KONSTANTIN Simonov 2.Dünya Savasi’nda kaleme aldigi ve asagida okuyacaginiz siir dünya edebiyatinin saheserleri arasinda sayilir. “Bekle beni” adini tasiyan siir ayni zamanda en bilinen ve sevilen savas siiridir. Bu siirin hikâyesi de en az kendisi kadar popüler ve enteresan olma özelligi tasir. 2.Dünya Savasi’nda Stalingrad Savasi’nda yer alan Simonov’un cephedeyken karisi için yazdigi bu siir daha sonra sarki olarak bestelenmis ve dilden dile yayilmistir. Simonov yazdigi bu siiri memlekete izinli giden bir arkadasina teslim ederek esi Valentino Serova’ya teslim etmesini ister. Asker siiri bir gazeteye götürür ve gazete de bu siiri begenerek yayinlar. Daha sonra agizdan agza yayilarak degisik melodilere bürünen siir pek çok sarkiya güfte olmustur. Sarkilar öylesine popüler oldu ki Simonov henüz mektubunun yerine ulasip ulasmadigini bile bilmezken bir gün cephede kendi siirini bir askerin agzindan duyar. Hikâyenin en güzel tarafi ise Simonov’un savastan sag çikip çok sevdigi esine kavusmasidir. Iste o siir:
BEKLE BENI
Bekle beni, dönecegim ben.
Çok çok, bikmadan bekle!
Sari yagmurlarin
Hüznü basinca,
Kar kasip kavururken,
Kizgin sicaklarda bekle.
Uzak yerlerden mektuplar kesilince
Bekle beni.
Birlikte bekleyenlerin beklemekten
Usandigina bakma, bekle.
Bekle beni, dönecegim.
Unutmak zamani geldigini
Ezbere bilenleri
Hayirla anma!
Varsin oglum, anam
Hayatta olmadigima inansin,
Dostlarim beklemekten usansin,
Ocak basinda toplanip
Aci sarapla
Yad etsinler beni.
Sen bekle. Onlarla birlikte
Içmekte acele etme.
Bekle beni; dönecegim,
Bütün ölümleri çatlatmak için dönecegim!
“Sansi varmis…” desinler,
Beklemedikleri için,
Beni bekleyerek
Düsman atesinden nasil
Korudugunu anlayamazlar.
Sag kalisimin sirrini yalniz
Senle ben bilecegiz
Bütün sir senin
Baskalarinin bilmedigi gibi beklemeyi bilmende.