Adâlet, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde genellikle “düzen, denge, denklik, eşitlik, gerçeğe uygun hükmetme, doğru yolu izleme, takvâya yönelme, dürüstlük, tarafsızlık” gibi anlamlarda kullanılmıştır.
Mülk ise; Vakıf olmayıp doğrudan doğruya birinin malı olan yer veya yapıya denir.
Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke anlamlarına gelmektedir.
Aslında mülkün gerçek sahibi Allah’tır. Diğerleri ise sadece emanetçi konumundadır.
Yunus’un dediği gibi:
“Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan.”
“Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.” demiş atalarımız.
Hz Ömer’e ait yukarıdaki cümleyi şöyle anlamak mümkündür:
Adalet, devleti ayakta tutan, onun varlığını devam ettiren en önemli temeldir.
Ne gariptir ki, Hz. Ömer’in adaletinden sıkça bahsedilir de, ona böyle adil olmayı öğreten Hz. Muhammed’in adaletinden o kadar da bahsedilmez. Tabi ki Hz. Muhammed de adaleti Allahtan öğrenmiştir.
Timur’un söylediği iddia edilen şu söz adeta meseleye ışık tutmaktadır:
Ülkeler kılıçla alınır, ancak adaletle korunur.
Bir keresinde sevgili peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
“Allah ahlakıyla ahlaklanınız.”
Allah adildir, biz inananlar da her işimizde adil olmalıyız.
Yönetimde aletli, şahitlikte adil, yargıda adil olmalıyız. Çünkü Mahkeme kadıya mülk değildir. Allah Kur’an’da şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Kendinizin, ana-babanızın ve yakın akrabanızın aleyhinde bile olsa, Allah için doğru dürüst şahitlik yaparak, adâleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun! Hakkında şahitlik yaptığınız kimse zengin de olsa fakir de olsa böyle davranın. Çünkü Allah, ikisine de sizden daha yakındır, hâllerini daha iyi bilir. Şu hâlde, sakın âdil davranmaktan yüz çevirip nefsin arzularına uymayın. Eğer dilinizi eğip büker, gerçeği olduğu gibi söylemekten çekinir veya büsbütün ondan yüz çevirirseniz, başınıza geleceği siz düşünün! Zira Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdardır.” (Nisa Suresi, 135)
İşveren adil; çalışan adaletli olmalıdır. Evin beyi adil, hanım adaletli olmalıdır.
Anne- baba çocukları hakkında, sevgide adaletli, şefkatte adaletli, mirasta adaletli olmalıdır.
Evet, sevgili okurlar Allah için adaleti ayakta tutabiliyor muyuz?
Sorunun cevabına gönül rahatlığıyla “evet” diyebiliyorsanız, ne mutlu size…
Eğer cevabınız “hayır” ise, size hatırlatmalıyım:
“Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir.”