Durum bu iken son zamanlarda bir takım kimseler bize Kuran yeter. Allah bize onu göndermiş ve sadece ona uymamızı istemiş, başka bir kaynakta bizi sorumlu 0tutmamıştır. Deyip bilerek veya bilmeyerek maksatlı veya maksatsız Allah Resulünün sünnetini dindeki konumunu, müminler için vazgeçilmez önderliğini devreden çıkartmaya çalışmakta; O’nun (AS) dinde hüküm koymada delil oluşunu zedelemeye, hadislerin sıhhati ve savileri hususunda şüphe uyandırmaya gayret etmekte bir takım kimselerde Hz. Peygamberin sünneti karşısında gevşek davranarak; “sünnete uyulsa da olur uyulmasa da olur.”gibi bir tavır sergilemekte ve herhangi bir konuda bir hadisin delil olarak getirildiği zaman dudak bükerek hafife almaktadırlar.
Halbukiİslam’ın temel kaynağı olan Kuran’da yüce Allah HzPeygamberi ve sünnetini ayrı bir yer ve konuma oturtmakta ve O’na (AS) itaati (uymayı) kendisine olan itaatle bir tutmaktadır. “Kim peygambere uyarsa Allah’a itaat etmiş olur. Nisa:80 peygamber size ne emretmişse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının” Haşr 50. Deki eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. Deki Allah ve peygambere itaat edin. Eğer dönerlerse gerçek şu ki Allah, inkârcıları sevmez. Alimsam 31- 32
Hz. Peygambere itaat etmek bu kadar önemli olduğu gibi, ona isyan etmek, ona uymamak da bu derece tehlikeli ve yasaktır. “kim Allah’a ve onun elçisine karşı gelirse ve onun sınırlarını aşarsa Allah, onu ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azab vardır.” Nisa:14.
Hz. Peygamberin dindeki konumunu, sünnetin önemini yıpratmaya, saf dışı etmeye çalışıp bu tip bedbahtların durumunu Aziz peygamberimiz 15 asır öncesinden haber veriyor. İşte şanı peygamberin verdiği o haber; “Şunu kesin olarak biliniz ki bana Kura’an ve onun bir misli daha verilmiştir… (Bir gün gelecek) karnı tok olduğu halde rahat koltuğuna oturarak; “Şu Kur’anasarılınız, onda helal olarak neyi görüyorsanız kabul ediniz. Neyi de haram olarak görüyorsanız onu haram biliniz.” Diyecek kimseler gelmek üzeredir. İyi bilin ki, Allah resulünün haram kıldığı şeylerde Allah’ın haram kıldığı gibidir.der (Ebu Davud 6.)
Değerli okuyucularım şunu kesin olarak biliniz ki bir takım kötü niyetli kimseler peygamberimizin mübarek sözlerinin çürütmeye kalkışmaları, hadislerin uydurma olduğunu ileri sürmeleri aklı başında hiçbir Müslüman kabul etmez ancak bilgisiz ve akılsızları kandırabilirler. Zira her konuda olduğu gibi dini konularda da rehberimiz odur. Kur’anı eni iyi anlayan en iyi anlatan en iyi yaşayan o olduğuna göre, onun söz ve davranışlarına yani sünnetine uymayacağızda kime uyacağız. Üstelik dini emirlerin nerdeyse yarısını sünnet bize açıklıyor. Bazı örnekleri vererek konuyu bitirelim.
Hz. Peygamberin Kur’anda bazı konularda koymuş olduğu hükümlere örnekler: Beş vakit namazın zamanı, vitir namazının vacip oluşu, orucu bozan ve bozmayanlar, kimlere zekatın farz olduğu, şeri boşanmanın hükmü, içki içmenin cezası, hırsızın hangi miktarda hırsızlık yaparsa cezalandırılacağı, hayızlık kadınların namaz kılmaması, oruç tutmaması, ölü hayvanın etinin haram olmasına karşın, deniz hayvanın bunun dışında tutulması ve “denizin suyu temiz ölüsü helaldir”buyurması yine Hz. Peygamber: “İki ölü hayvan ve iki türlü kanın helal olduğunu belirtir. İki ölü çekirge ve balık iki kanda ciğer ve dalaktır”der. Yine Kur’an’da geçmeyen katır, merkep, aslan, kaplan, fil, kurt, kirpi, maymun ve köpek gibi hayvanlarla kartal, atmaca, şahin ve doğan gibi yırtıcı kuşların etlerinin haramlığı ile erkeklerin ipek giymesini yasak oluşu da hadislerle belirtilmiştir.
Neseple soyla haram olanların süt yoluyla da haram olacağı hükmü de bu cümledendir.
Doğal olarak Hz. Peygamber bunu yaparken Allah’ın izni ve müsaadesi ile yapmıştır. İşte ayet: “Battığı zaman yıldıza and olsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı, o arzusuna göre konuşmaz onun (sözleri ve eylemleri) vahiden başka değildir.” Necm: 1-4
Sonuç olarak Kur’an ve sünnet bir bütünün parçaları gibidir. Birbirlerine yabancı ve karşıt değildir. Bir Müslüman Kur’anıKerime uyduğu gibi sahih hadisede uymak zorundadır. Çünkü ikisi dinin temel kaynaklarıdır. Bana sünnet gerekmez diyen kimseler namazı nasıl kılacaklarını, zekatı nasıl vereceklerini hac ibadetini nasıl yapacaklarını söylesinler. Kısacası meal bize yeter diyenler! Aklınızı başınıza toplayın yol yakın iken bu tür çarpık görüşlerinizden dönün der.
Peygamberin ümmete yaptığı şu tavsiyeyi unutmamalarını dilerim. “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sım sıkı sarıldığını sürece sapıtamazsınız. Kuran ve sünnet” (Muvatta, Kader, 8)