Gaffar Engin Türkdoğan

ÇAKTIRMA HALKIM UYUYOR!

Gaffar Engin Türkdoğan

SİYASET bu ya kıvrak zeka gerektirir. Her ne alt yersen ye ufak bir manevrayla bütün suçu rakibine yükleyebilirsin. Fakat tüm bu haltları yaparken bir tek halkı hesaba katmayı unutursun. Sen unutursun unutmasına da halk seni unutmaz. İlçemizin yakından tanıdığı bir vaka var. Hani var ya şu kurşun fabrikası, aylarca ilçe gündemimizi meşgul eden. Tüm ilçe siyasetçilerimizin seçim meydanlarında sertçe dile getirdiği konu. Bu kurşun fabrikası ilçemize gelmeden önce Gaziemir’de faaliyet gösterdiği ve bu bölgede yaşayan vatandaşların kapısını penceresini açamadığı, hala o bölgeden taşınmış olmasına rağmen atıklarının o çevreye zarar vermeye devam ettiğini bilmekteyiz. Böylesine halkın sağlığına önem arz eden bir fabrika nasıl oldu da halkımızdan habersiz sessiz sedasız ilçemize yapıldı. Ve de yer altı sularımızın bu kadar hassas olduğu bölge konuşlandırıldı. İnsanın hayretler içerisinde kalası geliyor. Geçtiğimiz gün yerel basında bu konu tekrar gündeme geldi. İlçemizin belediye başkanı Sayın Adnan Yaşar Görmez haklı olarak bir demeç verdi. ‘Torbalı’yı seven bir insan ilçesine kurşun fabrikasını kurdurmazdı’ diye. Eski belediye başkanı İsmail Uygur ise, ‘bu fabrikanın iznini bakanlık verdi’ diyerek bütün suçu üstünden atarak sıyrılmaya çalıştı. Uygur’un bu demeci bazı çevrelerde kafa karışıklığına sebebiyet verdi. Fakat ilçe siyasetini yakından takip eden azcık siyasetle uğraşmış kişi ve kişiler kurşun fabrikasının ilçemize kurulmasında en büyük suçun bakanlık değil eski belediye başkanı Uygur olduğunu anlar. Nasıl mı? Gelin hep birlikte biraz pratik yapalım. Herkes kendini bir seferliğine belediye başkanının yerine koysun.

ÇÖP TESİSİNDE DE SESSİZ KALMIŞTI

Siz belediye başkanısınız sizin ilçenize kurşun fabrikası yapılacak. Bu fabrikanın yapılmasında ilk sizin mi haberiniz olur yoksa bakanlığın mı? Veya şöyle diyelim siz belediye başkanısınız bu ilçenin şehri eminisiniz sizden habersiz bir iş adamı bu ilçeye fabrika kuruyor bu olacak iş mi? Bir de şöyle düşünün ilçenizi seven bir belediye başkanısınız sizin ilçenize siz istemediğiniz halde kurşun fabrikası kurulacak ve siz hiç kimseye haber vermeyeceksiniz. İlçede onca dernekler, odalar, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları varken bunların haberi olmayacak siz de bu kurumları bilgilendirmeyeceksiniz. Sessiz sedasız bu ilçeye bu fabrika kurulacak. Ondan sonra da suçu bakanlığa atacaksınız öyle mi? Diyeceksiniz ki sivil toplum kuruluşlarının, odaların, derneklerin, muhtarların haberi olsa ne olur? Ben söyleyeyim sevgili dostlar çok şey değişirdi. Bunun örnekleri daha önce yaşandı. Kurşun fabrikasına ses çıkarmayan eski Belediye Başkanı Uygur bu ilçeye çöp tesisi yapılmak istendiğinde yine sessiz kalmıştır. Çıkıp da ilçesini seven bir belediye başkanı olarak, “Eyy Kocaoğlu bu ilçeye çöp tesisi yaptırmam” diyemedi. Allah’tan ki o dönemde odalarımız, derneklerimiz, muhtarlarımız el ele vererek büyük mücadeleler vererek çöpün ilçemize gelmesini engellediler. Allah onlardan razı olsun. Demek ki ilçedeki sivil toplum kuruluşları isterse çok şeyi değiştirebiliyor. Şimdi çıkmış eski belediye başkanı, ‘bu kurşun fabrikasını ben değil bakanlık onay verdi de öyle geldi’ diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışmaktadır. Bu veballer keşke bu kadar çabuk sıyrılmalarla kurtulunsaydı. Sevgili dostlar bir belediye başkanının izni olmadan hiç kimse o ilçeye fabrika kuramaz. Fakat siz belediye başkanı olarak sessiz kalırsanız, çaktırma halkım uyuyor psikolojisiyle hareket ederseniz bu ilçeye daha neler neler yapılır.

ÜST GEÇİTLERDE DE SESİ ÇIKMADI

Ben eski belediye başkanı Uygur’un ilçeye yapılan bu kurşun fabrikası suçundan kurtulmaya çalışmasını Nasrettin Hocaya benzetiyorum. Nasrettin Hoca, hayvanlarına ağır yükler yükleyen onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek ister. Günlerden bir gün eşeğine binerek köy meydanında dolaşmaya başlar. İşin garibi dolu bir çuvalı da sırtına almış, köyün içerisinde gezmektedir. Köylüler şaşırıp sormuş; Yahu Hocam, hem eşeğin üzerindesin hem çuvalı sırtında taşıyorsun. Bu iş nedir böyle? Nasrettin Hoca cevabı yapıştırmış hemen, zavallı hayvancık der zaten neredeyse gece gündüz durmadan bana hizmet ediyor. Sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni mi çeviriyor bu kadar hizmetlerinden sonra dolu çuvalı da eşeğe yüklemek istemedim. Eşeğe yazık olur. Bu yüzden ben sırtıma çuvalı aldım.

Evet sevgili dostlar bu ilçeye kurşun fabrikası geldi sayın Uygur sessiz kaldı. Bu ilçeye çöp tesisi geliyordu Uygur sessiz kaldı. Bu ilçenin en önemli noktası olan hastane yolu üzerine üst geçit köprü yolu yapıldı Uygur yine sessiz kaldı. Çıkıp da, “Ey Kocaoğlu benim yaşlı halkım, engelli halkım bu merdivenleri nasıl çıksın, İzmir’de her yere üst geçit yaparken yürüyen merdiven yaptın bizim ilçemizin başı kel mi” diyemedin ve yine sessiz kaldın. O nedenle, “çaktırma halkım uyuyor” diyenleri bu halk her daim sandığa gömecektir. Sağlıcakla Kalın…

Yazarın Diğer Yazıları