Gökçe Sertcan

Hiperaktivite yarışı

Gökçe Sertcan

Hiperaktivite olarak bildiğimiz bozukluk daha geniş tanımlamasıyla Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’dur. Çocuklarda da yetişkinlerde de görülebilir. Adından da belli olduğu gibi dikkat eksikliği, hareketlilik ve dürtüsellik belirtilerini kapsar. Fakat bu tanıyı alan herkes bütün bu belirtileri yaşamak zorunda değildir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun alt tipleri vardır. Birinci alt tipte; dikkat eksikliği, ikinci alt tipte; hareketlilik, üçüncü alt tipte; dikkat eksikliği ve haraketlilik birlikte gözlenir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite çoklu nedenlerden kaynaklanır. Birçok vakada hızlıca değişme ve iyileşme gösteren bir durum değildir. Bu tanıyı alan kişiyi yaşam boyu etkileyen bir durumdur. Tedavide amaç; çocuğun ve veya yetişkinin yaşadığı belirtileri azaltarak yaşamsal işlevlerde meydana gelebilecek bozulmaları önlemektir. Bir çocuğun veya yetişkinin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tanısı alabilmesi için aşağıdaki belirtilerden altı ya da daha fazlasının en az 6 ay süreyle görülmesi gerekmektedir:

DİKKATSİZLİK BELİRTİLERİ

  • Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremez, dikkatsizce hatalar yapar.
  • Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oyunlarda dikkati dağılır.
  • Doğrudan kendisi ile konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görülür.
  • Çoğu zaman yönergeleri izlemez ve görevlerini tamamlayamaz.
  • Çoğu zaman üzerine aldığı görev ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çeker.
  • Çoğu zaman üzerine aldığı görevler için gerekli olan şeyleri kaybeder.
  • Çoğu zaman dikkati dış uyaranlarla kolaylıkla dağılır.
  • Günlük etkinliklerinde çoğu zaman unutkandır.

HİPERAKTİVİTE-DÜRTÜSELLİK BELİRTİLERİ

  • Çoğu zaman elleri ayakları kıpır kıpırdır; durduğu yerde kıpırdanıp durur.
  • Çoğu zaman sınıfta ya da oturması beklenen diğer durumlarda oturduğu yerden kalkar.
  • Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur.
  • Çoğu zaman sakin bir biçimde boş zaman değerlendirme etkinliklerine katılma zorluğu vardır.
  • Çoğu zaman hareket halindedir.
  • Çoğu zaman çok konuşur.
  • Çoğu zaman sorulan soru tamamlanmadan önce cevabını verir.
  • Çoğu zaman sırasını bekleme güçlüğü vardır.
  • Çoğu zaman başkalarının sözünü keser, başkalarının oyun ve etkinliklerine karışır.

Bütün bunlara ek olarak Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite tanısı için aşağıdaki şartları da içermesi gerekmektedir:

  • Belirtiler 7 yaşından önce de vardır.
  • İki ya da daha fazla ortamda belirtilerden kaynaklanan bir işlevsel bozulma vardır.
  • Toplumsal, okuldaki ya da mesleki işlevsellikte klinik açıdan belirgin bir bozulma olduğunun açık kanıtları bulunmalıdır.
  • Bu belirtiler başka bir hastalıkla ilişkilendirilemez.

Diyelim ki karşımızda bu kriterlerin hepsini taşıyan bir insan var. Hal böyleyken bile, öğretmenler ve veliler olarak bunu yaşayan kişiyi etiketlemeden ona yardımcı olmaya çalışmanın onun için daha faydalı olacağı kanısındayım. Etiketler amaçsızca konulduğunda kendimizi ve o kişinin yapabileceklerini daha çok sınırlamış oluruz. Onun için başka bir oluş şansını istemsizce yok ederiz. Üstüne üstlük algıda seçicilik nedeniyle etiket koyduğumuz kişinin etiketlediğimiz davranışlarını daha çok görme eğiliminde oluruz. Bazı hastalıklar insanın davranışını ciddi ölçüde etkilese de yine de her insanın her yeni anda farklı davranmak için az ya da çok şansı bulunmaktadır. Kimsenin elinden o şansı almamak, o nedenle de hangi yaşta olursa olsun insanla iletişim kurarken tedavi dışındaki amaçsız etiketlerden uzak durmak gerekir.

Hem ciddiye alalım, onun profesyonel olarak yapılabilecek olan şeyleri elimizden geldiğince yapalım, hem de ilişki kurarken “hiperaktif” demeyelim de dikkati hızlı dağılıyor diyelim. En azından ona yardımcı olmaya çalışırken böyle ifade edelim. Ne ona kendisini kendimizden çok farklı hissettirelim, ne de yapabileceklerimiz konusunda kendimizi sınırlayalım… Belki de daha faydalı oluruz ne dersiniz?

Yazarın Diğer Yazıları