“Gücünün sınırsız olduğunu zanneden ahmaklar, başarısızlığa mahkumdur.”Filinta dizisinden (Gönderen: Ramazan Tetik)
Haftanın sözlerine geçmeden evvel okuyucularımıza zorunlu bir hatırlatma yapalım: Burada yer verdiğimiz sözler bu köşenin yazarın ait değildir. Sözler, bir hafta süresince gazetemizde çıkan haber ve yorumlardan iktibas edilmiştir. Zaten bunu, sözlerin kime ait olduğunu yazarak vurgulamaktayız. Yine de zaman zaman yanlış anlaşılmalar olmakta. Tekrar ifade edelim; haftanın sözleri, bu köşenin yazarının alıntılamalarıdır. Kendisine ait değildir.
1-“Torbalı’da benim de yakinen gördüğüm ve yıllardan beri tecrübe ettiğim bir şey var. Biz bir türlü bütünlük sağlayamıyoruz. Torbalı’da bir çekememezlik durumu var. Hep ben olayım sevdası hepimizde var. Tire’de ve Bayındır’da bu kadar yok. Böyle şeyler Torbalı için birer kayıp.Biz ilçemizde Torbalılı olma bilincini geliştirmeliyiz” (İlçenin sayılı müteahhitlerinden olan Fesih Dilmaç’ın sözleri)
Yazarın görüşü: Fesih Dilmaç bu hususta haklılık payı yüksek şeyler söylemiş ve Torbalı’nın asıl meselesine bam telinden dokunmuş. Torbalı’da ortak sorunlar hususunda birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilememesinin ve sürekli bir çatışma hali yaşanmasının yegane nedeni bu çekememezliklerdir ve bunlar maalesef Torbalı’ya has meselelerdir.
2-“Biz sadece mağduriyetimizi dile getirdik. Verdiğimiz bilgiler haricinde ağzımızdan bize ait olmayan beyanatlar yazılmış. Gerek Atilla Kaya gerekse Özgür Erman Çağlar,bu süreçte sürekli olarak bizlere yardım edip yol gösterdi.Haberde bizleri kullanıp tamamen siyasi bir amaçla Atilla Kaya ve Özgür Erman Çağlar aleyhine yazı yazmışlar.” (Türkmen Köy Mahalle Muhtarı Ali Çıvgın’ın Torbalı’da bir gazetenin yaptığı zorlama bir haberi yalanlarken kullandığı ibretlik sözler)
Yazarın görüşü: Geçtiğimiz hafta bu konuya temas eden bir yazımız olmuştu. Ve demiştik ki; Belediye kanadı dört yıl daha basın vasıtasıyla kotarılan bu tip saldırılara maruz kalacaktır. Yalnız bunlara verilecek yanıt ve o yanıtın içeriği konusunda acemilikler yaşandığı da gözlemlenmektedir. Yani bana kalırsa belediye kanadı, fena halde oyuna gelmektedir. Sofistike yanıtlar ve yanıt biçimleri elzemdir. Bu gibi meselelerde inisiyatif alması icap eden bu kadar danışman ne işe yarar onu da anlayabilmiş değilim. Ya kendilerine danışılmamaktadır ya da yanıt alınmamaktadır mı?
3- “Torbalı’da eğer domuz gribi vakasıyla karşılaşılsaydı, bunu herkesten önce biz açıklardık ve İlçe Sağlık Müdürlüğü ile birlikte gerekli tüm tedbirleri alırdık. Ancak ilçede böyle bir vaka yok; olmamasını da temenni ederim” (Torbalı Devlet Hastanesi Başhekimi Şenol Topçu’nun hastaneye domuz gribi vakasının intikal etmediği yönündeki sözleri)
Yazarın görüşü: Bence de Torbalı Devlet Hastanesi’ne domuz gribi vakası intikal etmemiştir. Belki şüpheli vakalar intikal etmiş olması muhtemeldir. Ancak domuz gribi olabilir korkusuyla her vakit tıklım tıklım olan hastane koridorlarında inlerle cinlerin maç yapması düşündürücü. Demek ki, ara sıra böyle şaiyalar yayılmalı ki hastanedeki personel de rahat bir nefes alsın. Değil mi ama?
4- “Biz Şoförler Ve Otomobilciler Odası esnafı olarak ne zaman bir sorunumuz olduysa Torbalı Belediye Başkanımız Adnan Yaşar Görmez, her zaman bizim yanı başımızda oldu” (Torbalı Şoförler Odası Başkanı Cıva İsmail Akman’ın sözleri)
Yazarın görüşü: Bir önceki belediye başkanı ile sık sık atışmalar yaşayan Cıva İsmail Akman, mevcut başkan Adnan Yaşar Görmez ile gayet uyumlu şekilde çalışıyor. Bu durumun ortaya çıkmasında Adnan Yaşar’ın çatışma ve gerginliklere prim vermeyen siyasi duruşunun büyük payı var. Torbalı’daki hiçbir esnaf kuruluşunu diğerinden üstün tutmayan ve her kesime samimiyetle kucak açan Adnan Yaşar Görmez’in şoförler arasında da kredisi yüksek görünüyor.
5-“İnsanlara yardımcı olmayı seviyorum. Böbreklerimden birisini bağışlamak istiyorum. Tek böbrekle de yaşayabilirim. Ancak böbrekleri tamamen iflas etmiş ve organ bağışı bekleyenlerin bir böbreğe çok fazla ihtiyacı var. Böbreklerimden bir tanesini vermek istiyorum ama alan yok.” ( Okuduğu bir haber sonrası organ nakline bakışı değişen ve büyün organlarını bağışlayan İbrahim Çetinkaya’nın sözleri)
Yazarın Görüşü: Öncelikle bütün organlarını bağışladığı için İbrahim Çetinkaya’ya teşekkür etmek gerekiyor. Organ bağışı hususunda toplumsal duyarlılığın gelişebilmesi için bu tür örneklere çok ihtiyacımız var. Ben de altı sene kadar önce bir protokol imzalayarak bütün organlarımı bağışlamış bulunmaktayım. Biz öldükten sonra o organlar artık her kime giderse iyi günlerde kullanmalarını temenni ediyorum. Ve kalbimin kime takılacağı hususunda da acayip meraklıyım. Ama bunu da asla öğrenemeyeceğim. Yalnız benim kalbimi alan yaşadı..
Haftanın şampiyonları belli oldu
Perşembe günü , bu köşeden iyi bir siyasetçi ile iyi bir tezgahtar arasındaki farkı sorup okurlarımızdan yanıt beklediğimizi ifade etmiştik. Enver Er isimli okuyucumuz ,“tezgahtar, şimdiki zamanı pazarlar ;siyasetçi ise gelecek zamanı” yanıtını verdi. Gülnur Haner ise bize, “Tezgahtar mal pazarlar; siyasetçi hayal” yanıtını iletti. Enver Er ve Gülnur Haner’i verdikleri bu felsefik cevaplardan ötürü kutluyorum. Bence de bu soruya bu şekilde sofistike yanıtlar verilmeliydi. Böylelikle bu İki isim de haftanın şampiyonluğunu paylaşmış oldular.