Kubilay Kaplan

Bir yanimiz hep arabesk kalacak

Kubilay Kaplan

ÇOCUKLUK yillarimda biraz da yasadigim muhitin etkisinden olacak  arabesk müzikle içli disliydim.
Sanayi’de Tornaci çirakligi eden agabeyim tam bir Orhan Gencebay hastasiydi.
Pazar günleri odasina çekilir saatlerce Orhan Gencebay’in kasetlerini dinlerdi.
Bu yüzden arabeskin hayatima girisinin en büyük sorumlusu agabeyimdir.
Ancak sunu da belirteyim ki tek sorumlu o degil.
O yillarda her köse basindan, her araba teybinden, hemen her evden arabesk müzik sarkilari yükselirdi.
Kasetçilerde acaip acaip isimleri olan ve enteresan giyim biçimlerine sahip arabeskçilerin kasetleri boy gösterirdi.
Ilk gençlik yillarimda köyümüzde küçük bir meyhane vardi.
Çalistigim fabrikada edindigim arkadaslarla yasimiz küçük oldugu halde kimi aksamlar o meyhaneye takilir arabesk esliginde sarhos olana kadar içerdik.
Zaten o sarkilari dinleyen o yastaki delikanlilarin içkiye baslamasindan daha dogal birsey de yoktu.
Biz o sarkilari söyleyen arabeskçileri de en az sarkilari dinleyenler kadar dertli, hayatin sillesini yemis kisiler olarak tahayyül ederdik.
Yillar sonra o sarkilari söyleyen kisilerin hiç de o sarkilari dinleyen halk kadar dertli,gamli olmadigini sadece daha çok kaset satabilmek için nabza göre serbet verdiklerini anlamistim.
Oysa ki o ilk gençlik yillarimizda Ferdi Tayfur’un ya da Orhan Gencebay’in bizim gibi fabrikalarda çalisip bizim gibi ucuz bira içtiklerini düsünürdük.
Yirmi yasina gelince biraz da üniversiteli bir genç olmanin verdigi bilinçle hem içki siselerine hem de arabesk müzige veda ettim.

Yazarın Diğer Yazıları

Çerez Bildirimi

Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.