“Seni yazmadığım gün, öldüğüm gündür gülüm..” Hasan Kudayyılmaz
Torbalı’nın merkezinde yaşanan sıkışıklık, yerel yönetim kadrosunu yeni hamleler için çevreye sevk etmişe benziyor. Torbalı’nın kent merkezi için bundan sonra atılacak adımlar elbette önemli. Yeni bir kent meydanı dizayn etmek ve bu vesileyle ilçenin kangreni haline gelen trafik çilesine bir set çekmek gibi mühim çalışmalar, start alacağı günü bekliyor. Yalnız bu çalışmaların bile ilçe merkezindeki araç, bina ve insan basıncını absorbe edemeyeceği de aşikâr. Önümüzdeki yıllarda ilçe merkezinde çok daha kaotik bir ortamın bizi beklediğini öngörmek için fütürist olmaya gerek yok. Torbalı merkezi için böyle bir distopik bir gelecek yaklaşımında bulunmaya hakkımızın olduğunu realite bize söylüyor zaten. Yalnız Torbalı’nın bu merkeze sıkışmışlık sendromunu da aşmaya çalıştığını gözlemliyoruz. Son dönemde ilçenin kırsal mahallelerine doğru kayan yatırım ve çalışmalar bunun habercisi adeta. Torbalı Belediyesi’nin büyük zorlukları öngörerek ajandasına aldığı “Fetrek Çayı Sultanlar Vadisi Projesi’ni buna misal verebiliriz. Öte yandan yine Torbalı Belediyesi ilçedeki farklı zenginlikleri değerlendirmek adına bir Jeoloji Mühendisi görevlendirdi. Yakup Şimşek isimli bu mühendise Çamlıca’daki jeotermal potansiyelin mahiyetini analiz etmesi açısından belediye tarafından görev verildi. Şayet buradaki jeotermal potansiyel yerinde projelerle değerlendirilecek olursa Torbalı’nın çeperinin Karakuyu taraflarına doğru genişleyeceğini öngörmemiz gerekiyor. Mühim olan bir diğer nokta, çok uzun zaman sonra Torbalı Belediyesi’nin ilk kez bu tür çevre odaklı projelere imza atması. Evet,Torbalı’nın çevresi değerlendirilmeyi bekleyen bakir zenginliklerle dolu.İlçenin çeperini dizayn etme çabası, merkezdeki sıkışıklığı ve bayatlığı aşmanın da tek yolu.
Atatürk Mahallesi minibüsü gördü
Atatürk Mahallesi’nde hakikaten çok çelişik bir durum yaşanmaktaydı. Torbalı Garajı’ndaki minibüs şoförlerinin ekserisi Atatürk Mahallesi’nde ikamet etmekteyken mahalleye şehir içi minibüs hattının uğramaması ayrı bir garabet teşkil etmekteydi. Torbalı’da uzun yıllardan beri yazıp çizdiğimizden bizler de mahallenin minibüs hattı isteğini defalarca dile getirdik. Yıllardan beri dillendirilen bu meselenin nihayet çözülmüş olması sevindirici bir durum. Torbalı Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez’in Atatürk Mahallesi’ne verdiği vaatlerin havada kalmadığını görmek çok güzel. Bildiğimiz kadarıyla mahalleye doğalgaz hattının bağlanması çalışmalarına başlandı. Doğalgazdan sonra ikinci bir hat ulaşım alanında devreye girdi. Artık 15.000 kişinin yaşadığı Atatürk Mahallesi’nden Torbalı merkezine çalışan bir minibüs hattı var. Demek ki, yıllardan beri çözülemeyen bu konuların halledilebilmesi için çok büyük düzenlemeler yapılması gerekmiyormuş. Biraz istek ve biraz kararlılık yeterli oluyormuş.
Günün sözü Hasan’ım dan
Dikkat edeniniz olmuştur. Köşenin hemen sağ üst bölümünde yer alan günün sözü kısmında bugün, farklı bir isimden farklı bir söze yer verdim. Sevgili arkadaşım Hasan Kudayyılmaz’a ait olan bu söz bana ithafen söylenmişe benziyor. Çünkü Hasan’ın da artık bir arka sayfa köşesi var. (Demek ki Hasan artık benden bu köşeyi istemeyecek. Aramızda bir köşe kapmaca durumu mu var Hasan?) Ne hikmetse Hasan’ın bu arka sayfadaki köşesinde benim ismimin olmadığı tek bir yazı bile yok. Muhtemelen bugün de beni köşesinde konuk edecektir Hasan. Hasan’ın niyetini gerçekten merak ediyorum. Şayet niyeti, benim de köşemde onu yazmamsa bunu başardı. Yalnız Hasan’ın konu sıkıntısı çektiği için beni dolgu malzemesi olarak kullanmasından endişe ediyorum. Çünkü Hasan da artık her gün yazmanın ne demek olduğu gerçeğiyle yüzleşti. Haziran ayına girdiğimizde, Büyük Torbalı Gazetesi’nde tam bir yıldan beri günlük yazılar yazıyor olacağım. Haziran’a şurada bir şey kalmadı. Darısı Hasan’ımın başına. Hasan, gelecek Haziran ayında da o köşede olursa ben de kırarım bu kalemi.
Hasan’a özel not: Akşamki maçta yine bir metre mesafeden goller kaçıracak olursan savunmanın bütün yükünü çekmek zorunda olan bir biçare olarak jübilemi yapacağım.
Broşürlerden bıkan adam
Mahallemizin esnaflarından İbrahim Gülbay ne vakit rastlaşsak bana bir şikayetini aktarıyor. Ve bu şikayetini gazeteye taşımamamı da ısrarla rica ediyor. Gülbay’ın şikâyetçi olduğu konu, sokaklara ve apartman kapılarına gelişigüzel savrulan reklam amaçlı broşürler. Aslında İbrahim Bey’in dikkatini çeken bu husus oldukça önemli. Çünkü o broşür kalabalığı hakikaten gözden kaçacak gibi değil. Bunların çevreye verdiği rahatsızlık ve kirlilik de cabası. Bunun bir usulü var mıdır bilmem. Ancak gelişigüzel caddelere savrulan bu broşürler için bir denetim mekanizması kurulması gerekiyor.