Dicle Sevüktekin

Türkiye'deki Maldivler: Salda Gölü

Dicle Sevüktekin

Salda Gölü, Burdur ilinin yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor. Göl, Türkiye’nin en derin, en temiz ve en berrak gölü olarak biliniyor. Salda Gölü, derinlik bakımından Türkiye’nin en derin tatlı su gölü konumunda. Gölün ölçülebilen derinliği 185 metre. Güzelliği ile dünyanın üçüncü gölü olarak bilinen Salda, Burdur’un Yeşilova ilçesi bulunuyor. Gölün plajında yüzülebiliyor. Tabi ne kadar yüzülebilir denilse de dikkat etmek gerekiyor, gölde yüzmek her zaman tehlikelidir. 44 kilometrekare yüz ölçümüne sahip olan göl bazı kaynaklara göre karstik oluşumlu, bazı kaynaklara göre ise tektonik oluşumlu. Ama Salda Gölü’nün tanıtım sayfasında tektonik oluşumlu olduğu belirtiliyor. Jeolojik bir çökme ile meydana geldiği tahmin ediliyor.

Gölün suyunda bulunan magnezyum, soda ve kil bazı cilt hastalıklarının tedavisine yardımcı oluyor. Yapılan araştırmalara göre göl suyu sivilcelere de iyi geliyor. Gölün toprak yapısının sahip olduğu mineraller sayesinde çeşitli hastalıklardan kurtulabilirsiniz. Aynı zamanda tabanı kil benzeri yumuşak balçıkla kaplı olduğu için kil banyosu yapmak da mümkün.

Göl içinde suların çekilmesiyle ortaya çıkan yedi beyaz ada bulunuyor. Son 20 yıldır, göl seviyesinde 3-4 metreyi bulan çekilme hala daha devam etmekte. İçinde endemik hayvan ve bitkiler barındıran, pek nadir görülen bembeyaz kumsalları bulunan bir göl Salda. Hatta İskoçya Glasgow Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mike Russel, gölde yaptığı bir araştırma sonucunda gölün dünyada Mars gezegeninin özelliklerini taşıyan iki yerden biri olduğunu söylüyor. Bunlardan birinin Kanada’nın kuzey bölgesinde, diğerinin de Salda Gölü’nde olduğunu belirtiyor. Prof. Russel, gölde bulunan magnezyum yüklü beyaz kayaların Mars’ta da bulunduğunu belirtiyor.

Turizm faaliyetlerinin, tatil sitelerinin, otellerin yapılması halinde göl hızlı bir şekilde kirleneceği için, şu andaki peyzajının ve ekolojik yapısının korunması ve yapılaşmanın durdurulması için göl ve çevresi birinci derece sit alanı olarak korunuyor. Aynı zamanda Salda Gölü kıyısındaki bazı mahaller de ikinci derece doğal sit alanı olarak koruma altında. Gölün çevresinde devasa otelleri görmek bu yüzden imkansız. Konaklamak istenirse bungalov ve kamp alanlarındaki çadırlarda konaklamak mümkün. Şehirin gürültüsünden uzak, yeşille mavinin birleştiği, çam kokularının duyulduğu, benzersiz kamp mekanlarından biri Salda. Ayrıca bölgede Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün düzenlediği “Gençlik Kampları” da mevcut. Kayak merkezi de var Salda’nın, kış aylarında da keyif devam ediyor yani…

Tabi gölün bu kadar az kişi tarafından bilinmesinin sebepleri arasında gölün ana yolların uzağında kalması, sit alanı ilan edilmesiyle yapılaşmanın yasak olması ve Burdur’un yeterince tanıtılamaması bulunuyor. Özellikle yer aldığı konum bu durumu büyük ölçüde etkiliyor. Göle ulaşım oldukça zahmetli. Çeşitli köy yollarından geçmek gerekiyor. Gölün çevresinde telefonun, internetin de belli yerlerde çektiğini de belirtmek gerekir. Yani anlayacağınız tam bir kafa dinleme yeri. Hafta sonu kaçıp gidin Salda’ya, pazartesi gününe sendromsuz, taptaze, yenilenmiş bir şeklide başlayın…

Salda’ya gidildiğinde, göl kıyısında deve turu yapmadan, meşhur alabalığından yemeden, hastalıkları iyileştirdiği bilim adamlarınca kanıtlanmış kil havuzunda çamur banyosu apmadan, orman plajında kamp kurmadan ve tabi ki gölde yüzmeden dönülmemeli.

Mavinin bütün tonlarını görebileceğimiz bir doğa harikası olan Salda Gölü, daha önce varlığından bihaber olduğumuz için kendinize kızabileceğimiz, muhteşem manzaraya sahip bir yer. Doğa tutkunlarının, fotoğrafçıların hayran kaldığı, herkesin keşfetmesi gereken bir yer Salda. Bir rivayete göre de ufolarun Salda Gölü’nden su almaya geldiği de söyleniyor, demek ki o kadar temiz. Sonsuza kadar bu güzelliğinin korunması dileğiyle…

Yazarın Diğer Yazıları