2007 yılına gelindiğinde ise 200 metreyi 19.75 saniyede koşup kendi rekorunu geçerek bir rekora daha imza atan rekortmen sporcu, 2008 yılı Pekin Olimpiyatları‘nda, önce 100 metreyi 9.69’la koşarak, yine kendine ait olan 9.72 saniyelik rekoru, sonra da 200 metreyi 19.32 ile koşarak yine kendisine ait olan rekoru kırdı. Bir yıl sonra düzenlenen yani 7 yıl önce dün, 2009 Dünya Atletizm Şampiyonası‘nda kendine ait olan dünya rekorlarını geliştirerek 100 metreyi 9.58 saniyede ve 200 metreyi 19.19 saniyede koşarak yeni bir dünya rekoruna imzasını attı. Dünya Rekoru‘nu yenileyen rekortmen atletin aynı zamanda yarın doğum günü. Bu kişi kim mi? Tabi ki…
Usain Bolt.
Bolt, 21 Ağustos 1986 Jamaika doğumlu. Bir erkek bir de kız kardeşi olan Bolt, çocukluk yıllarını ailesi kırsal bir bölgede bakkal işletirken, kardeşleriyle sokaklarda kriket ve futbol oynayarak geçirdi. Daha sonra Waldensia İlköğretim Okulu’na kaydoldu ve eğitim hayatına başladı. Her yıl yaşadığı kasabada düzenlenen ulusal ilköğretim okulları yarışmalarındaki koşulara katılarak, sprinter olduğunu fark etti ve hızı herkesin dikkatini çekti. Bu sebeple 12 yaşına kadar, okulunda 100 metre mesafeyi en hızlı koşan öğrenci oldu.
Eğitim hayatına William Knibb, Memorial Lisesi’nde devam eden başarılı atlet, burada da sporla olan ilgisini sürdürerek başka branşlarla ilgilenmeye başladı. Ancak kriket hocası onun hızının farkına vardıktan sonra atletizm branşına geçiş yaptı. Hocası, Bolt’un bu branşlarda düzenlenen organizasyonlara katılarak kendisini denemesi için onu ikna etti ve biz de bu sayede Usain Bolt’u tanıma fırsatına sahip olduk.
Bolt, yeteneğinin yanı sıra şanslı da. Atletizm branşındaki hocaları, olimpiyatlarda yarışmış eski 100 metre koşucusu Pablo McNeil ve Dwayne Barrett’tır. Hocaları da Bolt’un başarılı olacağına inanır ve atletik yeteneklerini geliştirmek için onu yetiştirirler. Aynı zamanda onunla birlikte eğitim alan bir arkadaşı daha vardır: Michael Green. O da tıpkı Usain Bolt gibi 100 metre koşucusudur. Ancak Bolt gibi bir rekortmenle aynı dönemde olduğu için biraz şanssızdır.
Bolt ilk madalyasını, senede bir kez yapılan liseler arası şampiyonada, 2001 senesinde aldı. Tam otomatik zaman ölçümlerinin başlamasından bu yana en yüksek rekorları kıran Usain Bolt, 34 altın ve 8 gümüş madalyanın sahibi. Kazandığı başarılardan dolayı, medya tarafından kendisine “Lightning Bolt” (Yıldırım Bolt) lakabı takılmıştır.
Başarılı atlet, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentindeki devam eden olimpiyat oyunlarında, atletizm erkekler 100 metrede yine adından söz ettirmeyi başardı. İpi göğüsleyen ilk kişi olmayı başararak olimpiyatlardaki 7. altın madalyasını da almış oldu. Olimpiyat Stadı’nda gerçekleştirilen müsabakada yarışa yavaş başlayan Bolt, 60. metreden sonra Justin Gatlin’i geride bırakarak 9.81 saniye ile mücadeleyi “yine” birinci olarak tamamladı. 29 yaşındaki Bolt, tarihte ilk kez erkekler 100 metrede 3 kez birinciliğe ulaşan sporcu oldu.
Artık yaşı da ilerleyen rekortmen sprinter, 2016 Rio Olimpiyatları’ndan önce verdiği “Yarışmak için yaşıyorum. Rio 2016 Olimpiyatları’nda 100 metreyi kazanarak arka arkaya bu başarıya üçüncü kez ulaşan tek adam olmak için piste çıkacağım. Son yarışım ise Londra’da düzenlenecek 2017 Dünya Şampiyonası’nda olacak” demeci ile de artık yarışlara veda edeceğini duyurdu.
2017 yılından sonra, tıpkı geçtiğimiz haziran ayında hayatını kaybeden ünlü boksör Muhammed Ali gibi Usain Bolt da spor dünyasının efsaneleri arasında yerini alacak. Gerçi şu anda da efsaneler arasında ama artık olimpiyatlara katılmayacağı, artık izleyemeyeceğimiz için 2017’den sonra özlemle anacağımız efsaneler arasında olacak.
Bu “efsane” insanlarla aynı dönemde yaşadığımız, onları izleme fırsatı bulduğumuz için kendimizi şanslı hissetmeliyiz bence…
Dicle SEVÜKTEKİN
