DUN gece geç yatmistim. Buna ragmen sabah 06.30 da ayaktaydim. Bahar uyutmadi, dedim kendi kendime. Doganin degisimi tüm canlilara yansiyor, diye düsündüm. Esofmanlarimi giyip kendimi disari attim. Günes isiklari yüksek binalarin duvarlarinda yansimaya basladi..
Korulukta yavas yavas yürümeye koyuldum; dalgindim, ne düsünüyordum niçin dalgindim ki? Basimin üzerinden iki kumru geçip sol yanimda ki çimenlere kondular. Hani o genç çinarin altina. Bir çift kumru. Disi olan öndeydi. Haspa; erkegini nasil da arkasindan çekip getiriyordu… Çimenlerde oynasmaya basladilar, gagalarini kanatlarini birbirine sürerek birer karislik uçus hoplamalari yapiyor tekrar çimlere konuyorlardi.
Hava tertemiz, gökyüzü piril pirildi. Havayi derin derin soludum, sabah çiginin yaprak islatmalari kokusundaydi… Yürüyordum korulugun kuzey batisinda minicik, rengarenk bir kus kondu önüme. Kanatlarinin ortasi sari, kenarlara dogru beyaz sonra açik kahverengi sirtina dogru gri renk. Basinin tepesinde Yahudi hahamlarin takkesini andiran lale kirmizisi bir baslik.. Çali kusu yada sari asmamiydi bilemedim. Renkler bu kadar güzel olur muymus Allahim! Önümde oynadi, bir ara bana bakti, gülümseyip geçtim. Sonra bir alagabak geçti yanlarindan, bir karga bitiverdi çimenler üzerinde; ‘bu yerlerin agasi benim’, dercesine.
Saat 7:30 a dogru yürüyüs yapanlar çogaldilar… Arkamdan tanidik bir ses; “Günaydin!” dedi. “Günaydin!” dedim. “Nasil bir sorun var mi milletvekili atamalarinda?” dedi. “Ne sorunu olacak? “Kimseye bir sey sormuyorlar ki” dedim. Gayri ihtiyarî güldüm, Av. Sabri Yurdakul da güldü…
Baharla birlikte bir degisim yasaniyor, agaçlar, çiçekler degisiyor, böcekler toprak uyaniyor. Ve ülkemizde bir seçim süreci basladi. Türkiye siyasetinde pazartesi günü milletvekili listeleri Yüksek Seçim Kurulu’na iletildi. Genelde halkimizin degil genel baskanlarin adaylari söz konusu. Yine “lider sultasi” bir meclisimiz olacak. Kosulsuz lidere itaat eden, biat kültürünü kabullenmis vekiller özgür iradelerini kullanabilirler mi? Sessiz bir toplum. Liderler yüzde yüz hakli(?) AKP’de 186 CHP’de 78 vekil liste disi yenileri de liderler belirleyecek. Gerçek bir temsili demokrasiden söz etmek mümkün mü?
CHP ön seçim yapan tek parti. Ön seçim yaptigi kentler rahat. 29 ilde ne kavga ne de küskünlük yasandi. Dogru kriterlerle ön seçim gerçekten dogru ve demokratik bir yöntem. Izmir’de önseçim olmadi. 358 aday adayi içinden adaylarin hangi kriterlere göre seçildigini bilmiyoruz. Listelerde bu kadar çok insanimizin yer almak istemesi; CHP’ye gösterilen ilgi açisindan olumlu bir durumdu fakat partiyle ilgisiz çok isim oldugu da söyleniyordu…Iki bölgede de liste yapiminda kimlerin etkin oldugu biliniyor. Yenilesen bir CHP var yeni yüzler görecegiz. Izmir’in sindiremeyecegi ithal adaylara karsi oldugunu geçen yazimda da belirtmistim. Bu nedenle 1. ve 2. bölgede tartismalar var, olacaktir da… Olumsuzluk durumunda fatura Aziz Kocaoglu, Alaattin Yüksel ve Il Baskani Tacettin Bayir’a çikacaktir.
AKP popülizmi daha çok kullanarak lider oligarsisini örtecek ‘ileri demokrasi’sini daha çok kullandi ve kullanacak gibi görülüyor. Türkücü Ibrahim Tatlises’in “dosyasini ben elden aldim” diyen Basbakan Tatlises’ten vazgeçince Tatlises Urfa’dan bagimsiz aday oldu. Izmir’de Kaçak Mercedes davasindan yargilanan Hülya Avsarci, futbolcu Tanju Çolak da tutmayinca geri çekildi… Oysa yüzde on oy arttiririm diyordu, Çolak AKP simdilik, cemaatçi gol krali Hakan Sükür ile popülizmi sürdürecek… Görelim bakalim nice olur?
Partiler de baharla birlikte degistiler. Bu seçimler de degisimin meyvelerini toplayan iktidar olacak mi? Görecegiz..
Hosça kalin dostça kalin
