Ancak biz dişlerimiz hakkında şimdiye kadar hiç düşünmediğimiz bazı noktalara temas etmek istiyoruz. Aşağıdaki basit tespitlerin yorumlanmasından sonra inanıyorum ki, okuyucu “Gerçekten ben bunu hiç düşünmemiştim.” diyecektir.
– Dişlerimiz ağzımızın içindedir.
– Kesici dişler ön taraftadır.
-Parçalayıcı dişler yanlara yerleştirilmişlerdir.
– Öğütücüler arka kısımdadır.
– Alt ve üst dişler bir birinin üzerine denk gelecek şekilde sıralanmışlardır.
– Hepsi kemik olmalarına rağmen teker teker çakılmışlardır.
– Alt ve üst dişler sayı olarak bir birine eşittir.
– Bedenimizde kemik olarak görülebilen tek azamızdır.
– Doğduğumuz zaman diğer azalarımızın aksine sonradan çıkarlar. Düşündürücü değil mi?
– Ağzımızı dikey olarak ortadan böldüğümüzde dişlerimizin simetrik olduğu ortaya çıkar.
– ilk çıktıkları gibi kalmazlar, belli bir uzunluğa ulaşınca uzamaları durur.
Yukarıda sıralamaya çalıştığımız özellikler dişlerimizin rahatça izlenen özellikleridir. Onların gerçekten çok daha değişik özellikleri var. Ama biz her seviyeden insanın anlayacağı özellikleri seçmeye gayret ettik. Üzerinde durduğumuz konunun özü için bu özellikler, son derece düşündürücüdür. Bu nedenle biz bu özellikleri başka bir açıdan okumaya çalışacağız.
Hiç diş doktoruna gittiniz mi? Bilmiyorum. Dilerim hiçbir zaman gitmezsiniz. Çünkü diş doktoruna ya çok değerli bir dişinizi çektirmek ya oydurup dolgu yaptırmak ya da kaybettiğiniz dişlerinizin yerine takma diş yaptırmaya gidersiniz. Aslında sürekli kontrol için gitmelidir ama konumuz bu değil.
DİŞLERİMİZİN AKLI YOK
Hangi sebepten giderseniz gidin, Diş doktorunun, kaybettiğiniz dişlerin yerine takacağı takma dişler için nasıl bir gayret sarf ettiğini görürsünüz. Önce büyük bir titizlikle dişler için ölçü alır. Sonra sayısız provalar yapılır. Bütün bu özenle alınan ölçüye, provaya rağmen takılan dişler tam bir düzen tutmaz. Tuttuğu da olur ama ana dişlerimizin verdiği rahatlığı bulabilmek imkânsız gibidir.
Yukarıda saydığımız özelliklerinin dışında dişlerimizin konuşmamızda, bazı kelimeleri rahatlıkla telaffuz etmemizde çok büyük etkileri olduğu da bir gerçektir. Niçin dişler ağzımızın içinde oluşurlar? Niçin koltuk altlarında, tepemizde, avucumuzun içinde veya bir başka bölgede değiller, bulundukları yeri kendileri mi seçtiler? Ağzımızın içinde nasıl olup da sıraya girdiler ve her biri en uygun olan konuma geçti? Sayılarını kendileri mi tespit ettiler? Büyümelerine devam etselerdi halimiz ne olurdu?
Dişlerimizi izlerken, okurken bu soruları cevaplandırmaya çalışarak okursak sanıyorum dersimizi daha iyi anlar, kendimizi daha iyi tanırız. Çünkü kendimizi ne kadar iyi tanırsak rabbimizi de o kadar iyi tanırız.
Rabbimizi tanımak için, aklı, eli, ayağı, olmayan dişlerimizin nasıl olup da bu kadar planlı, programlı bir yol izleyebildikleri siz dostlarca da düşündürücü değil mi? Dizilişleri, görevleri, yapıları, görüntüleriyle rabbimizin varlığını ve ilmini haykırmıyorlar mı?
Zaten rabbimiz de “Ki, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık” buyurmuyor mu? Tabii bütün bunlar okumayı güzel yapıp düşünenler içindir. Düşünenlerden olanım inşallah! Hayırlı cumalar.
