BUNDAN 10 yil önce okudugum Mevlana’nin Mesnevi’si o zamanlar genç dimagima gerçek manada bir hikmet denizi gibi gelmisti.
Universitenin kütüphanesinden tedarik ettigim alti ciltlik bu muazzam kitabi kisa süre zarfinda bitirmis hatta bir defter tutarak begendigim kisimlari yaziya geçirmistim.
Okul sonrasi kaybettigim bu defteri geçenlerde bir tesadüf eseri eski esyalarimin arasinda buldum.
Defterin 60 sayfasi Mesnevi’den aldigim notlarla dolu.
Bugün okuyanlara bir ufuk açar düsüncesiyle bu notlarin bir kismini burada paylasmak istedim.
Iste Mesnevi’den inciler:
“Dert, daima insana yol gösterir. Mesela Meryem de dogum agrisi olmadikça o baht agacina gitmedi. Dert onu agaca götürdü ve kuru agaç meyve verir bir hale geldi. Vücut da Meryem gibidir. Her birimizin Isa’miz vardir. Bizde o dert peyda olursa Isa’miz dogar.”
“Çirkinin resmini yapmasini bilmezse, o ressamin sanati noksandir. Bu yüzdendir ki Cenabi Hak,hem atese tapanin yaraticisidir. Hem de özü temiz,inanç sahibi müminin”
“O cemaliyle, fazlu ihsani ile nice cansizlari kendinden haberdar ederken, calali ile kahri ile nice akilli insanlari kör eder onlara hakikati göstermez”
“Sunu iyi bil ki saflari bozan, dagitan aslanla savasmak kolaydir. Asil arslan kendini tutabilen ve nefsini alt edendir”
“Erkek, yigitlikte Zaloglu Rüstem olsa, kahramanlikta Hazreti Hamza’yi geçse bile kendi kadininin esiridir. Görünüste su atese galip oldugu gibi sen de kadina galip isen de iç yüzden ona maglupsun. Çünkü onu istemektesin.”
“Salih’in devesi, salih kisilerin temiz insanlarin bedenlerine benzer. Salih kisiler, kötülerin, azginlarin helaki için birer tuzaktir.”
“Ey güzel varlik, senin için yanip tutusanlar sen ölünce çabucak mezarini kazarlar. Bir an önce seni evinden atarlar. Sonra seni yilanlara, karincalara gida olman için topraga gömerler.”
“Havva’nin sözüne kanip da yasak meyveyi yiyen Adem, yemeden önce meleklere danissaydi, pisman olup da özür dilemezdi. Çünkü bir akil baska bir akilla birlesirse kötü is islemekten, kötü söz söylemekten kurtulur.”
“Hazreti Musa, Firavun’un sarayinda rahatça yasadigi halde, Firavun düsmani disarida arayarak bos yere çocuklari öldürüyordu.
O benlik, o nefis sahibi olan kisi Firavun’a bedeni de Musa’ya benzer. Firavun “düsman nerede?”diye disarilarda düsmen arar.
Duygularinin esiri olan kisinin nefsi, beden evinde nazla, çesitli nimetlerle beslenmektedir. Halbuki kendi baskalarina kin güderek elini isirmaktadir”
“Ask bir davaya benzer. Cefa çekmek taniktir. Tanigi olmayan dava kaybedilmeye mahkûmdur”
“Ey dünya mülküne sahip olanlar, siz mülkün sahibi oldugunuz halde aslinda o mülkün kulu kölesisiniz. Gerçekten mala sahip olan helak olmaktan kurtulan mülke esir olmayan kisidir”