Benim de sonuna kadar katıldığım bu önemli tespiti es geçemeyeceğimden isim vermeden yayınlamak istedim. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum. Ben yazıyı aynen aktarıyorum. Kendisi isterse ismini açıklar.
Konu ilgililerince önemsenir gündem oluşturursa detaylarını derinlemesine tartışırız. Bir sonuç da çıkarırız. Şayet gündem oluşturmaz ise bunun da üstüne bir kürek ölü toprağı atıp geçer gideriz, birçok örneğinde olduğu gibi.
Sonuç olarak “Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az”
İşte yazı;
“Günaydın Muhittin Bey,
Büyük Torbalı Gazetesinde yayınlanan “Ziraat Odaları ve Para” adlı makalenizi okudum. Bilgilendirme amaçlı bu yazınızdan dolayı size teşekkür ederim.
Odalar hakkındaki Yönetmelik düzenlemelerini çıkar guruplarından başka sade çiftçilerimiz ne derecede okur ilgilenir bilemem. Okumalarını ilgilenmelerini ümit ve temenni ederim.
Makalenizin son kısmında “Ziraat odaları ne yaparlar, ne ederler bilemem! Aldıkları bu paraları hak ederler mi?” derken aslında siz de rahatsızlığınızı ifade ediyorsunuz.
Ancak ticaretin içinde bulunmak, piyasanın şartlarına uymak ve çıkar çetelerinin menfi kampanyalarına maruz kalmamak için bu kakarcık yazmanız bile benim için önemli.
Ben sizin düşüncelerinize genelde katılıyorum. Aslında, Dünyanın hiçbir ülkesinde odalara ve borsalara zorunlu üyelik diye bir şey yoktur. Odalara üyelik isteğe bağlıdır.
İsteyen gider odaya üye olur. Üye olmanın gereklerini yerine getirir ve faydalarından istifade eder. Ülkemizdeki en büyük yanlış buradadır. Odalara ve Borsalara zorunlu üyeliği hayır kampanyası başlatarak, konu, bireylere anlatılmalı, imza kampanyaları düzenleyerek, Sayın Başbakan’a ve ilgili devlet yetkililerine iletilmelidir.
Yurt dışında benim gördüklerim: Çiftçiler ile ilgili kreditör banka (Ziraat Bankası gibi) ve toptan pazarlama hizmetlerini yöneten bir dernek mevcut. Çiftçi hasat sonrası ürününü miktar ve kalite tespiti yaptırıyor. Malını kendi deposunda tutuyor veya bölgesel depolara teslim ediyor. Bu aşamada: malının yaklaşık ederini banka hesabına aktarıyor. Banka bu tasarruf hesabındaki paraya faiz ödüyor ve çiftçiye ek gelir sağlanıyor. Dernekler de üst birliğe bağlılar. Bu üst birlik iç ve dış satım işini ve politikalarını oluşturuyor.
Tabii ki en önemli olan bu para işini yöneten hınzırları takip etmek. Bunun içinde bölgesel mali polis devamlı izleme yapıyor. Bütün alım ve satım ihalelerini fesat var mı! diye izliyor. Fesat tespit edildiğinde devlet iç ve dış ihale izleme birimleri, konuyu devlet bazında izleyecek mekanizmayı devreye sokuyor. İlaveten, dernek yöneticileri bireysel finansal izleme altında tutuluyor.
Dünyada (en gelişmişinden – en gerikalmışına) hiçbir ülkede bulunmayan odalara zorunlu üyelik konusunu bu ülke mevzuatından çıkarmalıyız. Bu konuda yapılacak her türlü girişime şahsen gönüllü katılmak istiyorum. Eğer bir girişim olursa, ben de katkıda bulunmak isterim.
Saygılar sunuyorum,”
Durum bu siz ne düşünürsünüz bilemiyorum?