SIYAH beyaz televizyonun hüküm sürdügü zamanlardi.
Ulkenin tek televizyon kanali olan TRTde “zombilerin safagi” isminde bir televizyon filmi yayinlanmisti.
Amerikan menseili bu korku filmini her nasilsa izlememistim.
Ertesi günler boyunca sokaktaki bütün arkadaslarim birbirlerine bu filmin sahnelerini anlatiyorlardi.
Içlerinde zombilerin insan beyniyle beslendigini söyleyip birbirlerinin kafasina hücum edip isirmaya tesebbüs edenler bile vardi.
Seksenli yillarin sonlarinda Hollywood stüdyolarinda Zombi filmlerinin çekilmesinin hiç de tesadüf olmadigini anlamam uzun sürmedi.
Çünkü digitalizasyonla birlikte kendimizi öyle bir dünyada bulduk ki sosyolojik olarak yasadiklarimiz zombilerin safagi filminin karelerini aratmiyor.
INSANLIGIN IFLASININ SAFAGI
BILMEYENLER için zombi kelimesinin manasini açiklayalim.
Zombi biraz paradoksal bir tabirle “yasayan ölü” demek.
Bedeniyle yasayan ancak insani duygulari, düsünme ve anlamlandirma melekeleri tamamen bitmis kisilere verilen isim..
Sanayi çagini asarak digitalizasyon dönemecini kivrilan insanlik çok baska bir zaman araliginda..
Çogu kimse bu yeni sürecin insanlik için ne anlama geldigini analiz edip yorumlama ediminden bihaber.
Sessiz ve derinden ilerleyen ama ayni zamanda bir çig hizina dönüsen bu yeni evre insanligi büyük bir savrulmaya dogru itiyor.
Cep telefonlari ve bilgisayarlarin kisisel hayatimiza yansimalarini degerlendirecek olursak ne demek istedigimiz sanirim anlasilir.
Elbette bu digital aletlerin hayatimiza yansimalari, sosyolojik ve psikolojik açilimlari bir basina insanlari zombilestirmis degil.
Insanligi asil zorda birakan ve kendisine yabancilastiran olgu bu degisimin dinamiklerine hazirliksiz yakalanip, savunma durumuna geçecek siperlerden bile yoksun olmasi.
Isin bir diger boyutu daha var.
O da insanligin yasadigi bu hazirliksiz olma durumunu ve savrulmayi kendi menfaatlerine yontan çagin ultra kapitalist odaklari.
Bilgi ve iletisim çagi olarak adlandirilan zamanimiz dünyasinin etrafina, kendisine yabancilasmis ve bilgi yoksunu insani bu odaklar tarafindan zombilesmeye, yasayan ölüyü oynamaya mahkum birakilmistir.
Dünyanin ticaret ve medya agini elinde bulunduran bir avuç seçkin, insanliga nasil yasamasi, nasil davranmasi ve nasil tüketmesi gerektigine dair hazir kaliplar sunmakta.
Dünyada piyasaya sürülen reklamlarin yüzde sekseninin ABD menseili 4 sirket tarafindan hazirlandigini bilmek bile yasadigimiz bu dünyanin ipuçlarini veriyor.
KAPITALIZM CENAZESINI MASKELIYOR
DIGITALIZASYON bombardimanina maruz birakilarak zombilestirilen insanlik henüz bir gerçegin farkinda degil.
O da tarihin son ideolojisi oldugunu iddia eden kapitalizmin can çekistigi gerçegi.
Sanayi tipi üretim biçiminin teorisi olan kapitalizm üretim biçiminin digitalizasyona evrilmesiyle birlikte tarihin tozlu raflarindaki yerini almak üzere.
Bu teorinin muhafizlariysa insanligi savrulmaya, dagilmaya iterek ve zombilestirerek bir yandan kurumak üzere olan damarlarina kan pompalamaya çalisiyor bir yandan da kendi cenazesini maskeliyor.