Kıymetli okurlarım;
Bu haftaki yazımızın konusunu işçilerin ve işverenlerin dikkat etmesi gereken hususlar oluşturmaktadır. Zira Sosyal Güvenlik Kurumunun özellikle işverenlere kestiği idari para cezaları düşünüldüğünde durumun vehameti daha iyi anlaşılabilecektir.
22.05.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihi itibariyle 25.08.1971 tarih ve 1475 Sayılı İş Kanunu’nu yürürlükten kaldıran 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 2.Maddesi’ne göre; ‘bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.’ Ayrıca aynı maddeye göre; ‘İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.’
Öncelikle bir iş ilişkisinden bahsedebilmemiz için yasa maddesinden anlaşılacağı üzere iş sözleşmesinin olması gerekmektedir. İş sözleşmesi muhakkak iş ilişkisi başlamadan önce taraflar arasında imza altına alınmalıdır. İş Kanunu’nun 8.Maddesinde ‘iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir.’ Şeklinde düzenlenmiştir. Belirli, Belirsiz, Kısmi Süreli, Çağrı Üzerine, Deneme Süreli, Takım Sözleşmesi gibi türleri mevcut olup hepsinin hukuki sonuçları söz konusudur.
İşverenler açısından en önemli husus sigortalı olarakbir iş akdine bağlı çalıştırdıkları kişiler ile ilgili olarak yaptıkları en temel yanlış sigorta primlerini düşük ücret üzerinden ödeyerek gerçek durumda yüksek maaş vermeleridir. Yasaya göre işçinin maaşı ne kadar ise o tutarın brüt rakamı üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmelidir. Aksi halde prime esas kazancın düşük bildirilmesinden dolayı hem kamu zararı doğacak hem de işçinin emekli aylığında düşüş oluşacaktır. Ayrıca işçi ile işveren arasında doğabilecek ilk ihtilafta bu husus taraflar arasında ciddi anlamda sorun teşkil edebilecektir. İşveren olası bir inceleme ya da hizmet tespit davası sonunda haksız bulunursa geriye dönük olarak her ayın hizmet belgesini düzeltecek, prim asıllarını, gecikme cezalarını ödeyecek ve yanı sıra her hizmet belgesi için yasada belirlenen oranlarda idari para cezası ile karşı karşıya kalacaktır. Dolayısıyla işçilerin maaşları bağlamında prime esas kazançlar Sosyal Güvenlik Kurumuna muhakkak suretle gerçek duruma uygun bildirilmelidir.
Bir diğer husus ta fazla mesailerdir. İşverenler genel olarak çalıştırdıkları işçilerin emeklerinden sınırsız olarak istedikleri saatlerde faydalanabilecekleri gibi bir yanılgı içerisinde olabilmektedirler. Halbuki bu konu da hem İş Kanunu’nun 41.Maddesinde hem de ayrıntılı olarak; 06.04.2004 tarih 25425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘İŞ KANUNUNA İLİŞKİN FAZLA ÇALIŞMA VE FAZLA SÜRELERLE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ’ ile düzenlenmiştir. Bu yönetmeliğin 3.Maddesi’ne göre Fazla Çalışma yani Fazla Mesai ‘İş Kanununda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmaları,’ ifade etmektedir. Zira haftalık normal çalışma süresi Yasaya göre 45 saatten fazla olamaz.Anılan Yönetmeliğin 5.Maddesi uyarınca ‘Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz. Bu süre sınırı, işyerlerine veya yürütülen işlere değil, işçilerin şahıslarına ilişkindir.Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sürelerinin hesabında yarım saatten az olan süreler yarım saat, yarım saati aşan süreler ise bir saat sayılır.’ demektedir.Yani işverenler işçilerini örneğin; sabah 08:00 akşam 20:00; İŞÇİLERİ İSTESE DAHİ yıl boyunca ÇALIŞTIRAMAZLAR.
Ayrıca Yönetmeliğin 7.Maddesinde de Fazla Çalışma Yapılamayacak İşler sıralanmıştır.
Aşağıda sayılan işlerde fazla çalışma yaptırılamaz.
- a) İş Kanununun 63 üncü maddesinin son fıkrası uyarınca sağlık kuralları bakımından günde ancak 7,5 saat ve daha az çalışılması gereken işlerde,
- b) Aynı Kanunun 69 uncu maddesinin l inci fıkrasındaki tanıma göre gece sayılan gün döneminde yürütülen işlerde (şu kadar ki, gündüz işi sayılan çalışmalara ek olarak bu Yönetmelikte öngörülen fazla çalışmalar gece döneminde yapılabilir),
- c) Maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon, tünel inşaatı gibi işlerin yer ve su altında yapılanlarında.
Fazla Çalışma Yaptırılmayacak İşçiler ise 8.Madde de sıralanmıştır.
Aşağıda sayılan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.
- a) 18 yaşını doldurmamış işçiler,
- b) İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile önceden veya sonradan fazla çalışmayı kabul etmiş olsalar bile sağlıklarının elvermediği işyeri hekiminin veya Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı hekiminin, bunların bulunmadığı yerlerde herhangi bir hekimin raporu ile belgelenen işçiler,
- c) İş Kanununun 88 inci maddesinde öngörülen Yönetmelikte belirtilen gebe, yeni doğum yapmış ve çocuk emziren işçiler,
- d) Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçiler.
Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilere fazla sürelerle çalışma da yaptırılamaz.
Fazla Çalışma Yaptırılacak İşçinin Onayı ise zorunlu olup Madde 9 da açıklanmıştır.
Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayının alınması gerekir. Zorunlu nedenlerle veya olağanüstü durumlarda yapılan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma için bu onay aranmaz.Fazla çalışma ihtiyacı olan işverence bu onay her yılbaşında işçilerden yazılı olarak alınır ve işçi özlük dosyasında saklanır.
İş Sözleşmeleri ve fazla çalışma süreleri ile ilgili behemahal dikkat edilmesi gereken hususlara önem vermek gerektiğini ve bu konularda sorusu olan okurlarımızın sorularını bizimle paylaşabileceklerini belirterek yazımızı noktalayabiliriz. Sağlıcakla kalın…