- En önemli nokta olan Müslüman kardeşlerimize sahip çıkmada sınıfta kaldık.
- Devlet ve millet olarak terör ve benzeri toplumsal olayları kınamakta sınıfta kaldık. Çünkü çözüm üretmek yerine sadece kınamakla kaldık.
- Demokrasiye inanan bir toplum ve devlet olarak demokrasisi çiğnenip ayaklar altına alınan devletlere ve milletlere sahip çıkmakta sınıfta kaldık.
- Bu kış soğuklarında kimsesiz ve sahipsiz insanlara sahip çıkmakta sınıfta kaldık.
- Her zaman ve her yerde doğruları haykırmadığımız için sınıfta kaldık.
- İnsanlara yalan yanlış iftira atarak onların onurlarını haysiyetlerini namuslarını hiçe sayarak sınıfta kaldık.
- Birbirimizi kardeşçe sevmede sınıfta kaldık.
- Tüm eğitim kurumlarımıza sahip çıkmada sınıfta kaldık.
- Sivil toplum kuruluşlarımıza sahip çıkmada sınıfta kaldık.
- Sosyal medyayı kullanmada sınıfta kaldık. Şundan dolayı; gereksiz ve zamanlama hatası yaparak kullandığımız için sınıfta kaldık.
- Teknolojik ürünler için harcadığımız para konusunda sınıfta kaldık.
- Elimizdekilerle ile yetinmeyip sürekli değiştirerek, israf ederek sınıfta kaldık. Daha fazla yazardım hatta yıllar boyunca yazılır sınıfta kaldıklarımız ama sadece biz önem arz edenleri yazacağız.
Bugün Müslüman kardeşlerimize sahip çıkmanın ne demek ve nasıl olduğunu açıklamaya çalışacağız. Çünkü yanı başımızda olan katliam, işkence, tecavüz, hırsızlık vs. aklınıza ne gelebiliyorsa daha fazla yazmaktan utanç duyduğum ne kadar çirkin işler varsa hemen her gün işleniyor. Evet Suriye’den bahsediyorum. Bizlerin pek ilgilenmediği, umursamadığı hatta gözlerimizi, kulaklarımızı, kalbimizi, maddi ve manevi ne varsa onlara karşı kapadığımız Suriye…
Ebu Hüreyre (RA) rivayet etmiştir: “Rasülüllah (SAV) şöyle buyurdu:
“Birbirinize haset etmeyiniz, alış-verişte birbirinizi aldatmayınız ve birbirinizden yüz çevirmeyiniz. Birbirinizin bitmek üzere olan pazarlığını bozmayınız. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz. Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir: Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, ona hor bakmaz.” (Üç kere mübarek göğsüne işaret ederek:) Takva işte buradadır. Bir kimse Müslüman kardeşine hor baktığı zaman, işte kötülüğün bu kadarı ona yeter. Müslüman’ın, Müslüman’a kanı, malı, ırzı haramdır.”
Müminlerin, birbirlerinin dertleriyle dertlenmeleri, sevinçleriyle sevinmeleri, birbirlerine karşı şefkat ve merhametle davranmaları, İslâm Dini’nin ana hedeflerindendir.
Allah’ın buyruklarından birkaçını örnek olarak su¬nalım:
“İyilikte ve fenalıktan sakınmakta yardımlaşın, günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın.” (Maide suresi – 2. ayet)
“Muhammed (SAV), Allah’ın elçisidir. Onun beraberinde bulunanlar kâfirlere karşı sert, birbirlerine karşı merhametlidirler.” (Fetih suresi – 29. ayet)
“Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız.” (Âli – İmran suresi – 110. ayet)
Diye övdüğü Müslümanlar, bu yüce hasletleriyle cihana örnek olmuşlar ve pek az zaman içinde ülkeler fethederek, maddi manevi başarıya ulaşmışlardır. Evet, işte bugün o maddi manevi başarıların devamı için hem Suriye deki kardeşlerimize hem de bütün dünyadaki Müslüman kardeşlerimize sahip çıkma vaktidir. O gün bugündür, yarın değil veya gelecek değil, eğer bugün sahip çıkmazsak yeni yetişecek olan neslin yüzüne nasıl bakacağız. O savaşın çocukları yarın bizlere hesap sormayacak mı? Neden yardım etmediniz diye sorduklarında ne diyeceğiz. Kusura bakma ben kendi işimle uğraşmaktan size fırsat gelmedi mi diyeceksiniz. Ben söyleyeyim nasıl cevap vereceğinizi boynunuzu büküp suratlarına bile bakamayacaksınız o çocukların çünkü şimdinin çocukları yarının büyükleri olarak karşımıza çıkacak.
İnşallah bütün bu anlattıklarımızdan öncelikle kendimden başlayarak ders çıkarmayı ümit ediyorum. Ve bu ümidimle sizlerden ricamız sivil toplum kuruluşları aracılığı ile Halep’e İdlib’e Hama’ya ne kadar mazlumun ümit beklediği yerler varsa yardım elini uzatmanızdır. Eğer yardım elini uzatabilirsek belki sınıfı geçebiliriz.
Allah’a emanet olun Allah yar ve yardımcımız olsun.
