Çeşitli bilim ve sanat dallarında ders görmek amacıyla üniversite kentlerimize gelen öğrencilerimize barınma ve çalışmalarını sürdürebilmek için kalacak yerler sağlamak ya da bulmak çağdaş ve sosyal devletin görevidir. Çünkü barınmak her şeyden önce bir insan hakkıdır. Bu nedenle yapılan öğrenci yurtları; öğrencilerin barınma, yeme-içme ve çalışmalarını kolayca karşılayabilecek özel olarak yapılmış yer veya binalardır.
*************************************
Son günlerde iktidarla öğrencilerimiz arasında bir tartışma sürüyor. Dolayısıyla muhalefet de bu tartışmada öğrencilerden yana taraf oldu… Yetersiz devlet yurtları, yüzde yüzden fazla artan ev kiraları ve özel yurt fiyatları nedeniyle başlarını sokacak yer bulamayan gençler; “Barınamıyoruz!” diyerek anayasal haklarını kullanıyorlar… İstanbul parklarında başlatılan eylemler, Ankara, İzmir, Eskişehir, Kocaeli ve diğer üniversite illerinde devam ettirildi. 23 Eylül’de Eskişehir’de altı öğrenci gözaltına alınmış, Ankara ve Kocaeli’nde parklardan çıkarılmışlar… Bazı illerde polis eylemleri yapan öğrenci gençlerin ailelerini aramış.
Facebook’ta AKP iktidarının bu tutumunu eleştiren bir metin ilişti gözüme, güldüm: “Her semte millet bahçesi yaparken keşke yanında bir de öğrenci yurdu yapsaydınız. Öğrenciler millet bahçesi parklarında yatmak zorunda kalmazdı.” diyordu…
****************************************
22 Eylül tarihli gazetelerde bir haber okudum: Bir öğrenci anlatıyordu. “Pazartesi saat onda dersim vardı. Ev ve yurt bulamadığım için fakültede uyudum. Bir gün de fakültenin önünde uyudum. Ailemin gücü bu fahiş fiyatlara yetmez, ev yok, yurt yok! Okulu bıraktım ve evime dönüyorum. Koskoca devletin bana bir gençlik borcu var.” Gözlerim doldu, içim acıdı… 27 Eylül akşamı Fox TV’de, üçüncü yedekten kızına yurt bulabildiği için ağlayan bir babayı izledim… Kızı yanındaydı… “Okutamayacaktık yoksa” diyordu… Kızının üniversiteyi kazanmasına sevinemiyordu bile…
Aynı akşam partili Cumhurbaşkanımızı da dinledim: “Parklarda yatan öğrenciler değil, bunlar Gezi Parkı olaylarının bir başka versiyonu. Türkiye dünyanın en fazla sayıda yurdu olan ülkedir. Parkta yatanların öğrencilikle alakası yoktur.” Acaba ben mi yanlış biliyorum, diye düşündüm. İki çocuğuna üniversite okutmuş, öğrencilerini yönlendirmiş, emekli bir eğitimci olarak. Keşke söylenenler doğru olsaydı bir çocuğumuz bile sokakta kalmasaydı diye düşündüm.
************************
“bu ülkenin geleceğini dışarda bırakmayız” diyerek yurt ve ev bulamayan öğrencilere için; yurt, otel kiralayan tüm büyükşehir CHP’li belediye başkanlarını kutluyorum. Öğrencilerimiz çareyi belediyelerde arıyorlar. Belediyeler sorunlarını çözüyor.
CHP’li belediyelerin bu açıklamaları sonrası Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu; “Devlet yurtları dünyanın en iyi yurtları, Türkiye için bir iftihar tablosu.” Deyince AKP genel başkan yardımcısı Mehmet Özhaseki AKP’li belediyelerde de barınma sorunu yaşayan öğrenciler için seferberlik ilan etti… Hani parklarda yatanlar öğrenci değildi? Sonrası İzmir Valiliği tüm resmi kurumların misafirhanelerini yaklaşık dört bin öğrencimize bir ay süre ile faydalanmalarına açtı. Ne güzel, kutluyorum İzmir Valimizi…
**************************************
Geçmiş yıllara ait başvuruları kapsayan resmi açıklamalar var. 2018 yılında toplam 410 bin onbir öğrenci Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtlara başvurmuş. 336 bin ikiyüz ellisi yurtlara yerleşme hakkı kazanmış. Yurtların başvuruları karşılama oranı yüzde 82 civarında. Kalan75 bin civarındaki öğrenci başının çaresine nasıl baktı kim bilir. Cemaat-tarikat yurtları ve lüks yurtlarda kalanlar bu rakamların dışında… Google’dan baktım. 2020-21 eğitim-öğretim yılında yüksek öğretimdeki öğrenci sayımız 8 milyon 240 bin 997 imiş. B u yılki rakamlar açıklanmadı.
***********************************
Ülkemizin dört bir yanında üniversite öğrencileri, “Barınamıyoruz!” diyerek devlet yurtlarının yetersizliğine dikkat çekti. Fahiş kiralar ve özel yurtların ücretleri öğrencilerimizi ve insanımızı çaresiz bıraktı… “6 Milyon mülteciyi barındırıyoruz, kendi öğrencilerimizi barındıramıyoruz!” diyor gazeteler… Beşli müteahhitlere bir yılda verilen para ile 727 öğrenci yurdu yapılırmış… Neyse!
Tek bir gencimiz sokakta kalmasın, tek çocuğumuz okulsuz bırakılmasın. Bu ülkenin geleceği, yarının aydınlık yüzleri onlar… Ne diyor Nelson Mandela; “Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir.”
Gençler, size ihtiyacı var bu ülkenin, sağlıklı kalın
Hoşça kalın; dostça kalın!