Nevzat Karataş

      Mevlana kimin torunudur?

Nevzat Karataş

1207 yılında Afganistan sınırları içerisindeki Horasan’ın Belh şehrinde doğmuştur. Uzun yıllar değişik ülke ve şehirlerde ilim tahsil ettikten sonra Anadolu’ya gelmiş ve Karaman şehrine yerleşmiştir. Daha sonra devrin hükümdarının davetiyle Konya’ya taşınmış ve17 aralık 1273 tarihinde Rabbine kavuşmuştur. Kabri şu anda Konya Mevlana müzesindedir.

Yaklaşık yedi yıl boyunca “DOSTÇA” Köşemizde zaman zaman hikâyeleriyle köşemize konuk ettiğimiz Mevlana’yı ölüm yıldönümünde rahmetle anıyoruz. Rabbim şefaatlerine nail eylesin. Bu hafta da siz dostlarla onun dostlukla ilgili bir hikâyesinde birlikte olacağız.

    AYININ DOSTLUĞU BÖLE OLUR

Oldukça güçlü kuvvetli bir genç, ormanda yürürken acı acı bağıran bir ayı sesi duydu. Sesin geldiği tarafa hızlıca yürüdü. Gördükleri karşısında şaşkına döndü. Çünkü koskocaman bir yılan, ayı’ya sarılmış onu boğmaya çalışıyordu.

Genç kılıcını çekti ve yıllanın başını bir hamlede kesiverdi. Sonrada ayıya dolaşmış olan yılanı ayının vücudundan ayırıverdi. Nefessiz kalmış olan ayı yavaş yavaş kendine geldi ve genç’e dostluk gösterileri yapmaya başladı. Genç de ayının bu davranışlarından hoşlanmaya başladı. Bir müddet beraber yürüdüler. Genç yorulmuştu, bir ağacın altında dinlenmek maksadıyla uzanıverdi. Ayı da başında bekliyordu.

Oradan bilgin bir kişi geçiyordu. Duruma hayret edip delikanlıya “Bu nasıl şeydir?” diye sordu delikanlı da olan biteni olduğu gibi anlattı. Bilgin kişi durumun tehlikeli olduğunu anlayıp delikanlıya bu işe vakit geçirmeden bir son vermesi gerektiğini, “Ayıdan dost olmayacağını” uzun uzun anlattı. Ve “Akıllı birinin yanında uyu ki, o gönül sahibi seni korusun. Dedi.”

Genç’te “Bu adam benim ayı ile olan dostluğumu kıskanıyor. Bana tuzak kurup beni öldürecek galiba, Beni dostumdan soğutmak istiyor.” Diye düşünerek “ , “Yürü işine git” dedi.

Bilgin kişi “La havle vela kuvvete illa billah” diye bir “La havle” çekip oradan uzaklaştı. Delikanlı da biraz sonra o ağacın altında uyuyakaldı. Ayı da başında bekliyordu. Biraz sonra sinekler gencin yüzüne konmaya başladılar, Ayı da onları ön kollarıyla kovalamaya uğraştı. Fakat bir türlü başaramadı. Sineklerin gencin yüzüne iyice konması sırasında yerden kocaman bir taş alıp sinekleri kovacağım diye gencin kafasına indirdi. Genç orada can verdi.

Eee, ayının dostluğu böyle olur.  Atalarımız boşuna “Deliden dostun olacağına akıllıdan düşmanın olsun” dememişler.

     GÖNÜL AYNASI TEMİZ OLMALI

Mevlana hazretleri bu hikayede, insanın dost seçerken akıllı davranması gerektiğine işaret ediyor ve  bizim rahatça  anlayacağımız şu beyitleri söylüyor.

“Ebu Bekir Peygamberin yüzünü görünce, “Bu yüz bir yalancı yüzü değil.” Dedi. Ebu Cehil ise inadına yenildiği için “Ayın yarılması mucizesini gördüğü halde O’na inanmadı.”

“Cahil olan, Hakk’ı uzak görür. Ona ne kadar gösterseler de inanmaz. Hâsılı, gönül aynası temiz olmalı ki, yanılmadan güzel ve çirkin ayrılabilsin.”

Evet, Gönül aynası temiz olmazsa güzeli görmek, ayırmak imkânsız olur. Rabbim, gönül gözü açık; gönül aynası temiz olanların arasına ilhak eylesin. Hayırlı cumalar.

 

Yazarın Diğer Yazıları