Feyzullah Turan

8 MART'A 12 KALA YAZIYORUM

Feyzullah Turan

8 Mart günü, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de, eline kalemi alan, ağzı olan birçok insan, TV’lerde, gazetelerde, sosyal medyada ve değişik platformlarda kadın hakları ile ilgili yazacaklar, konuşacaklar ve çoğu da laf olsun, torba dolsun misali bir sürü ahkâm kesecektir. O gün benim yazdıklarım insanlarımızın nefsine hoş gelmeyecektir veya görmelerine zaman kalmayacaktır.

 

Bugün yazayım ki; sevgili okurlarıma, 8 MART günü duyacakları ve okuyacakları ile mukayese edebilme imkânını sunmuş olayım diye düşündüm

 

Garbın, sözde modern ve medeni dünyasında, yaklaşık 100 yıldır kadın hakları savunuculuğu yapılırken, Şarkın da, sözde aydınları, garbın oyununa gelip kadın haklarını savunma adına kendi kültürlerine ve inançlarına ihanet edip sözde modern ve medeni dünyaya taşeronluk yapmaktadırlar.

 

Tarihini bilmeyen ve kendisini tanımayan, kadınımızın bu gününü değerlendirip yarını için sağlıklı bir proje üretemez.

Türk milleti, kadını ana ve bacı olarak baş tacı edip canından daha kıymetli namusu olarak kabul etmiştir. 1400 sene önce İslam, kadını özgürlüğüne kavuşturup, iffetine saygıyı emredip, kadına bugün sözde medeni dünyada verilmeye cesaret bile edilemeyen sonsuz hak ve hürriyetler vermiştir.

 

Türk milleti, İslam öncesi kültüründe, kadınının iffetine en büyük saygıyı gösterirken, aile içinde ve meclislerinde de söz sahibi yapmıştır. İslam’ı kabulü ile de bu kültürü taçlanmıştır.

“Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz”

Milletimizin, Kültürümüzdeki kadınımıza verdiği değerin en büyük ifadesidir.

“Cennet anaların ayağının altındadır”

Yüce Peygamberimizin, İslam’ın kadına verdiği en yüce değeri insanlığa tebliğidir.

Biz, üzerine atılan tohumun yeşerdiği, büyüdüğü ve olgunlaştığı toprağa “Toprak ana” demişiz. Bin yıldır vatan edindiğimiz Anatolia’ya  “ANA-DOLU”  adını vermişiz.  Anadolu’muzu nasıl canımız pahasına korumuş kollamış isek, bizleri dünyaya getiren kadınlarımızı da öyle korumuş ve kollamış ve sevmişiz. Türk milletinin kadınına verdiği değer, yaratılışında yaratanın ona verdi görevle eşdeğerdedir.

 

Sözde modern ve medeni dünya sözcülüğünü yapanlar, dün de bugün de kadın ile erkeği ayıran temel özellikleri göz ardı ederek sözde eşitlik aldatmacası ile kadını asli görevinden uzaklaştırma, erkeğe baş kaldırma ve iffetini koruyamaz duruma getirme uğraşı içinde olmuş ve olmaya devam etmektedir.

 

Bugün, sömürü düzenine hizmet eden sözde medeni dünya ile İslam’ı kabile zihniyetinin zindanına hapsetmiş Arap dünyası, sermayenin gücüyle yozlaştırmaya çalıştıkları toplumlarda, sözde kadın hakları savunucularına kendi yazdıkları senaryoları oynatmaktadırlar. Karşılarında alternatif gördükleri Müslüman Türk’ün ve İslam’ın kadına verdiği değeri ve özgürlüğü de taşeronları ve işbirlikçileri vasıtasıyla sabote etmeyi de başarmışlardır.

 

Bugün kadın haklarını savunanlara şu soruları hepimiz, herkes sormalıyız, sormalıdır.

Sermayeye teslim olmuş sözde modern dünya kadını köleleştirmedi mi?

Sermayeye hizmet eden modernizasyon, kadını seks kölesi, İş kölesi, reklâm kölesi, pazarlık kölesi yapmamışmıdır?

Toplum adına kurulmuş kurum ve kuruluşlar, sermayeye hizmet adına kadınımızı istismar etmediği söylenebilir mi?

Toplumlarda kadın cinayetleri, cinsel istismarlar artarak devam ediyorsa en büyük nedeni kültür yozlaşması, cehalet ve erkek egemen ne idiğü belirsiz sistem değimlidir?

Bu sistem içinde yanlış evliliklerdir, tabularla dolu, erkeğin yaptığına hoş görü ile bakan, kadını en ağır şekilde cezalandıran içi boş namus anlayışı değimlidir?

Müslüman Türk milletinin ve Anadolu halkının öz kültüründen gelen insanlık (Kadın-Erkek) anlayışına dönemediğimiz, erkeğimize ve kadınımıza sadece sevgiye ve saygıya dayalı ortak bir ilişkiyi öğretemediğimiz sürece,

Anadolu’muzda binlerce kadınımızın ve kızımızın halaylar çekilerek sözde gerdeğe sokularak cinsel tacize uğradığını ve sadece çocuk doğuran bir köle olduğunu göremeyen zihniyetler, kendi kurdukları tuzaklar içinde daha çok Özgecanlar ve Canseller gibi kızlarımızın heba olup gittiğine şahit olacaklardır.

Tüm kadınlarımıza ve kızlarımıza sevgi ve huzur dolu bir hayat dileyerek saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

ALLAH’A EMANET OLUNUZ

Yazarın Diğer Yazıları