Nevzat Karataş

YEDİ SEKİZ HASAN PAŞA VE MEHDİ

Nevzat Karataş

YEDİ sekiz Hasan, paşa Osmanlı ordusunda erlikten paşalığa yükselen nadir bir askerdir. Kur’an okumasını bilenler, Arapçada “V” Harfinin yedi, ters “V” harfinin ise sekiz manasına geldiğini bilirler. İşte Hasan Paşa, imzasını atarken bu iki rakamı yan yana yazarak imza attığı için adı, Yedi sekiz Hasan Paşa olmuştur, derler.

Hasan paşa, ikinci Abdulhamid han zamanında yaşar. Devletine milletine çok bağlı bir insandır. Padişah tarafından çok sevilir ve yaptığı her iş yönünden son derece başarılı olur. Fakat rivayet odur ki, Hasan Paşa pek tahsil görmüş birisi değildir. Fakat her işinde hedefine ulaşmaktadır. Bu başarısının sırrını da kimseye söylemez.

Hasan Paşa’ya çok yakın bir dostu “Paşam! Allah aşkına her işinizde nasıl oluyor da başarılı oluyorsunuz” diye ısrar eder. Paşa da dayanamaz, bu yakın dostuna der ki, Aziz dostum ben İngiliz ve Rus elçisiyle yakınlık kurdum. Yapacağım her işi önce Rus elçisine sonra da İngiliz elçisine danışıyorum. Onlar bir iki gün içinde bana akıl veriyorlar. Ben de o ikisinin fikrine zıt olan şeyi yapıyorum ve başarıyı yakalıyorum.”

Yakın dostu, “Onlar hep yanlış mı yapıyorlar?” deyince “Hayır, onlar bizim yararımıza olan şeyi bana tavsiye etmezler, ben bunu kesin olarak biliyorum. Onların istediklerinin zıddı benim memleketimin faydasınadır, bunu kesinkes biliyorum.” Der.

HASAN PAŞA VE MEHDİ’Sİ

Bu günlerde Avrupa Basınında veya parlamentosunda ülkemiz hakkında konuşulanları, dost tavsiyesiymiş, yararımızaymış gibi halkımıza yutturmaya, halkımızı yönlendirmeye çalışanların kulakları çınlasın.

2o Mayıs 2878 de saat on bir sıralarında Çırağan sarayı basılır. Üç beş yüz kişi sarayı basar ve padişahı değiştirmeye yeltenirler. Başlarında Ali Suavi vardır. Bu kişi daha önce Galatasaray Lisesinin müdürüdür. Fakat yaptığı yanlışlıklar ve ihanetlerden dolayı II.Abdulhamid Han tarafından görevden alınmıştır. Ve padişaha düşman kesilmiştir. İngilizlerin kışkırtması neticesinde de bu hainliğe soyunmuştur.

Saraya yapılan bu baskında, kargaşa sürerken Hasan Paşa izindedir ve Beşiktaş’ta bir berberde tıraş olmaktadır. Haberi duyar duymaz tıraşı bırakır ve saraya koşar.

Yanında silahı yoktur, sarayın kapıcısından eline geçirdiği sağlam bir sopayla birlikte merdivenin altına saklanır. Koşuşturmaca sürerken tam Ali Suavi önünden geçer. O sırada ortaya çıkan Hasan Paşa Rabbine sığınıp sopayı İngiliz casusu Ali Suavi’nin başına indirir. Ali Suavi, o sopanın etkisiyle oracıkta can verir. Kışkırtıcılar, başkanlarının öldüğünü görünce kaşırlar. Yetişen zaptiyelerde hepsine teker teker yakalayıp götürür. Ve devlet, büyük bir felaketin eşiğinden döner.

BİR MEHDİ GÖNDER ALLAH’IM

Denilir ki, Hasan Paşa, o sopayı hayatı boyunca yanında saklar ve adını da “MEHDİ” Koymuştur. Geçenlerde bir savcımızın şehit edilmesinde bu işin bir İngiliz oyunu olduğunu, yakalanan İngiliz’le bir defa daha düşündüm.

Yıllar geçti değişen bir şey yok, düşman aynı, taktikler aynı, sadece Hasan Paşa yok. Rabbim İngiliz Münafığının başına MEHDİ’sini indirecek bir Hasan Paşa göndersin diyorum. Her tarafımızı İngiliz sarsa da ben isteğimi rabbime arz ediyorum, çünkü O her şeye kadirdir. Hayırlı cumalar.

Yazarın Diğer Yazıları

Çerez Bildirimi

Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.