Atiye Tumuklu

Ergen

Atiye Tumuklu

 

 

Ergenlik: insanların yaşadığı beş dönemden biri olup, büyüme ve gelişme birlikte olduğu çocukluk ile yetişkinlik arasındaki geçiş dönemidir.

Bir başka anlatımla “Yetişkinliğe ilk adım” evresidir. Geleceğe, geçmişten izlerin taşındığı dönüşüm sürecidir

Çocukluğun kabuğu kırılıp, koruyucu kalkanın üzerinden kalkmasıyla yeni tanıma yoluna girilen, dünyaya karşı çıplak kalınmış anatomik bedenden kimliksel döneme geçişteki o sancılı dönemdir de.

Taşkınlıklar, duygusal gelgitler, nedensiz öfkeler, yersiz alınganlıklar, pireyi deve yapan abartılar, büyümenin ve gelişmenin koşulu, bir parçasıdır.

Herkesin ergenlik anılarında insanlığın, ortak anıları bulunur.

Sahip olduğu söz dağarcığı, bildiği sözcüklerin yetersizliği, çeşitli durumlarda yaşadığı duygu yoğunluğunu anlatmakta yetersiz kalır. Kilitli bir çaresizliktir bir başka anlatımla.

Bu dönem kimse için kolay yaşanan bir dönem değildir.

Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışlarının yerini yetişkinlik tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı, bireyin erişkin rolüne ruhsal ve bedensel olarak hazırlandığı dönemdir.

Çocukluk çağı olarak adlandırılan yaşlarda, sosyal toplum bilinci gelişmemişken, ergenlik dönemine giren gençlerde toplumsal kabullenilme, bir grubun parçası olma kavramları gelişir.

Kişi yaşarken farkına varıp anlamasa da ergenliğin kendine özgü, olayları uzak-yakın, çevresini algılayıp değerlendirmesinin yanında hoşa giden bir hüzün duygusunun olduğu zamandır. Bu, çocukluktan kopmaya yönelik koygun duygu, aynı zamanda büyüklerin dünyasına sokuldukça onların karanlık üstü kapalı gerçekleriyle yüzleşmeyi sezmenin kaygısını taşır.

Kimi bilim insanları,  çocuklar, belli bir yaşa geldiğinde bu döneme girince sadece yavaş yavaş yetişkinlik kazandıkları için ergenliğe girenlerinde hâlâ çocuk olduğunu kabul eder.

BM’ inde görüşü buna paraleldir. Ama, genel olarak ergenlik, 12-21 yaş arası dönemi olarak adlandırılır. Bu çağa giriş; genetik (ailesel), ırk sosyoekonomik şartlar (çocuk yaşta evlendirme, ağır bedensel yük altında çalıştırılan çocuklar) ve iklim  gibi faktörlerden etkilenir.

Bazı siyahî kabileler ve eski Araplarda ergenlik iklimin etkisiyle daha erken başlarken Kuzey yarım küredeki Norveç, Finlandiya gibi az güneş alan soğuk bölgelerde ergenlik yaşı daha geçtir.

Ergenliğe genel olarak kızlar 9-13 yaş aralığında girerken erkeklerden daha erken ergenliğe erişirler. Bu nedenle yaşamın bu döneminde kızlar erkeklerden fiziksel olarak birkaç yıl önce gelişirler.

Ergen, vücut hormonlarından cinsiyet ile ilgili olan östrojen veya androjen üretimi bu dönemde tavan pik yaptığından ergen adayının psikolojisi sebepsiz değişimler gösterir.  Duygularını çok dolu ve coşkulu yaşar. Gerek ses tonu ve vurgulamaları ve gerekse mimikleri önceki döneme göre duygularını daha fazla ifade ediyor özelliktedir.

Diğer dönemlere göre daha yoğun hayal kurar. Gerçekten zaman zaman uzaklaşır. Bu hayaller gelecek planlarını kapsayabileceği gibi genellikle karşı cinsle ilgili hayaller olabilmektedir.

Duygularında kararsızlık görülür. Bir gün önce çok mutlu ve enerjik olan ergen ertesi gün kabuğuna çekilmiş ve bitkin olabilir. Duygular anlık olarak bile değişkenlik arz edebilir. Bunu anne baba kabul edip her defasında “Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu?” türünden sorgulamalara ve baskıcı yaklaşımlara girmemesi gerekir.

Zaman zaman yalnız kalma isteği içinde olabilir. Odasına çekilen ve yalnız kalmak istediğini söyleyen bir ergenin ciddi bir sorunu olduğu düşünülüp kaygılanılmamalıdır. Ergen bu durumda kendisi ile baş başa kalıp yaşadıklarının analizini yapma ihtiyacı duyabilir.

Vücut enerjisini büyümeye harcadığından kendini yorgun hissedebilir. Buna bağlı olarak çalışmaya karşı isteksizliği buradan gelmektedir.

Ergen yaşadığı bedensel değişimlere bağlı olarak çekinebilir. Kendini saklama ve bu değişimlerden çevreyi haberdar etmeme isteği içinde olabilir.

Yeni şeyler deneme merakı artmıştır. Zararlı alışkanlıklar da bunların arasındadır.

Arkadaş çok önemli bir noktadadır. Bu nedenle arkadaş seçimi konusunda ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerekir.

Ergenin fark edilmeye ve takdir edilmeye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını gidermeye çalışacaktır.

 

NOT: Memur Kedisi ve Can Yangısı adlı öykü kitaplarını yazmaktaki amacım, bu yaş grubunu iyi tanıyan olaraktan sorunlarına, açmazlarına değinmekti.

 

Yazarın Diğer Yazıları