Mustafa Yetkıl

ESNAF KRİZDE

Mustafa Yetkıl

Anadolu’da esnaflık; 13. Yüzyılda ahilik ile kurumsallaşır. Hacı Bektaşı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatı günümüz esnaf odalarına benzer. Osmanlının kuruluşunda önemli bir yer tutar. 15 yüzyıldan itibaren Müslüman olmayan Ceneviz ve Bizanslı tüccarların etkisiyle giriş şartları gevşetilerek Lonca adını alır. Yöneticilerini kendileri seçer, devletin fiyat ve kalite standartlarına uyarlar.
1838 ticaret anlaşmasıyla Avrupa malları Osmanlı pazarını istila edince Ahilik ve Lonca sistemleri de çöker, 1912’de kaldırılır. 700 yıl Anadolu’nun ekonomik ve kültürel yaşamında rol oynamış bu orta sınıf tekrar canlandırır. Küçük sermaye ve zanaat sahibine esnaf denir. Tarihi akışı böyledir.
***
Günümüz kapitalist sisteminde esnaf “ara sınıf” Turgut Özal’ın deyimiyle “orta direk” konumundadır. Neden ara sınıftır? Çünkü esnafın, mal ve hizmet üretiminin geri ve ileri hatlarında ipler kapitalist sermaye sınıfının elindedir, üretim araçları kapitalistlerindir. Esnafın ne girdi yani mal alış fiyatlarını ne de pazarladıkları ürün fiyatlarını belirleme gücü vardır. Bu yönüyle sermayeye tabi olmaları nedeniyle işçi sınıfını andırırlar. Sahip oldukları varlıklarla öze mülkiyet sistemine dahil olmaları ve emek kullanma biçimleri söz konusu olduğunda ise sermaye sınıfını andırırlar. Hatta; küçük ve orta büyüklükteki işletme (KOBİ)’leri olabilir. 250 kişiye kadar işçi çalıştırabilirler ama bu işletme sahibi esnaflar da üretimde kapitalistlere bağımlıdır. O nedenle “Ara sınıf” denilir esnaflara… Bu ara sınıfın bir kısmı muhafazakar bir yapıya sahiptirler. AKP iktidarı da başlangıçta bu muhafazakar esnaflar tarafından desteklenmiştir. Bir kısmında cemaat ve tarikatların etkisi de vardır. Ancak cemaat ve tarikatlar edindikleri varlıkları taraflar arasında paylaştıran yapıda değillerdir. Varlıklarını hızla sermayeleştiren cemaat ve tarikat liderleri zenginleştiler. Etrafınıza bir bakın hangi tarikat ya da cemaat lideri ya da hoca efendi yoksul? Hepsi zenginleşti, sermayeder oldular. Ülkemizde siyasal İslamcılık, ulusal kaynaklara dayalı özelleştirme ihale ve yatırımların pay edildiği yeni sermaye birikim modellerinin en önemli aracı haline geldi. Yeni sermayederler yaratıldı, yeni zenginler türedi. Pandemi döneminde bile bu hız kesmedi… Küçük esnaf sınıfı siyasal İslamın sermayeleşmesine tanıklık etmektedir. Üretmeden zenginleşenler.
AKP iktidarı yıllar boyunca hem yoksulluğu sadaka kültürüyle yönetti hem de esnafı ve KOBİ’leri yanında tutabildi… Artık deniz bitti, özelleştirilecek bir şey de kalmadı, ülke duvara çarptı. Bu pandemili günlerde, köylü emekli işsiz, genç, esnaf perişan krizde…
Orta direk çökerse hepimiz altında kalırız.
***
Pandemide günah keçisi haline getirilen esnafın bir yılı geçen zaman diliminde dükkanları kapalı. Borçları yüzünden yaşamını sonlandıranlar var. Allah yardımcıları olsun. Esnaf Kefalet Başkanı Halil Gülcü ile görüştüm. İlçemizdeki 60 mahallede 284 kahvehane 196 lokanta 25 civarında alkollü lokanta olduğunu söyledi. Yaklaşık 500 esnaf… Ortalama 4 kişinin çalıştığını varsayarsak ilçemizde 2 bin kişi bir yıldır işsiz demektir. Lokanta sahibi belediye meclisimizin eski üyelerinden arkadaşım Hamit Cömert ile konuştum. “Paket çalışıyoruz ama eski işlerin yüzde 25’i yok. Kira, elektrik, doğalgaz, stopaj, çalışanların sigortasını geçtim, çalışanların yevmiyesi bile çıkmıyor. Her ay 15-20 bin lira cebimizden harcıyoruz. Bakalım nereye kadar gidecek” dedi. Kasaplar da dertli lokantalar kapanınca et satışları düşmüş. Birahaneler, kahveler, bakkallar tükendik diyor. Bu gibi iş yerlerinde çalışanlar çaresiz. Evine ekmek götüremeyen elektriği suyu kesik olan kirasını suyunu ödeyemeyenler yardımla yaşıyor ayakta kalmaya çalışıyorlar. Çaresizler yanlarında devlet de yok.
***
Avrupa ülkelerinde hükümetlerin desteği büyük esnaflara. Örneğin Almanya’da Başbakan Merkel yurttaşlarına “Siz evde oturun, yeter ki sağlıklı kalın. Biz sizin kazancınızın yüzde 90’nı devlet olarak karşılayacağız” diyor. Ödüyor da bizde durum içler acısı, böyle sosyal devlet olmaz! Esnaf tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Orta direk yıkıldı AKP’den koşarak kaçıyor.
Pandemi dönemi sonrası AKP’yi iktidara getiren bütün iç dinamiklerin değiştiğini düşünüyor ve görüyorum. Başta AKP’ye oy veren esnafımız AKP’dne uzaklaşarak emekten, demokrasiden sosyal adalet, sosyal devlet ve özgürlüklerini savunan muhalefet cephesinde yerini alacaktır. Esnafımıza “Hayırlı işler!” diyeceğimiz günlerde buluşmak dileğiyle. Hoşça kalın, dostça kalın.
Not: İşçi ve emekçilerin mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları