23 Nisan 1920… 92 yil geçmis. Anadolu bozkirin-da küçük bir kasaba görünümünde olan Ankara’da bir hareketlilik yasanmaktadir. Anadolu toprakla-rinin her yanindan bu kente geleb insanlarimizin heyecani yüzlerine yansimaktadir. Ankara’nin ilkokullarindan sabah toplanmis kirik dökük sira-lara oturdular. Mustafa Kemal’i can kulagiyla din-liyorlardi. “Efendiler!” diye söze basladi. “Hayat demek mücadele demek, vurusmak demektir. Ha-yatta basari mücadele ile ölçülür, bu da manen ve maddeten kuvvete kudrete dayanir. Izleyecegimiz siyaset milli siyasettir. Her seyden önce kendi kuvvetimize dayanarak varligimizi bu yolda koruyacagiz”
Yol çizilmisti. Anadolu insanlari tek düsünce etra-finda birlesmislerdi. Yapilacak is, gidilecek yön belliydi artik. Kurtulusu ulusal egemenlige daya-nan bir devlet kurmada gören Mustafa Kemal 24 Nisan’da Meclis Baskanligina seçildi.
Kara günlerden kurtulus atesi yakildi. Günler gü-nlerden daha aydinlik, yillar yillardan daha mutlu geçti. Kuvvayi Milliye ruhunun yaraticisi Mustafa Kemal; Sakarya, Dumlupinar derken Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurdu. 23 Nisan; devletimi-zin kurulusu için özgürlük savasina girisimiz, mil-letçe kurtulus düsüncesi etrafinda toplandigimiz gündür. Mustafa Kemal kurdugu bu devlette ki devrimci ruhu çocuklara küçük dokunuslarla his-settirmek istemis “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayrami” olarak gelecegin büyüklerine armagan etmistir.
Geçmis olaylari günümüz kosullarinda degil ya-sandiklari dönemin kosullarinda ele alir ve deger-lendirirsek daha iyi anlariz. Atatürk’ün hemen her konusmasi devrimci yenilikçi bir nitelik tasir. O’nu ve düsüncelerini anlayabilmek için “Nutuk” adli eserini mutlaka okumaliyiz, sindirmeliyiz. Bizim toplumumuzda hala bir devrimci bir ruh varsa esin kaynagi Mustafa Kemal’dir. Devrimciligin suç sa-yildigi, devrimcilerin idam edildigi bir ülke O’nun düsüncelerine yakismaz.
23 Nisan’i kutladik. Çocuklarimizin bayramini, dünya çocuklarinin bayramini. Gelin görün ki çoc-uklarimizin hali içler acisi. DISK Arastirma Ens-titüsü, Türkiye Istatistik Kurumu ve Uluslar Arasi Çalisma Örgütü ILO verilerine göre; dünya da her bes çocuktan biri çalisirken ülkemizde her iki ço-cuktan biri çalisiyormus. Yani toplumda; çocukla-rin ücretsiz isçi ya da ucuz is gücü olarak en çok sömürülen kesimi olusturmaya devam ediyor. 15-17 yas arasi çocuk isçiligi arttigi belirtilen raporda, geçtigimiz günlerde yasalasan 4+4+4 egitim yasasi ile zorunlu ilkögretim yasi 6-13 yas araligina çekil-digi için çocuk isçilerin yasinin fiilen 13’e düsecegi belirtiliyor.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayrami’ni kutladigi-miz ülkemizde çocuklar açisindan manzara hiç de iç açici degil… “Bayraminiz kutlu olsun!” demeye dilim varmiyor. Size daha güzel bir yarin hazirlayamadigimiz için utaniyorum çocuklar.
MILLI ANAYASA FORUMU
Anayasa; bir devletin yönetim biçimini belirleyen yasama, yürütme, yargilama güçlerinin nasil kul-lanilacagini gösteren, yurttaslarin kamu haklarini bildiren temel yasadir. Ulkemizde 1921- 24-61 ve 1982 yillarinda anayasamizda bir çok madde degis-tirildi. AKP hükümeti de son referandumda “yet-mez ama evet” diyenlerinde oyunu alarak bir çok maddesini degistirdi. Oda yetmedi simdi yeni degi-siklikler için hazirlik yapiyor. 90 yillik cumhuriyet projesinden farkli bir projeyle ortaya çikma çabasi içerisinde. Referandum sonrasi yargi üzerinde et-kileri artti. Cumhuriyet rejimiyle büyük bir hesap-lasmaya gidiyor. Toplumu tek sesli hale getirme çabasi ve farkli seslere tahammülsüzlük var. Dis-lanmis bir muhalefet ve kisiler var. Basbakan; “Siz artik onlari dikkate almayin, Türkiye’de tek güç var oda biziz” dercesine davraniyor. Ulkenin yarisina yakin bölümü AKP’ye muhalif olmasina ragmen bunu görmemezlikten geliyor. Iktidar yeni bir ana-yasa hazirligi içinde. Ulkede isçi Partisi’nin düzen-ledigi Av. Erdogan Özer’in yönettigi. Bülent Esin-oglu, Eski Milletvekili Ufuk Söylemez ve Bülent Baratali’nin konusmaci olarak katildigi “Milli An-ayasa Forumu” nu dinledim. Konusmacilar; yeni anayasanin üniter devlet anlayisini ortadan kaldi-racagindan ve ülkeyi böleceginden endiseliydiler. Yeni anayasayi kurcu iradenin yapabilecegini, ana-yasamizda ilk dört madde disindakilerin bir çogu-nun zaten degistirildigini söylediler…. Bunun bir fiili diktatörlüge gidis oldugunu, ileri demokrasi diyerek demokrasiden uzaklasildiginda hem fikir-diler. AKP’nin ulus devlet ve üniter devlet yapisin-dan yana olmadigini vurguladilar. Bu meclisin sifirdan anayasa yapmasinin mümkün olmadigini, kurucu iradeyi yok saydigini belirttiler.
Sonuç olarak; Atatürk ilke ve devrimleri, cumhu-riyetin kurulus ilkeleri, üzerinde birlikte olmaktan baska bir seçenegimiz yok denildi. Ulke genelinde altmisa yakin toplanti yapilmis. Parti ayrimi dü-sünmeden ülkeyi böldürtmemek için birlikte olmak gerektigi vurgulandi.
Devrimciler gericiligin, kara taassubun, emperya-lizmin ve fasizmin her zaman karsisinda olmus-lardir. Simdi kapitalistler, milli burjuvazi ve yorgun düsen orta yolcularinda “AKP’nin yeni anayasasina karsiyiz” demeleri geç de olsa gerçegi görmeleri anlamina geliyor. Artik “yetmez ama evet” diyen-lerin olmadigi gerçegi görenlerin birlikte hareket edecegi bir yapi olusmali. Yerelde de genelde de devrimcilere önemli görevler düsüyor.
Hosça kalin, dostça kalin.