Kubilay Kaplan

RAHAT RAHAT ÖLEBİLME LÜKSÜ

Kubilay Kaplan

“Öldün mü star oldun demektir.” Hayko Cepkin

“Ölüm” gibi soğuk bir kelimeyle “lüks” gibi ılık bir kelimeyi yan yana getirmek biraz garip oldu farkındayım. Ama ne yapalım, dünya zaten böyle acayip çelişkilerin bir arada olduğu bir gezegen değil mi? Neyse ki, meselemiz dünyanın çelişik durumları değil. Meselemiz ; ilçemizin mezarlık sorunu. Nüfusun bir türlü kesilmeyen göç dalgası vesilesiyle sürekli arttığı Torbalı’da bir türlü çözülemeyen mezarlık sorunumuz var. Bu sorun hem yaşayanları hem de ölenleri ilgilendiren enteresan bir sorun. İlçemizde, nüfus artış hızına paralel olarak ilerleyen ölüm vakası artış hızı gayet doğal bir gelişme. Hemen her gün camilerden salalar yükseliyor. Hatta bazen günde dört, beş cenaze kalkıyor Torbalı’dan. Netice olarak geldiğimiz noktada, ciddi bir mezarlık yeri sorunumuz var. Yerel gazetelerin bu konuda attıkları manşetleri saymaya kalkacak olursak son on yılda yirmi-otuz arası bir rakamla karşılaşırız herhalde. Nitekim bizim gazete meseleyi “Duble mezarlık doldu” başlığıyla dün yine manşetinden vermiş. Yakinen biliyorum. Bizim gibi hiç ölmeyecek hissiyle yaşayan gençler için bu manşetlerin pek bir anlamı olmasa da bir ayağı çukurda sayılan ihtiyarlar bu tür haberleri daha dikkatli takip ediyorlar. Ve bu kimseler, öldükleri zaman nereye gömülecekleri ya da gömülüp gömülmeyecekleri hususunda ciddi kaygılar taşıyorlar. Torbalı’da neredeyse her boş alana koca koca binalar dikiliyor da on yılı aşkın bir zamandır kendisini gösteren mezarlık yeri sorununa bir türlü çözüm bulunamıyor. Yaşayanlar için evler yapıyoruz ama ölenler için de mezarlar yapılması icap ediliyor. Geçenlerde iki Türk mimarın gökdelen şeklinde mezarlık tasarlayarak uluslar arası (beynelmilel) bir yarışmada şampiyonluk kazandıklarını öğrendik. Belki de bu mezarlığın ilk prototipi Torbalı’da hayata geçirilmeli. Böylece hem mezarlık yeri için dönüm dönüm arazi aramaktan kurtuluruz hem de ilçedeki inşaat furyasının nerelere geldiğini ispatlamış oluruz.

Atilla için kritik gün

Ak Parti’nin milletvekili aday listeleri bugün açıklanıyor. Liste heyecanı Torbalı’yı da sarmış vaziyette. İzmir 1.Bölge milletvekilliği için Torbalı’dan üç aday adaylığı başvurusu yapıldı. Bu üç isimden adaylığa en yakın kişi de Atilla Kaya. Atilla Kaya’nın bugün açıklanacak listede kaçıncı sırada yer alacağı çok önemli. Bence, son on güne kadar Atilla ‘nın şansı epey yüksekti. Ama Ak Parti’nin İzmir için düşündüğü strateji Kaya’nın sıralamadaki yeri için bir handikap teşkil edebilir. Ak Parti’nin İzmir’de çok farklı isimlerle seçime girme planı olduğu biliniyor. O nedenle İzmir, partinin aday belirleme hususunda en çok üzerinde durduğu illerin başında geliyor. Ben, Atilla Kaya’nın listenin üst sıralarında yer alma ihtimalinin zayıf olduğunu ön görüyorum. Ama siyaset bu; son dakikaya kadar ne olacağını kestirmek yine de kolay değil.

“IŞİD-Kobane” diye bağıran çocuk

Vallahi de böyle bir çocukla karşılaştım. Hafta sonu, bizim ufaklığı Muzaffer Kebapçıgil Koruluğu’na götürdüm. Hava hafiften ısındığı için koruluk da hareketlenmiş haliyle. Orada gençlerin paten kaydıkları bir saha var. Bir ara o tarafa doğru yöneldik. Tel örgülerle çevrelenmiş sahada beş-altı çocuk patenle kayıyor. Kimisi yere kapaklanıyor; kimisi akrobatik numaralar denemekte. Bunlar alışıldık durumlar. Yalnız paten sahasının içinde ayağında paten olmayan hatta bırakın pateni ayağında ayakkabı olmayan bir çocuk var. Enteresan bir çocuktu bu. Tahminen 12-13 yaşlarında ve ayağında çoraplar dizinde dizliklerle o rampadan diğerine koşuyor. Koşarken de “IŞİD-Kobane” diyor sık sık. Bu manzara beni hem gülümsetti hem de düşündürdü açıkçası. Hani çocuklar, futbol oynarken filan böyle ünlü futbolcuların ismini telaffuz etmekten hoşlanırlar. Mesela bizim zamanımızda, Ümit isimli bir arkadaşımız vardı. O zamanlar da Alman futbolcu Klinsman’ın parladığı yıllar. İşte bu Ümit, ne zaman futbol oynasak , ve top ne zaman onun ayağına geçse “Klinsman, Klinsman ilerliyor” gibisinden konuşurdu. O nedenle bu arkadaşımızın lakabı Klinsman olmuştu. Parkta gördüğüm o garip çocuk da işte buna benzer semptomlar sergilemekteydi. Herhalde onun için “IŞİD-Kobane” tamlaması ilginç çağrışımlar yapıyordu.

Camiler, okullar… Sırada ne var?

Fark ettiniz mi? Torbalı’daki hırsızlıklar enteresan bir noktaya doğru evriliyor. Son zamanlarda cami ve okul gibi kamu binalarını hedef haline getiren hırsızların ruh halini anlamakta zorlanıyorum. Camilerdeki sadaka kutularını ustalıklı yöntemlerle yürüten bu arkadaşlarımız şimdi de okullardaki araç gerece musallat oldular. Kazımpaşa İlk Öğretim Okulu, hırsızların son durağı oldu. Hırsızlar bu sene, camilerde ve okullarda mesai harcamaya başladılar. Galiba buralarda staj yapmaktalar. Yakın zamanda Emniyet, adliye gibi diğer kamu binalarına geçiş yapabilirler.

Yazarın Diğer Yazıları

Çerez Bildirimi

Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.