Çocuklar doğar, onların anne babaları oluruz. Onlar bize ihtiyaç duyarlar, biz de ihtiyaç duydukları her şeyi barındırırız bünyemizde. Gözümüz gibi bakarız onlara. Biraz ihmal etsek kırılırlar, boyunları bükülür.
Anne baba, verimli bir topraktır çocuğu için; kök olur, besin olur, onun büyümesine olanak verir. Biraz serpilip boy atana kadar onların tek dayanakları bizizdir.
Zaman geçer, çocuklar büyür. Bedenleri, zihinleri, hayalleri farklılaşır. Annesini, babasını, yakınlarını da andırır görünüşüyle, davranışlarıyla; ama yine de en çok kendisine benzer her çocuk.
Çocuğunuza neyi, ne kadar verirseniz verin, ne kadar büyüyüp nasıl bir çiçek olacağı, ne zaman açıp nasıl kokacağı kendisinde gizlidir. Bundandır aynı anne babaya sahip iki kardeşin bile birbirinden farklı oluşları.
İnsanız, hata yaparız, bazen unuturuz bu gerçeği. O şarkı söylemeyi sever örneğin; biz deriz ki: “Şarkı söyleme, test çöz daha iyi!” İçine dönüktür, daha çok kendisi ile olmayı sever, biz deriz ki: “İçine dönme, biraz sosyalleş, bak insanlarla olmak daha iyi.” Diyelim ki siyah rengini sever en çok; çok rahatsız olur ve deriz ki: “Hep siyah hep siyah, biraz renklendir kendini!” O öğretmen olmak istediğini söyler, biz seçmişizdir onun mesleğini, mühendis olması çok daha iyi.
Çocuğumuzdur, emeğimiz çoktur üstünde, hayaller kurarız onun için, hep mutlu olsun isteriz; kötü niyetli değilizdir. Bazen kurduğumuz hayaller onlara uymaz; böyle bir durumda o hayallerde ısrar etmek onların isteklerini göz ardı etmektir. İncinir çiçeğimiz, boynu bükülür, büyümesi engellenir.
Çiçeklerimiz sapasağlam, rengârenk, biçim biçim açsınlar mı istiyoruz? O zaman öyle bir toprak olalım ki çocuklarımıza, bizden beslenebilsinler, gücümüzden güç alabilsinler. Köklerini sıkıca saralım ki daha yaprakları körpecikken savrulmasınlar rüzgar sert estiğinde; bize sıkıca tutunabilsinler. Bütün kalpleriyle güvensinler ihtiyaç duydukları an yanlarında olacağımıza. Öbür yandan izin de verelim büyüyüp serpilmelerine. Kim olduklarını kendilerinden öğrenelim, onları destekleyelim.
Toprak karışmaz çiçeklerinin rengine… Toprak gibi olalım biz de, hem besleyelim onları, tutalım köklerini hem de izin verelim çiçeklerimiz hangi renk açacaklarsa o renk açabilsinler, nasıl kokmak istiyorlarsa öyle kokabilsinler, kim olduklarına inanıyorlarsa o olabilsinler.