6 Kasim 2010 tarihinde kayiplara karisan ve akibeti konusunda ortada hala net bir cevap bulunmayan Torbali’li Avukat Mümtaz Baytekin olayi aydinlatilmayi bekliyor.
Mümtaz Baytekin öldürüldü mü?
Öldürüldüyse bunu kim ve neden yapti?
Aradan geçen 4 aya ragmen cesedine ve aracina neden hala ulasilamadi?
Yurtdisinda bulundugu söylenen cinayet zanlilari nereye kayboldu?
Ulusal basinda da defalarca gündeme gelen bu hadiseyle ilgili olarak ortalikta dolasan bir sürü spekülasyon, bir sürü bilgi kirliligi ve bir sürü soru isareti var.
Bu durumdan en çok etkilenen de hiç süphe yok ki kayip avukatin ailesi.
Mümtaz Baytekin’in Kardesi Yildirim Baytekin’le geçtigimiz gün bu konu üzerinde kisa süreli bir sohbet gerçeklestirdik.
Baytekin, devletin emniyet, istihbarat ve hukuk kurumlarinin bu cinayetin aydinlatilmasi konusunda yaya kalmasindan muzdarip.
Devletin resmi kurumlarindan umudunu kesen Baytekin ailesi olayi kendi imkânlariyla aydinlatmaya ve çözmeye çalisiyor.
Daha geçtigimiz gün Basbakan Erdogan Hatay’da katildigi bir açilista “Vatandas hukuka güvenmeli, vatandas devletine güvenmeli” diye bagir miyor muydu?
Nerede bu devlet, nerede bu adalet?
Baytekin ailesi isyaninda sonuna kadar haklidir.
Denizin dibindeki bir avuç G3 mermisini bulan ve bu mermileri Ergenekon Örgütü ile bagdastiran Devlet, koskoca bir insana hadi onu geçelim, onun arabasina nasil ulasamaz?
Yasanan bu hadisenin ardinda sayet baska bir durum yoksa kimse kusura bakmasin ama devletin emniyet ve istihbarat kurumlari sinifta kalmistir.
Bizim de kamunun saglayacagi adalete olan güvenimiz zedelenmistir.
Kamunun adaletine güven olmayan ülkeler mafya denilen yapilanmalari bosuna üretmiyor.
Hukuk vasitasiyla adalete ulasamayan vatandas islerini gayrimesru aracilar tarafindan görmeye bakiyor.
AHHH…BU TEKNIK ARIZALAR
DUN gazetemizin mansetinde hayli enteresan bir haber bulunuyordu.
Atatürk Mahallesi’ndeki bir Ilkögretim Okulu’nun tuvaletleri pislikten kullanilmaz duruma gelmis.
Haberin içerigine bakilirsa da bu durum üç günden beri sürüyor.
Okul Müdürü durumun teknik bir arizadan kaynaklandigini söylemekle yetinmis.
Bir de ortada endiselenilecek bir durum yokmus, sadece ögrenci velileri durumu abartiyormus. Teknik ariza kelimesini okudugumda aklima televizyonlardan asina oldugumuz su tarz anonslar geldi “Teknik bir arizadan dolayi yayinimiza kisa bir süre ara vermek zorunda kalacagiz. Izleyicilerimizden özür dileriz”.
Atatürk Mahallesi’ndeki okulun hoparlöründen de ayni anonsu biraz degisik bir tarzda duyabiliriz “Çocuklar, teknik bir arizadan dolayi tuvalet ihtiyaciniza kisa bir süre ara vermek zorunda kalacaksiniz”
