Mehmet Raşit Subaşı

Anne babaya hizmet ve itaatin önemi

Mehmet Raşit Subaşı

29. Sure (Ankebût Suresi), 8. Ayet: Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Şâyet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim.
31. Sure (Lokmân Suresi), 14. Ayet: İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.”
31. Sure (Lokmân Suresi), 15. Ayet: “Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.”
46. Sure (Ahkâf Suresi), 15. Ayet: Biz insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle doğurdu! Onun (anne karnında) taşınması ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der: “Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.”
Peygamber efendimiz zamanında Ensar’dan Alkame isminde bir genç vardı. Hep taat üzere olup, yaz-kış oruç tutar, geceleri sabaha kadar ibadet ederdi. Bir gün hasta yatağında fenalık geçirdi dili tutuldu. Resulullah’a haber verdiler. Hz. Ali ve Ammar b. Yasir Hz.lerini Alkame’ye gönderdi. Kelime-i şahadeti söyletmek için çalıştılar ise de dili dönmedi. Hz Ali efendimiz, Hz Bilal-i Habeşi’yi Resulullah efendimize gönderdi. Durumu bildirdi. Resulullah efendimiz (s.a.v): “Alkame’nin anası, babası var mı?” buyurdu. Orada bulunanlar “Yaşlı bir annesi var” dediler. “Annesini buraya getirin” buyurdu. Annesini getirdiler. Ona, Resul-i Ekrem (s.a.v): “Alkame’ye ne oldu, anlat! Seninle geçinmesi nasıldır.”buyurdu. Annesi şöyle anlattı: “Ya Resulullah! Alkame çok iyidir. Zahiddir (Dünyaya düşkün değildir)Hep ibadet ve taat üzeredir. Ama ben ondan razı değilim. Çünkü o hanımının rızasını benim rızamın üzerinde tutmaktadır.”
Resulullah (s.a.v): “Dilinin tutulması bu yüzdendir. Ona hakkını helal et de dili açılsın” buyurdu.
Annesi: “Ey Allah’ın resulü! O benim hakkıma riayet etmedi. Hakkımı helal etmem” dedi. Bunu üzerine Resul-i Ekrem (s.a.v): “Ey Bilal! Ashabını topla. Etraftan odun toplasınlar, Alkame’yi yakacağız. Çünkü annesi ondan razı değildir.” buyurdu.
Annesi: “Ya Resulullah! Benim oğlumu benim gözümün önünde mi yakacaksınız?” kalbim buna nasıl dayanabilir?” Server-i âlem efendimiz(s.a.v): “Cehennem ateşi, dünya ateşinden çok daha kızgın ve yakıcıdır. Sen ondan razı olmadıkça, onun hiçbir itaati makbul değildir.” buyurdu.
O zaman Alkame’nin annesi “Ya Resulullah! Ben ondan razı oldum. Hakkımı ona helal ettim” dedi ve eve gitti. Eve vardığında, Alkame’nin sesini duydu. Kelime-i şahadet söylüyordu. Dili açılmıştı. Aynı gün vefat etti. Cenaze namazını Resul-i Ekrem (S.A.V) kıldırdı.
Defin işleri bittikten sonra Server-i âlem (S.A.V), Ashab-ı Kirama dönerek: “Ey Ashabım, Ey Muhacir ve Ey Ensar! Hanımını annesinden üstün tutana Allah-u Teala ve melekler lanet ederler. Onun farz ve nafile ibadetleri kabul edilmez” buyurdu.
Peki ana-babaya itaat nasıl olacak?
Ana-babaya güzel davranmakla, sohbetle, hukuklarına riayetle, sıkıntı ve meşakkatlerine katlanmakla itaat edilecek. İtaatin şekli bu. Güzel davranış, güzel edep, bütün haklarına dikkat, yedirmek, içirmek, giydirmek, ihtiyaçlarını karşılamak gibi…

Beş vakit namazın sonunda ana-baba için dua etmek de itaatten sayıldı. Ana-babasına itaatte kusur işleyip pişmanlık çekenler için böyle bir fırsat var. Hacca gider, orucunu tutar ve benzeri hayırlı işlerinin sevabına ana-babalarını ortak eder, onlara hediye ederler. Onların niyetine, salâvat getirir, Kur’an okuyup, dua ederler.

İtaat meselesinde sınır şudur: Allah’a isyan hususunda, günah sayılan meselelerde ananın-babanın ve Ümmet-i Muhammed’in hukukuna riayet edilmez. Ana-babaya, komşuya veya akrabaya itaat edeyim derken Allah’a isyan edilmez. Allah’a isyan edilen meselede, ana-babaya, komşuya, arkadaşa, akrabaya, kimseye itaat etmek olmaz.

Ana-babaya itaatte evli kadınların dikkat etmesi gereken bir hususu da belirtelim: Kadınlar önce iman ve namaz sonra koca hukukundan ve sonra diğer sorumluluklarından sorguya çekilir. Evlilikle birlikte, kocanın hakları ana-baba haklarının önüne geçer.

Şimdi Hz. Peygamber S.A.V. ve kâmil zatların sözleriyle ana-baba hukukunu ifade edelim:

Yemenli bir adam, savaşmak için Rasulullah S.A.V. Efendimiz’in yanına geldi. Peygamber S.A.V:

– Annenle baban sana harbe gitmen için izin verdi mi, diye sordu.

– Hayır, dedi, Yemenli adam. Peygamber S.A.V:

– Öyleyse dön, onlardan izin al. Eğer izin verirlerse bize katıl, aksi halde elinden geldiği kadar onlara hizmet et. Çünkü bu, imandan sonra kulun Allah’a kavuşacağı en güzel ameldir, buyurdu.
Bir başka Hadis-İ Şerifte şöyle buyuruluyor: “Ana-babaya itaat, (nafile olan) namaz, oruç, hac, umre ve cihaddan efdaldir”
Allah, Hz. Musa A.S.’a: “Kim ana-babasına iyilik yaparsa bana iyilik yapar. Kim asi olursa, bana isyan etmiş olur” diye vahyetti . “Anaya-babaya asi gelen kimse, ne yaparsa yapsın, cennete giremez.” Cennet kokusu beşyüz senelik yoldan duyulduğu halde ana-babaya asi olanlar duymaz.
Bu yüzdendir ki anne babamızı sürekli hatırımızda tutmalı bütün ihtiyaçlarını maddi-manevi ne varsa karşılamalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları