CHP kurultayının dört-beş gün hatta bir hafta bile sürenleri olmuştur. 80 öncesi ilçe kongrelerinin dahi iki gün sürdüğünün tanığıyım 80 sonrası ve koronalı bu günlerde kısa sürdü. Ama tartışmaları devam ediyor.
*
Ana muhalefet partilerinin görevi ülke sorunlarına çözüm üreterek yurttaşların güvenini kazanıp iktidar olmaktır. Sol partilerin olmazsa olmazı ortak aklı kullanmaları ve eleştiri özeleştriye açık olmasıdır. Bu kural 3. olağan kurultayda kurucu lider Atatürk tarafından işaret edilmiştir. Atatürk; “Partide bir yanlışı bir eksiği gördüğünüz zaman kayıtsız şartsız eleştireceksiniz. Yapılan herhangi bir yanlışa müsamaha (göz yumma, hoş görme) son derece yanlıştır, mahzuru(sakıncası) faydasından büyük olur.” (3.olağan kurultay)
Günümüzde herkes üyesi olduğu parti, sendika, dernek, oda ve benzeri örgütlülükleri denetleyebilmeli, yanlışlarını eleştirmeli; dürüst, adil ve şeffaf olunmasına katkı sunmalıdır. Bazı kurumların Sayıştay hesap raporlarının verilmediği bir ülkede yaşıyoruz.. Neyse ki sol partiler eleştiriye açıklar!
*
Genel başkanın kurultaya sunup oylattığı 13 maddelik bildirgeyi desteklemek hata ve eksikleri görmezden gelmemizi gerektirmez. Siyasi partiler kurultaylarında tabanlarına “tek başına iktidar” olmayı vaat ederler. Bu kurultayda bunu hedefleyen bir söylem gerçekleşmedi. Tersine sağ partilerle ittifak açıkça dillendirildi.. Bu söylemler kurultay sonrasına bırakılmalıydı. Sol bir parti üyelerine meta gibi bakıp, potansiyel seçici gibi göremez. Bu ancak sağcı partilerde olur. İslami faşizme karşı “tıpış tıpış gidecek” bir tabanla mücadele edilemez… Dünkü Cumhuriyet gazetesinde sayın Kılıçdaroğlu’nun “padişah torunlarına maaş bağlansın” diyen Ekmeleddin beyin saygınlığından endişem yok, demesi… Abdullah Gül’den korkuyorlar demesini anlamış değilim!
CHP; kamu mallarını satan Ali Babacan ile mi yoksa stratejik ortaklık arayan Davutoğlu ile mi ortaklık yapacak? CHP neoliberalizm ve onun yaratıcısı “piyasa toplumuna” net bir biçimde muhalefet etmelidir. Yandaşlara peşkeş çekilen, özelleştirilen işletmelerin tekrar kamulaştırılacağını haykırmalıdır. Eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerin tekrar parasız yapılacağını her yerde anlatılmalıdır… Özelleştirmenin iyi ve verimli olacağını söyleyenler karşısında kamuculuğu savunmalıdır.. Bugünden başlayıp; eşitlikçi, dayanışmacı laik bir toplum yaratıp yönetim ve denetiminde halkın söz sahibi olacağı bir model geliştirmelidir.
*
CHP solda olduğuna inanılan bir kitle partisidir. Gündelik politikalara hapsolup sağ taban zarar vermeme ürkekliğinde bir muhalefetin aksine, sol değerlere sahip çıkan solun kapsını aralayan politik bir öznenin eksikliğini bilerek davranmalıdır. CHP bunu başarabilir.. CHP tabanı şaşırtılmamalı. CHP siyasal İslam’dan gelen siyasetçilerle yürümemeli. Sağdan gelenleri parti meclisime almamalıdır. Parti meclisleri siyasi partilerin yatak odası gibidir. Sağdan gelenler girmemeli. Bu gibi kişilere danışmanlık, belediye başkanlığı hatta milletvekilliği bile verebilirsiniz.. Ama parti meclisine yani partinin yatak odasına sokulmamalı…
Laiklik yara almıştır. CHP; bilime, laisizme, aydınlanma ve cumhuriyet değerlerine sahip çıkmalı laikliği yeniden inşa etmelidir. CHP cumhuriyeti kuran partidir. AKP’nin gerici mezhepçi zihniyetine karşı ilerici toplum kesimlerinin de desteğini alıp, hilafet-şeriat özlemlerini dile getirmekten çekinmeyen gericiliğe karşı bir cephe oluşturmada CHP önder olmalıdır, her fırsatta laik toplumun önemini vurgulamalıdır. Bu bağlamda sayın Kılıçdaroğlu kurultay konuşmasında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve ona akıl verenlere karşı çıkmalıydı. Ayasofya ya da başka bir yerde Atatürk’e küfredenlere karşı Atatürk’ün partisi CHP, “Oyuna gelmeyelim” diyerek susamaz! “Dindarlarla karşı karşıya gelmeyelim” diyemez. Sorarım size; hangi dindar yurttaşımız Atatürk’e söz söylenmesine karşı gelmez! Bu ülkenin kurucu liderine hiçbir dindar yurttaşımız söz söyletmez. “Oyuna gelmeyelim” demek yetmez Çünkü Cumhuriyet ve CHP’yi var eden değer Atatürk’tür. Atatürk’ü yok sayarsanız ne CHP ne Cumhuriyet kalır… Bu kötü söz söyleyenlere haddini bildirmek CHP’nin görevidir.
Sonuç olarak siyasette kararlılık ve tutarlılık inandırıcılığa getirir, inandırıcılık büyümeyi sağlar. Parti ideolojisini içselleştirmiş kişiler ideolojiden taviz vermezler…
Kurultay (ya da ilçe kongresini) kazanmak seçim kazanmaya yetmez CHP’nin çeşitli birimlerinde iktidar olma hırsı, ülkede iktidar olma çabasının önüne geçmemelidir… Son günlerde yaşanan ekonomik ve siyasi hızlı gelişmeler tüm partilerin erken seçim olasılığını kabul ettiğini gösteriyor.
Yapılacak olan ilk seçimlerde CHP’yi iktidara getirme noktasında kahramanların kadınlar ve gençler, özellikle de Z kuşağı gençleri olacağı tahmin ediliyor. Çalışmalar buralarda yoğunlaşmalı diye düşünüyorum..
CHP’nin iktidar artığı Liberal-İslamcılarla değil Atatürkçü, devrimci, genç, öğrenci, işsiz, kadın vb. Cumhuriyet yurttaşlarından oluşan insanlarla ittifaka ihtiyaç vardır.
Yarın görüşmek dileğiyle hoşça kalın dostça kalın…