yasayan Roman vatandaslar hakkinda çesitli arastirmalar yapilirken, bu arastirmanin bir kolu da  Torbali’daki yerel tarihçi Nejat Çetin tarafindan sürdürülüyor. 2 ay boyunca Romanlari arastiran Çetin, çesitli bilgilere ulasti. Agirlikli olarak [&hellip]

Kirmiziyi severler, kimseye benzemezler

Torbali’da sayilari oldukça fazla olan Roman vatandaslar arastirma konusu oldu. Çetin, romanlarin en sevdigi hayvandan, en sevdigi renge kadar birçok önemli bilgiye ulasti.

TURKIYE genelinde yasayan Roman vatandaslar hakkinda çesitli arastirmalar yapilirken, bu arastirmanin bir kolu da  Torbali’daki yerel tarihçi Nejat Çetin tarafindan sürdürülüyor. 2 ay boyunca Romanlari arastiran Çetin, çesitli bilgilere ulasti. Agirlikli olarak Çaybasi’da yasayan Romanlarin Torbali’ya ne zaman yerlestigi, nereden geldikleri, ilk yerlesen romanlarin kimler oldugu ve romanlarin kendi aralarinda kaç gruba ayrildigi hakkinda önemli bilgilere ulasti. Torbali’daki romanlarin yasam tarzlari ve nelere düskün olduklari konusunda gazetemize genis açiklama yapan Çetin, romanlarin en sevdigi hayvandan, en sevdigi renge kadar birçok önemli bilgiye ulasti. Yerel tarihçi, romanlarin 1924 yilinda Türk Yunan nüfus mübadelesinden sonra Türkiye’ye yerlestigini ve daha sonraki 1930’lu yillarda Torbali’ya geldigini söyledi. Arastirmalari boyunca romanlarin misafiri oldugunu dile getiren Çetin: “Romanlar çok misafirperver insanlardir. Misafirine cebindeki son kurusu bile verir. Onlar bu vatanin esas evlatlaridir. Askerlik zamani geldiginde herkesten önce subenin önünde kuyruga girerler” dedi.

KIRMIZIYI SEVERLER, KIRMIZI ET YEMEZLER

ÇAYBASI,  Yazibasi,Pamukyazi, Kusburun, gibi birçok bölgede gece gündüz arastirma yapan Nejat Çetin, onlarin yasadigi ortamlarda kalarak çok önemli bilgilere ulasti. Romanlar için en önemli günün 6 Mayis Hidirellez Senlikleri oldugunu ifade eden Çetin, bu senligin ayri bir önemi oldugunu söyledi. Çetin: “Romanlar çok çabuk yer degistirebilen bir topluluktur. Yaptigim arastirmalar sonucunda çok önemli bilgilere ulastim. Onlar için Hidirellez Senlikleri çok önemlidir. Bunun nedeni ise bu senlikte bir suyun basinda toplanirlar. Bir tane romani o gün evinde bulmazsiniz. Bu senliklere Edirne’de Kakava senlikleri denir. Su romanlar için çok önemli. Bir rivayete göre ‘babafingo’ diye bir kahramanin suyun içinden çikip dünyadaki romanlarin basina geçecegi inancini tasirlar. Sudan çikip romanlara ayri bir devlet kuracagi inancini tasirlar. Bunun yani sira romanlarin en çok sevdigi yiyecek ‘karamura’dir. Halk dilinde bu ‘bögürtlen’ diye geçer. En çok kirmizi rengi severler ama kirmizi eti pek yemezler. Bana göre romanlarin birçogu farkinda olmadan Hint felsefesi inanislarini tasiyor” dedi.

ROMANLAR ANAERKIL BIR TOPLULUKTUR

ROMANLARIN kendi aralarinda konustugu birçok cümlenin normal hayatla çok farkli oldugunu dile getiren Çetin, kuslarin bile tek ismi oldugunu söyledi. Erkeklerin genellikle kaynana tarafina yakin oturdugunu dile getiren Çetin: “Roman erkekleri genelde kaynana tarafina yakin oturur. Anaerkil bir topluktur. Roman dilinde nadiren birkaç kusun ismi vardir. Bizden farkli isimlerle adlandirilan kuslar onlarda ‘Cilikli’ olarak tanimlanir. Bizde denizlerin tek tek isimleri varken onlarda ‘Deryal’ diye geçer” dedi. Romanlarin yasadiklari bölgeye çok çabuk uyum sagladigini ifade eden Çetin sözlerini söyle sürdürdü: “Romanlar bulunduklari kültüre hemen adapte olurlar. Onlar için en önemli hayvan esektir. Hatta hayatlarinin bir parçasidir. Kendi aralarinda kavga ederler ama disarida kavgayi asla sevmezler. Onlar için dünya iki kesimden olusur. Kendilerinden olan Roman, kendilerinden olmayan da Goca’dir onlar için. Halk arasinda genelde onlara çingene deniyor. Aslinda bu yanlistir. Romanlar çingene tabirini sürekli göç eden romanlara derler. Hatta çingene degil Çengane derler. Hep koloni halinde yasarlar. Bir tanesi göç ederse asla digerleri durmaz. Topluca bulunduklari bölgeyi terk ederler. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde romanlar için  örnekler vermistir. Bunun yani sira Osmanli’da ayri bir bölgeleri ve kanunnameleri bile vardir. Toplumda hep ötekilestirilmislerdir” dedi.

TORBALI’YA 1930’DA GELDILER

RENKLI yasamlari ile toplumun uç noktalarinda yasayan roman vatandaslar birçok arastirmacilarda merak uyandiriyor. Çesitli arastirmalar ile haklarinda degisik bilgilere ulasilan romanlar için Adnan Menderes Universitesi’nde Roman Arastirma Merkezi bile kuruldu. Yaptigi arastirmalar ile Torbali’nin sakli kalmis birçok tarihini gün yüzüne çikartan yerel tarihçi Nejat Çetin de ilçede yasayan Roman vatandaslar hakkinda derin bir arastirma yapti. Halk arasinda Roman olarak bilinen Abdallarin Orta Asya’dan geldigini ifade eden Çetin, “Torbali’daki  Abdallarin Orta Asya’dan gelen Horasan erenlerinden ‘Kara Yagmur’un torunlaridir. Çaybasi’nin ilk kuruculari ise Abdal Kara Yagmur sülalesidir” dedi. Romanlarin sepetçiler, kazancilar, hasircilar, kalaycilar, demirciler gibi birçok gruba ayriliyorlar. Çaybasina gelen ilk grup 1890’li yillarda muhacir olarak mübadele ile gelen kendilerini Selanik göçmeni olarak gören hasircilardir. Bunlar romanca bile bilmezler. Ikinci grup ise sepetçilerdir. Bunlar 1924 yilina yine ülkeye mübadele ile giris yapmislardir. Adana, Aydin, Edirne, Kocaeli, Samsun gibi sehirlere gelerek dagilmislardir Çaybasi’da bulunan romanlar çesitli illerden gelen romanlardir. Torbali civarinda yasayan romanlarin hemen, hemen hepsi mübadele ile gelmistir” seklinde konustu.