Nevzat Karataş

Ömer (RA) nasıl sakinleşti

Nevzat Karataş

 

Bu nezaketsizliği o kadar ileri gitmişti ki, Peygamberimizin meclisine gireceği zaman izin almadan girerdi. Peygamberimizin huzuruna izinsiz olarak girdiği zaman, peygamberimiz ona “Hani izin” sorusuna karşılık “Kimseden izin almadım” derdi.

Peygamberimiz (SAS) bu kural tanımaz arkadaşına, bu kabalığından dolayı “El ahmakul Muta”” derdi.

İşte bu kişi peygamberimizin vefatından sonra, Hz Ömer’in  halife, yani bu günkü anlamda devlet başkanlığı zamanında Medine’ye akrabasını  ziyaret için geldi.

Uyeyne’nin Medine’de misafir olacağı bir tek kardeşinin oğlu Kays vardı ve onun evine misafir oldu. Kays ise Hz. Ömer’in yakın memurlarındandı.

ADALETLİ DAVRANMIYORSUN

Bu misafirlik sırasında bir gün Hz. Ömer Kur’an ve fıkıh alimleriyle toplantı yapıyordu. Uyeyne kardeşinin oğluna, o toplantıyı takip etmek için Hz Ömer’den izin almasını istedi. Kardeşinin oğlu bunun uygun bir istek olmadığını anlattıysa da o bu isteğinde ısrar etti.

Kays Hz Ömerin yanındayken akrabasının isteğini Hz. Ömer’e iletti. Hz. Ömer’de izin verdi. Uyeyne toplantıya girdi. Bir müddet izledikten sonra Hz. Ömer’e hitaben “Sen bize bol bol vermiyorsun, bizim aramızda adaletli hükmetmiyorsun, bizi adaletli yönetmiyorsun” dedi.

Bu yersiz ve kaba davranış karşısında oldukça öfkelenen Hz Ömer Adamın üzerine yürüdü, onu dövecek duruma geldi.

Bu tatsız durum karşısında meclise girmesine izin alan Kays araya girdi ve  Araf suresi yüz doksan dokuzuncu ayeti okudu. Şöyle diyordu Ayette “Sen af yolunu tut, güzellikle emret ve kendini bilmezlerden yüz çevir.” Ve ilave etti “Ya Ömer! Bu adam cahillerden biridir.” Ne kadar şaşılacak bir durum! İki kardeş çocuğu; biri Hz Ömer’e saygısızlık ediyor, diğeri O’nu doğruya yönlendiriyor.

Bu ayeti kerimenin okunması üzerine Hz Ömer donakaldı. O adama hiçbir şey yapmadı. Bu gün az çok okumuş birisine mesela, Bakara suresi yüz yirminci ayetin mealini okuyorsun, daha ayetin sonu gelmeden “Ama….” diye başlıyor.

DELİKANLIYDI, HAKLIYDI AMA

Hz Ömer delikanlıydı, yiğitti, güçlüydü, yetkiliydi ve haklıydı. Ama bütün bunların arasına Allah ve rasulünün tavsiyesi girince O, Allah’ın karşısında eli kolu bağlı bir kul oluyordu.

Peygamberimizin vefatında da, “Kim Muhammed öldü derse başını vururum” diye ortaya atılmış ama Hz Ebu Bekir, “Kim Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki o ölmüştür, Kim de Allah’a tapıyorsa bilsin ki Allah bakidir” mealinde ki ayeti okuyunca ayaklarının bağı çözülmüş olduğu yerde çökmüş ve ayrılık göz yaşlarının eşliğinde hüngür hüngür ağlamaya başlamıştır.

Aslında İslam’ın olan “Bu adaleti”, biz Hz. Ömer’in adaleti olarak biliyoruz. Bizlere verilmek istenen istenen mesaj. Oduncunun oğlunu İslam’ın adaletiyle meşhur eden Onun olaylar karşısında ki bu tutumu olsa gerekir. Evet, Hattab oğlu Ömer, bu prensibinden dolayı “Adaletli Ömer” olmuştur.

Rabbim, bütün iyi ve kötü durumlarda doğruları tavsiye eden dostlarla birlikte olmayı nasip etsin. Hayırlı cumalar.

Yazarın Diğer Yazıları

Çerez Bildirimi

Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.