Nevzat Karataş

Allah bizi ne zaman sever

Nevzat Karataş

Hedef bu olunca hedefe giden yolu araştırmak gerekmektedir. Ne yapmalı ki, Rabbimiz bizi sevsin. Çünkü insanın yol haritası üzerinde Onun sevgisi ve dostluğu olmadan yola devam etmek, zulmün karanlıklarına dalmaktan başka bir şey değildir.

Dünya hayatında, kabir hayatında, mahşerde, sıratta onun sevgisi ve dostluğu olmaksızın huzuru ve kurtuluşu yakalamak imkânsızdır. Öyle ise ne yapmalı ki, Rabbimiz bizi sevsin? Bu soruyu yaratıcımız, bizim soracağımızı önceden bildiği için veya bunu arzu ettiğimizi bildiğinden bizlerin sormasına fırsat bırakmadan kendisi cevap vermektedir.

          GÜNAHLARI DA AFFEDİYOR  

Sorumuza şöyle cevap veriyor “(Ey Muhammed) Ümmetine de ki, eğer Allah’ı seviyorsanız bana tabi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin…” Rabbimiz kendisini sevdiğimizi biliyor. Ve bunun yeterli olmadığını kendisinin de bizi sevmek istediğini hatırlatıyor.

Gerçi bazı ayeti kerimelerde “Ben bana güvenenleri severim, ben gönülden tevbe edenleri severim, ben iyice temizlenenleri severim.” Şeklinde açıklamalarda bulunuyor ama bizi açıkça sevmesinin yolunun “Habibim” dediği peygamberine itaat etmekten geçtiği çok açıktır. Çünkü O aynı zamanda “Allah’a ve rasulüne itaat edin.” buyurur.

Ben bu ayeti kerimelerden şunu anlıyorum. Rabbimiz demek istiyor ki, Ben sizi yeryüzünün halifesi kıldım. Yeryüzündeki her şeyi sizlerin mutlu olabilmeniz için yarattım. Görebildiğiniz her şey size hizmet ediyor. Sizler de size hizmet eden bu nimetlere karşı benim arzuma uygun davranın.

Peki, “Senin arzun nedir Ya Rabbi?”  şeklinde ki sorumuza da “Benim sizleri yönlendirmek için gönderdiğim, görevlendirdiğim Hz. Muhammed’in gösterdiği yoldan gidin, onun yönlendirmelerine uyun, Yani onun söylediklerini ve yaptıkların yapın.” Ayeti kerimenin devamında da sadece sevmekle kalmayacağını, günahlarımızı da affedeceğini haber veriyor ki, bu aynı zamanda “Sizi cennetime koyarım” demektir. Çünkü günahı olmayan kulun gideceği yer cennettir.

      ÖZ ELEŞTİRİ YAPMAK

Rabbimizin bu güzel ve açık yönlendirmesinden anlaşılan şudur, biz kullar Kur’anı Kerimi istendiği şekilde, uygulanması gerektiği biçimde anlamakta zorluk çekiyoruz. Onu Kur’anın tercumanı, uygulayıcısı, bize ulaştırıcısı Hz. Muhammed’den öğrenip, hayatımıza tatbik edelim.

Şimdi kendimizi tartmamız, güncel ifadeyle özeleştiri yapmamız gerekiyor. Mademki Allah’ı sevmenin yolu peygambere uymaktan geçiyor, mademki günahların affedilebilmesi peygamberin dediklerini yapmaktan geçiyor, mademki günahlar affedilince cennete gidiliyor. Öyle ise bizim peygamberimizin dediklerini ve yaptıklarını bilmemiz gerekmez mi?

O zaman kendi kendimize soralım, peygamberimizin kaç tane sünnetini biliyoruz veya kaç sünnetini uyguluyoruz, onun hakkında hangi kitabı okuduk? Ve sormaya devam edelim, biz gerçekten cennete gitmek istiyor muyuz? Rabbim gerçekten cenneti arzulayan ve bu arzusunun peşinden koşan kullarından eylesin. Hayırlı cumalar.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları